Sabahattin İsmail Sabahattin İsmail

Hristodulidis'in AB Stratejisi Çökmeye Mahkumdur

25 Mart 2023

Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis, AB’yi Kıbrıs sorununa taraf yapmayı temel strateji olarak belirledi. Brüksel’de bu amaçla görüşmeler yapıyor. Gerekçesini de çekinmeden şöyle açıkladı:

- AB, Türkiye’ye baskı yapabilir, Kıbrıs ve Ege’de tavize zorlayabilir....

Ne var ki bir sorunu var:

Türkiye, şu an AB süreci dışında. Tam üyelik müzakereleri askıya alındı. AB, istediklerini yaptıramayınca Türkiye’ye yaptırım uyguluyor. Türkiye AB’yi umursamıyor, bildiği yolda yürüyor. Dolayısıyla AB, Türkiye’ye baskı yapma imkanını kaybetmiş durumda... 

Hristodulidis buna da çare buldu. Diyor ki, 

- AB, Türkiye’yi yemlesin. Kontrollü vize muafiyeti tanısın, gümrük birliği değişiklik talebini görüşsün. Para versin. .. Biz de bazı başlıklara koyduğumuz blokajı kaldıralım. Böylece tam üyelik müzakereleri yeniden başlasın. Bunun karşılığında Türkiye de Kıbrıs’ta federasyon müzakerelerinin kaldığı yerden yeniden başlamasını kabul etsin, tavizler versin... 

Özetle, AB çıpasını kullanarak Türkiye’nin ağzına bir parmak sahte bal çalıp, Kıbrıs, Mavi Vatan ve Ege’yi cebe atmayı hesap ediyor...

Rum anaları ne açıkgöz siyasetçiler doğuruyor gördünüz mü?

“ Aç tavuk kendini buğday ambarında görür” deyişi, tam da Hristodulidis için söylenmiştir.

ANLAMADIKLARI

Türkiye ve KKTC’nin, 50 yıl boyunca sonuç vermeyen eski federasyon politikasına dönmesinin artık söz konusu olmadığını hala anlamadılar. 

İki devletli çözüm hedefinde sonuna dek ısrarlı olduğumuzu anlamaları için daha ne yapmak gerekir acaba? 

Onca vurgulamamıza karşın, bu gerçeği, ne Rum-Yunan, ne AB/ABD /İngiliz üçlüsü, ne de BM anlamış görünüyor... 

Nitekim bir hafta içinde hem ABD Büyükelçisi, hem İngiliz Yüksek Komiseri, hem  de AB ve BM temsilcileri yaptıkları açıklamalarda hala “iki toplumlu, iki bölgeli federasyon görüşmelerinin başlaması gereğinden” söz etmişlerdir.

KKTC’nin, Türk Devletleri Teşkilatı zirvesine Anayasal adı ile gözlemci üye devlet olarak katılması ve Anavatan Cumhurbaşkanının BM Genel Kurulu’nda tüm Dünya’ya  “ KKTC’Yİ TANIYIN ” çağrısı yapması bile, onları derin uykudan uyandırmaya yetmemiştir.

Federasyon trenini, 2004 Annan Planı referandumunda ve en son 2017’de Crans Montana’da açgözlü ve arsız tavırları sonucu, geri dönmemek üzere kaçırdıklarını hala anlamak istemiyorlar. 

Bu durumda boşuna zaman ve nefes tüketmeye devam edeceklerdir.

Nitekim, şimdi Brüksel’de, AB koridorlarında boşuna uğraşmaktadır. AB stratejisinin başarılı olamayacağını ve hiçbir sonuç üretmeden çökeceğini görecektir. 

AB TEMSİLCİ ATASA NE OLACAK? 

Hristodulidis’in AB’den istediği, BM Kıbrıs Özel Temsilcisi’ne ilaveten, AB’ın da, olmayan ve olmayacak olan görüşmeler için bir özel temsilci atamasıdır. 

KKTC’nin bunu kabul edeceğini nerden çıkardı acaba? 

Kıbrıs sorunu BM tarafından sürdürülen bir süreçtir. Rum-Yunan ikilisinin tam üye olduğu ve şantajla esir aldıkları AB’ın, BM sürecine karışmasını niye kabul edelim ki? 

KKTC’yi tanımayan, bize her türlü ayrımcılığı, ambargoyu ve izolasyonu uygulayan, Rum tarafını destekleyen, 2004 Annan Planı referandumunda verdiği hiçbir sözü tutmayan, Halkımızı sahte vaatlerle, yalan dolanla aldatıp güvenilmezliğini tescil ettiren AB’ı, sürece dahil etmemiz için deli ve ahmak olmamız lazım. 

Atayacakları temsilciyi muhatap bile almayacağımızı bilmelidirler. 

AB, gerçekten bir barış anlaşması yapılmasına katkıda bulunmak istiyorsa, 2004’de verdiği sözleri tutarak, KKTC üzerindeki ambargo ve izolasyonu kaldırmalıdır

KKTC’nin meşru, egemen varlığını kabul etmeli, iki devlete eşit ve adil davranmalıdır. 

Bunları yaptıktan sonra değil bir, isterse on temsilci atasın ve gelsin ciddi ciddi her konuyu konuşalım!

Yorumlar