Sabahattin İsmail Sabahattin İsmail

"Çözüme Bir Şans Daha Verilsin" Diyen Gül'e Yanıt

11 Ekim 2023

1 Ekim 2023’de Yunan Kathimerini gazetesine, durup dururken demeç vererek “Annan Planı kaybedilmiş bir fırsattır” diyen Abdullah Gül’e yanıttır. 

Abdullah Gül, herhalde, 5 yıl Cumhurbaşkanlığını ve ondan önce Başbakanlığı ile Dışişleri Bakanlığını yaptığı Türkiye Cumhuriyeti’nin, KKTC ile birlikte, yeni bir milli politika belirlediğini, bu politikanın, 2021’de Cenevre’de yapılan  gayrı resmi 5+1 konferansında BM ve Rum yönetimine verilerek tüm Dünya’ya resmen ilan edildiğini ve kararlılıkla savunulmakta olduğunu bilmiyor... 
Sorumluluk sahibi ciddi bir devlet adamı, eski bir Cumhurbaşkanı, ülkesinin milli davası ile ilgili bir konuda, bir İngiliz, Amerikalı, Rum, Yunan diplomatı gibi konuşmamalı. 
Ciddi bir devlet adamı, milli davalarla ilgili demeç vermeden önce, ülkesinin şimdiki Cumhurbaşkanı veya Dışişleri Bakanı ile görüşmeli, yürütülen milli politika ile ilgili bilgi almalı, ancak ondan sonra ve milli politikaya destek verecek şekilde konuşmalı. 
Gül, bunu yapmadı, Yunan gazetesine bir üçüncü taraf gibi ve Rum-Yunan, İngiliz, ABD diplomatı ağzıyla konuştu.
Dedi ki, ÇÖZÜME BİR ŞANS DAHA VERİLSİN “

İNGİLİZ-ABD GÖRÜŞÜ

Aslında bu görüşü, 7 Eylül 2023’de  İngiliz eski Dışişleri Bakanı Jack Straw ortaya atmıştı. Anımsanacağı gibi Straw, POLİTİCO dergisine yazdığı yazıda, “Kıbrıs sorunu çözülmeden Rumların AB’a alınmasının hata olduğunu, Rumların çözüm istemediğini, çözüme son bir şans daha verilmesini, Rumların yine reddetmesi halinde, İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ ” önermişti. ABD ve İngiltere’ye yakınlığı ile bilinen CTP Milletvekili, eski müzakereci federasyoncu Özdil Nami de, 1 Ekim 2023’de, parti bülteni Yenidüzen’e verdiği söyleşide, Straw’un bu görüşüne destek belirterek, “çözüme bir şans daha verilmesini” savunmuştu. 
Belli ki bu, BM, ABD, İNGİLTERE, AB’nin, KKTC ‘NİN TANINMASINI ENGELLEMEK İÇİN FEDERASYON GÖRÜŞMELERİNİ BİR AN ÖNCE YENİDEN BAŞLATMA stratejisidir. 
Bu stratejiyi ileride daha detaylı değerlendireceğim. 

GÜL’E SORUYORUM 

Tekrar Gül’ün konuşmasına  dönmek ve ona sormak istiyorum:
-    Hangi çözüme bir şans daha verelim? 
-    Rumların savunduğu çözüm olan, Türk Halkının içinde AZINLIK STATÜSÜ İLE YER ALACAĞI ÜNİTER KIBRIS RUM DEVLETİ ÇÖZÜMÜNE Mİ? 
-    BM’nin savunduğu, 50 yıldır görüşülen, ancak her defasında başarısızlıkla sonuçlanan ve 50 yılımızın heba olmasına neden olan İKİ BÖLGELİ, İKİ TOPLUMLU, BİRLEŞİK FEDERAL KIBRIS ÇÖZÜMÜNE Mİ? 
Kıbrıs Türk Halkı, Rum-Yunan ikilisi ile ABD/AB’nin dayattığı ÜNİTER KIBRIS ÇÖZÜMÜNE karşı, 1963-1974 arası, 11 yıl boyunca kararlı bir direniş sergiledi. Yüzlerce şehit verdi, 103 köyü işgal edildi. Sıkıştırıldığı adanın yüzde 3’lük bölümünde, 11 yıl boyunca insanlık dışı bir kuşatmaya, açlığa, yokluğa, sefalete rağmen direndi, teslim olmadı, ÜNİTER DEVLET ÇÖZÜMÜNÜ kabul etmedi. 
1974 Barış Harekatı sonrası ise 48 yıldır İKİ BÖLGELİ, İKİ TOPLUMLU FEDERASYON ÇÖZÜMÜNÜN gerçekleşmesi için getirilen tüm BM planlarını kabul etti... Ancak, TÜRK HALKININ, İÇİNDE AZINLIK OLACAĞI ÜNİTER DEVLET talebinden geri adım atmayan Rum yönetiminden karşılık bulmadı. 
1985-1986 Cuellar Planları, 1992 Gali Planı, 2004 Annan Planı hep Türk tarafınca kabul edilirken, Rum eski Dışişleri Bakanı Rolandis’in de itiraf ettiği gibi, tümü de Rum tarafınca reddedildi. BM Genel Sekreteri Annan bile “RUMLAR SADECE BİR PLANI DEĞİL, ÇÖZÜMÜN KENDİSİNİ VE YÖNETİMLE ZENGİNLİĞİ TÜRKLERLE PAYLAŞMAYI REDDETTİ” demişken, TANINMA YOLUNA ÇIKMAK yerine  görüşmeye devam edildi. 
En son 2017 Crans Montana çözüm süreci de Rum tarafınca çökertildi. 
BM Genel Sekreteri Guterres, “FEDERAL ÇÖZÜM İÇİN ORTAK ZEMİN OLMADIĞINI, ARTIK BAŞKA SEÇENEKLERİN DE KONUŞULMASI GEREKTİĞİNİ” söylemek zorunda kaldı. 
Ve, Türkiye ile KKTC, İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM FORMÜLÜNÜ MASAYA KOYDU. 
Artık savunulması gereken budur. 
50 yıldır bütün çözüm yolları denendi, bütün çözüm planları kabul edildi, ancak bir sonuç elde edilemedi. 
Sizce yeterli değil mi? 
Sizce çözüme daha kaç kez şans verelim? 
10 kez daha yeterli mi? 
Bir 50 yıl daha çözüme şans versek, tatmin olur musunuz? 
Tam da KKTC’NİN TANINMASI YOLUNA ÇIKMIŞKEN, aniden ortaya çıkıp, Yunan basınına “ÇÖZÜME BİR ŞANS DAHA VERİLSİN” diye açıklama yaparken amacınız nedir? 
KKTC'NİN TANINMA OLASILIĞI mı sizi rahatsız etti? 
KKTC’NİN TANINMASI YERİNE, RUMLARLA BİRLİKTE FEDERASYON KURULMASINI MI TERCİH EDİYORSUNUZ? 

SORUN ÇÖZÜLMÜŞTÜR

Bakın Sn Gül, esasen Kıbrıs sorunu 1974 Barış Harekatı ile çözülmüştür.
1983 KKTC ilanı ile İKİ DEVLETLİ BİR BARIŞ ANLAŞMASININ ALT YAPISI TAMAMLANMIŞTIR 
Bizim için artık “Kıbrıs sorunu” diye bir sorun yoktur ki, sorunu çözme peşinde koşalım. 
Bizim gündemimiz DEVLETİMİZİN, ÜÇÜNCÜ DEVLETLER TARAFINDAN DA TANINMASINI SAĞLAMAKTIR. 
Bunu sağlayınca, Rum yönetimi  zaten İKİ DEVLETİN BİR BARIŞ ANLAŞMASI İMZALAMASI İÇİN yalvaracaktır... 
Sizin sayenizde, 2004 Annan Planı referandumundan sonra bu yola giremedik, “çözüme bir şans daha vermek için” görüşmeye devam ettik. Bari şimdi, ayak içinde dolanıp engellemeye çalışmayın, emekliliğinizi yaşayın, torunlarınızla vakit geçirin! 
1974’den beri Kıbrıs sorunu sadece Rumlar için vardır ve kayıplarını giderecek bir çözüm  arayışındadırlar. 
Onları sorunu, Türk askerini ve Türk nüfusunu adadan çıkarmak, Garantörlüğü iptal ettirmek, KKTC'yi yok etmek, ÜNİTER RUM DEVLETİNİ KURARAK egemenliklerini tüm adaya yaymak ve Kıbrıs Türklerine azınlık haklarını dayatmaktır. 
Bu milli hedeflerine ulaşana kadar, KIBRIS SORUNU onlar için bitmiş olmayacaktır. 
Her zaman, BM gözetiminde çözüm görüşmeleri sürsün, BM Barış Gücü hep adada kalsın, KKTC, hiçbir zaman TANINMASIN diye çalışacaklardır 
Dolayısı ile “ÇÖZÜME BİR ŞANS DAHA VERİLSİN, FEDERASYON GÖRÜŞMELERİ BAŞLASIN" demek, objektif olarak, Rum-Yunan milli hedeflerine hızmet etmektir 
O nedenle bu yanlış söylemden vazgeçin, Milli politika olan, KKTC’NİN TANINMASI VE İKİ DEVLETLİ BİR BARIŞ ANLAŞMASI YAPILMASI için çalışın!

Yorumlar