ABD’nin Irak’ı işgal etmesi sonucu devrilen Saddam rejiminden sonra iş başına gelen Irak Hükümeti, ABD’nin yönlendirmesiyle Kerkük sorununu sürekli öteledi. Saddam döneminde Araplaştırma politikasından kaynaklanan büyük sorunlar yaşayan Kerkük, sorunların Saddam sonrası çözüme kavuşturulması yerine Kürtleştirme planlarına maruz kaldı. Kerkük sorunun, sadece Kerkük’teki Türkmen, Kürt ve Araplar arasında yaşanan bir sorundan öte, Bağdat-Erbil arasında bir sorun, Irak’a komşu ülkeler arasında bir bölgesel sorun ve egemen güçler arasında bir küresel sorun olduğu gerçeğini bilmek lazım. Yani, Kerkük sorunu demografik sorundan ziyade, siyasi bir sorudur.
2003 sonrası, Kerkük üzerinde hakimiyet kuran Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) arasında kent üzerinde nüfuz sağlamak konusunda gizli bir savaş başladı. Kerkük’ü içine alacak şekilde bir bağımsız yapıya kavuşturmak için 25 Eylül 2017’de, Irak Kürdistan Yönetimi tarafından referandum gerçekleştirildi. Kerkük üzerinde hâkimiyetinin sona ermesi veya hâkimiyet konusunda KDP ile ortak olmasından kaygılanan KYB, İran riayetinde Bağdat Yönetimi ile gizli bir anlaşma yaptı. Anlaşma gereği 16 Ekim 2017’de, Bağdat’a bağlı güçler Kerkük ve Sincar’a girerek kontrolü sağladı. Bunun neticesi olarak KDP hem Kerkük hem de Sincar’da hâkimiyetini kaybetti. Erbil merkezli Kuzey Irak yönetiminde KYB’nin nüfuzunu çevrelemeye çalışan KDB, KYB’nin Bağdat yönetimindeki gücünü sona erdirmek için hamle yaptı. Söz konusu hamle, Sadır Grubu ile anlaşarak önümüzdeki parlamento seçiminden sonra cumhurbaşkanlığı görevinin KYB’den alınarak KDP’ye verilmesi konusunda prensip anlaşması yapılmasıdır.
KDP-KYB’nin Bağdat Merkezi Hükümet’ten aldıkları yüzde 17 bütçe ve Kuzey Irak’taki petrol kuyularında ihraç edilen petrol getirileri konusunda uzun sürenden beri aralarında anlaşmazlığın yaşandığı bilinmektedir. Gelirlerin eşit dağıtılmamasını ileriye süren KYB, KDP’nin ekonomik gücünü zayıflatmak açısından 2015’den itibaren karşı atağa geçti. Halepçe İlçesi’ni il yaparak, Süleymaniye ile birlikte, Erbil otoritesinden ayrılarak bağımsız bir yapıya kavuşturma planlarını yürürlüğe koydu.
Halepçe’yi il konumuna getiren KYB, bugünlerde açık şekilde Süleymaniye ile birlikte Erbil’den bağımsız bir yapının teşkil edilmesi konusunda adımlar atmaya başladı. Barzani’nin bölgedeki ekonomik gücü ile nüfuz alanının yanı sıra Kürtçülük harekatı üzerindeki etki alanını zayıflatmayı amaçlayan bu girişim, zımnen ABD ve İran tarafından desteklenmektedir. Dolayısıyla, KYB’nin söz konusu planının kısa vadede gerçekleşmesi ihtimali zayıftır. Ancak, orta vade için ihtimal zayıftır cümlesini kullanmak doğru olmayacaktır.