Rum seçimlerini federasyon karşıtı Hristodulidis’in kazanması, başta CTP olmak üzere içimizdeki federasyoncuları yeni bir değerlendirme yapma aşamasına getirmiş olmalıdır.
Hristodulidis’i, “komünist” AKEL dışındaki tüm Rum partileri desteklemiştir.
Federasyonu savunduğu iddia edilen DİSİ ‘nin yüzde 75’i dahi “RED CEPHESİ” diye anılan federasyon karşıtları ile aynı doğrultuda hareket etmiştir.
Bu, Güneyde öyle büyük bir TARİHİ UZLAŞMA olmuştur ki, 15 Temmuz 1974 faşist YUNAN-EOKA-B darbesinde birbirine silah çeken, kurşun sıkan, öldüren, canlı canlı toplu mezarlara gömen EOKA B’ciler ve paramiliter faşist ELAM’cılar ile Makariosçular ( DİKO) SOSYALİSTLER (EDEK) Kleridesçiler (DİSİ) federasyon karşıtlığında bir araya gelmişlerdir.
Demek ki 1974 darbesinden bu yana geçen 49 yıl, milli davaları uğruna TARİHİ UZLAŞMA yapmaları gerektiğini onlara öğretmiştir.
Rum Ulusal Konseyi
Esasen, Kıbrıs konusunda AKEL dahil, Meclis’te temsil edilen tüm Rum partilerinin oluşturduğu Rum Ulusal Konseyi içinde zaten birlikte hareket etmekteydiler. Kıbrıs konusunda 1989 yılında alınan Rum Ulusal Konseyi kararı tüm partileri bağlamaktadır ve iktidara hangi parti gelirse gelsin, bu kararın dışına çıkmamaktadır.
Olası bir çözümde “SIFIR ASKER SIFIR GARANTİ “, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin korunması, Türk Halkının egemen eşitliğinin ve ortaklığının kabul edilmemesi, tüm Rum göçmenlerin geri dönmesi, 1989 Rum ULUSAL KONSEYİ’nin belirlediği bağlayıcı ilkelerdir.
Nitekim AKEL’in iktidara geldiği ve lideri Hristofiyas’ın Rum Devlet Başkanı olduğu dönemde bile, KKTC ‘de iktidarda olan CTP – Talat ile federal bir çözüm üzerinde anlaşmadılar...
O dönem KKTC Cumhurbaşkanı olan CTP ‘li Mehmet Ali Talat’ın, yoldaşı Hristofiyas’ın Rum Ulusal Konseyi kararları çerçevesinde izlediği hegemonyacı politika karşısında “daha ne yapayım, Sarayönü’nde kendimi mi asayım? Ellerinde olsa nefes, almamızı bile engelleyecekler “ dediği anımsanmalıdır.
5. Kırılma
CTP ve federasyoncular açısından, federasyon karşıtı Hristodulidis’in RED CEPHESİ’nin desteğiyle seçimi kazanması, federasyon hedefinde 5. kırılmadır.
Birinci kırılma, 1990-1994’de çok umut bağladıkları sözde federasyoncular Vasiliu-Klerides’in, Gali Fikirler Dizisi ve Güven Yaratıcı Önlemler Paketini öldürmesidir.
İkinci Kırılma, çok emek verdikleri 2004 Annan Planı’nın sözde federasyoncu AKEL’in son dakika golü ile yüzde 75 oranındaki ezici çoğunlukla reddedilmesidir..
Üçüncü kırılma, 2005-2010 döneminde yoldaşları sözde federasyoncu AKEL-Hristofyas iktidarında, KKTC ‘de CTP – Talat iktidarı olmasına karşın federal çözümü gerçekleştirememeleridir...
Dördüncü kırılma, tüm güçleri ile destek verdikleri Crans Montana sürecinin, “federasyoncu” diye büyük umut bağladıkları “liberal” Anastasiadis tarafından son anda çökertilmesidir.
Beşinci kırılma ise, destek verdikleri sözde federasyoncu AKEL adayı Mavroyanis’in, federasyon karşıtı Hristodulidis karşısında hezimete uğramasıdır.
Yetmedi mi?
Bunca hayal kırıklığı, bunca tokat CTP’ye ve federasyonculara yetmedi mi?
CTP ve diğer federasyoncuların, Rum halkının ve partilerinin Türklerle Egemen eşitlik ve ortaklık temelinde bir federasyon istemediğini, amaçlarının işgalleri altındaki Rum devletine bizi azınlık statüsü ile yamalamak ve Türkiye’nin garantörlüğünü iptal etmek olduğunu anlamaları için daha kaç tokat yemeleri, daha kaç kez hayal kırıklığına uğramaları gerekir?
CTP ve federasyoncuların artık bir durum değerlendirmesi yaparak federasyon saplantısından kurtulmalarının zamanıdır
Onların yaptığı gibi, CTP’nin de KKTC’YE SAHİP ÇIKMA VE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM EKSENİNDE TARİHİ BİR UZLAŞMAYI gerçekleştirmesi bu kadar mı zordur?
Onlar başardıysa biz niye başarmayalım?
Kıbrıs Gazetesi