Her milletin siyaseti, kendi milli menfaatlerini karşılayabilecek hedeflere yönelik olmalıdır. Bu hedeflere ulaşmak için gereken araçlar gerçekçi olarak seçilmelidir. Gerçekçi olmayan araçlar, hedefe ulaşmayı sağlamayacağı gibi başarısızlık duygusu da uyandırır.
Milletlerin veya milli grupların kimi çıkarları örtüşebilir ama onlara ulaşmanın yolları genellikle farklıdır. Bu nedenle hiçbir milletin siyaseti bir başka milletin siyaseti ile birebir örtüşmez. Ancak ortak çıkarların karşılanmasında işbirliği yapabilirler.
Farklılık ve kimi zaman karşıtlık grupların hatta milletlerin ihtiyaç ve çıkarlarının doğasında vardır. Ama düşmandan rakip; rakipten sorun ortağı; sorun ortağından çözüm ortağı yaratmak da uluslararası ilişkilerin doğasında vardır. Yüksek siyaset akıl ve stratejik incelikle üretilir. Duyguya dayalı, karşıtlıklardan türetilen siyaset ideolojik ve çatışmacıdır. Uzun vadede kazananı yoktur. Taraflarını ve kaynaklarını tüketir.
Önemli olan siyaset üretirken ne teslimiyetçi olmak ne de sürekli dostluk hayalinden hareket etmek; milli çıkarlardan, ihtiyaçlardan ve beklentilerden hareket etmektir. Zaman zaman karşı karşıya gelinen, zaman zaman da işbirliği yapılan taraflar vardır. Bunlar zaman içinde yer değiştirebilirler. Önemli olan hasımlardan işbirliği yapılan yaşam ortakları yaratabilmektir. Bu da gerçekli siyaset (reel-politik) ve onu tasarlayıp uygulayacak yetkin siyasetçiler gerektirir.
Türkmeneli’nin bu tarz siyasete ve siyasetçiye ihtiyacı vardır. Biz Türkmenler için üç dört-merkez vardır. Güvenliğimiz, çıkarlarımız ve güncel hayatımızın kalitesinin yükseltilmesi için Erbil-Süleymaniye-Bağdat-Ankara dörtgeninde akılcı bir siyaset izlemek ve Erbil-Süleymaniye arasındaki dengeyi yakalamak gerekir. Hem bu merkezlerle iyi ilişkiler geliştirmeliyiz hem de bu güç merkezlerinin kendi aralarında iyi ilişkiler geliştirmesine katkıda bulunmalıyız. Seçimlerimiz ve attığımız adımlar bu siyaset dörtgeninde istikrar ve işbirliği içinde olmasını sağlamalıdır. Bölgemizdeki barış ve işbirliği biz Türkmenlerin güveni, refahı ve artan etkisi açısından hayati önemdedir.
Biliyoruz ki ne barış ne de istikrar kendi kendine oluşmuyor. İnşa edilmesi veya oluşturulması gerekir. Biz Türkmenler Irak barışının ve istikrarının inşasında rol almaya hazır olmalıyız. Hem kendi halkımıza hem yaşadığımız topraklara hem de gönül ve akrabalık bağımız olan Türkiye’ye böyle katkı sağlayabiliriz.
Irak Türkmenlerinin bir de ortak akıl ve ortak strateji oluşturma ihtiyacı var. Bunu bu güne kadar gerçekleştirdiğimizi söyleyemeyiz. Yapmamız gereken şudur: Kısa sürede Irak Türkmenlerinin çeşitli örgütlü gruplarından (aşiret, siyasal parti, meslek grubu vs.) seçilecek kadın ve erkeklerden bir AKİL İNSANLAR grubu/konseyi/meclisi oluşturmak ve ortak sorunları buraya taşıyıp buradan çıkacak kararlarla milli Türkmen siyasetini oluşturmak.
Bunu gerçekleştirebilirsek üç şeyi başarmış olacağız:
1- Aramızda dayanışmayı sağlayabileceğiz;
2- ortak sorunlara ortak çözümler bulabileceğiz;
3- parçalı bir toplum değil yekpare bir halk olarak dışarıya karşı çok daha güçlü olabileceğiz.
Dr. Hicran Kazancı
Irak Türkmen Cephesi