Sabahattin İsmail Sabahattin İsmail

Milli Mücadele Liderimiz Dr Küçük'ü vefatının 37. Yıldönümünde minnetle hasretle anıyoruz

15 Ocak 2021
Milli Mücadele Liderimiz Dr Küçükü vefatının 37. Yıldönümünde minnetle hasretle anıyoruz

Özgürlük, eşitlik, güvenlik içinde yaşama mücadelemiz, bir bayrak yarışıdır. 

Her kuşak ve yarattığı önderler, mücadele bayrağını bir önceki kuşağın bıraktığı yerden devralarak daha ileri götürür.

Mehmet Bodamyalızadelerin, Mehmet Remzi Okanların, Ahmet Raşidlerin, Con Rifatların, Necati Özkanların taşıdığı bayrağı alan Dr. Küçük, onu hiç yere düşürmeden, kararlı ve inatçı bir mücadeleyle, kendisinin yanında yetişen, birlikte mücadele ettiği Rauf R. Denktaş’a devretmiştir. 

Milli mücadele bayrağını, KKTC’yi, egemenliği, meşru hak ve çıkarlarımızı taviz vermeden savunma görevini Denktaş’tan sonra, tüm KKTC sevdalıları devralmıştır…

Hiçbir zamanda, hiçbir koşulda değişmeyecek tek bir hedef vardır:

Kanımız ve canımızla kurduğumuz, egemenliğimizin ve özgürlüğümüzün güvencesi olan bağımsız Devletimizin savunulması. Bugün 37. ölüm yıldönümünde rahmetle-minnetle andığımız liderimiz Dr. Küçük’ün ve dün 9. Ölüm yıldönümünde rahmetle-minnetle andığımız devletimizin kurucusu Rauf Denktaş’ın bizlere bıraktıkları vasiyet budur…

Bu vasiyet yerine getirilecektir, bıraktıkları emanet kararlılıkla savunulacaktır…Savunuyoruz, savunmaya devam edeceğiz…

Ve, bizler de gelecek kuşaklara milli mücadele bayrağını yere düşürmeden devredeceğiz.

MÜCADELE İLE DOLU BİR YAŞAM 

Kendi ifadesiyle, "Düşünüyordum ki, benden hizmet bekleyen bir vatan, bir Türklük vardır. Ve bunun da vazifelerin en büyüğü, en kutsisi olduğunu anlayarak işe koyuldum." diyerek milli mücadeleye atılmıştı

Kendinden önceki toplum liderlerinden devraladığı bayrağı, tıpkı bir bayrak koşusundaki gibi yere düşürmeden kendinden sonrakilere devretmeye ant içmişti...

Dönem, baskıların en yoğun yaşandığı, milli sembolleri, milli tarih kitaplarının, milliyetçi-Kemalist yayınların yasaklandığı, ağır şekilde cezalandırıldığı sömürge dönemiydi…

Rumlar 1931’de ENOSİS için isyan etmişlerdi, koloni idaresi koyduğu yasakları Türk Halkına da uygulamaktaydı..

Dr. Küçük, önce, öğretmen Mehmet Remzi Okan'ın Kemalist, Anavatan sevdalısı SÖZ Gazetesi’ndeki yazılarıyla katıldı milli mücadeleye…

Atatürk düşüncesinin yazıları ve söylevleriyle halka aktarılması, sonra belediye meclislerinde Rum üyelerle dişe diş mücadele, gazetecilik uğraşını bir yaşam, bir mücadele biçimi olarak seçişi, eğitimimizin ve Evkaf’ın İngiliz vesayetinden kurtarılması, Vakıfların 1956'da Türk Toplumuna devredilmesi, KATAK, Kıbrıs Milli Türk Partisi, Kıbrıs Türk'tür Partisi, Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu örgütlenmeleri ; İngiltere, Amerika'daki temasları, Türkiye mitingleri, gizli VOLKAN direniş örgütünü kurması ve TMT görevleri...

Ardından 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti'ni kuran anlaşmalara Türk Halkını temsilen imza koyması, Türk halkına eşit kurucu ortak statüsünü kazandırması, Cumhurbaşkan Muavinliği, sonra 1963-1974 döneminde TMT öncülüğünde ulusal kurtuluş savaşımız, şanlı direniş yılları...TMT’deki siyasi liderliği... 

Denktaş’ın TMT'deki kod adı TOROS iken, Dr. KÜÇÜK 'ün TMT 'deki kod adı ise AĞRI idi. 

Dr. Küçük, kendisinden hizmet bekleyen Halkı, vatanı, Anavatanı ve Türklük için yılmadan her türlü zorluk içinde mücadele etti, direniş bayrağını elden düşürmedi...

Mücadeleyle dolu bir yaşam ve sonuçta büyük zafer…1974 Barış harekatı ve KKTC’nin kuruluşuna gözyaşları içinde tanıklığı…

ÖZDEYİŞLERİ

"BÜTÜN EMELİMİZ MEMLEKETİ SAĞLAM KARAKTERLİ TÜRK GENÇLİĞİNE BIRAKMAKTIR" diyordu...
Bunu başardı...
Bayrağı devrettiği yardımcısı Rauf Denktaş ve sağlam karakterli gençlik, Türk halkını bağımsız devlet kuracağı günlere kadar getirdi...
Dr. Küçük o mutlu günü de gördü...
Son ana kadar gazetesi ile, yazıları ile genç nesli yalnız bırakmadı, bu onurlu kavgada sarsılmaz desteğini sürdürdü...
Şu sözleri sanki bugünler için söylemiştir.
"MUHALİF, MUVAFIK HER VATANDAŞIN TEK BİR CEPHE HALİNDE MÜŞTEREK BİR SİYASET TAKİP ETMESİ VARLIK VE BEKAMIZ NAMINA ŞARTTIR."
Türkiye'ye sarsılmaz bağlılığı ve inancı vardı.
Şöyle diyordu:
"KIBRIS TÜRKÜ; TÜRKİYE SENİ HİÇBİR ZAMAN YAD ELLERE BIRAKMAYACAKTIR. BU VATANDA KENDİ BAYRAĞIN ALTINDA, EBEDİYETE KADAR YAŞAYACAĞINA EMİN OL VE YARINA ÜMİTLE BAK..."
Ve, şu sözleri de ne denli uzak görüşlü olduğunun bir başka göstergesidir:
"TÜRKİYE İÇİN HAYATİ OLDUĞU KADAR ŞEREF VE HAYSİYET MESELESİ OLAN KIBRIS DAVASI, TÜRKİYE'SİZ HİÇBİR ZAMAN HALLEDİLEMEZ VE EDİLEMEYECEKTİR."
Buna paralel olarak Kıbrıs sorununun çözümünde, Türkiye'nin garantörlüğünün taşıdığı öneme de şöyle işaret ediyordu:
"BENCE KIBRIS TÜRK HALKININ, TÜRKİYE TARAFINDAN GARANTİSİ, ÖN PLANDA YER ALAN HAYATİ BİR KONUDUR. BUNDAN NE FERAGAT EDİLEBİLİR, NE DE FEDAKARLIK GÖSTERİLEBİLİR."
Üniversite öğrencilerinin, akademik kariyer yapanların Dr. Küçük ve Denktaş’ın mücadelesini konu alan tezler hazırlamaları teşvik edilmelidir.

EMANETİNİ YAŞATACAĞIZ

Tarihte çok az liderin hayatı, kendi toplumlarının tarihleri ile bütünleşmiştir. Dr. Küçük ve Denktaş bu tür liderlerdendir. 
İki liderimizle birlikte çalışmanın onurunu her zaman taşıyacağım…
Dr. Küçük’le 10 yıl, Denktaş’la, 8 yılı danışmanlık görevi olmak üzere toplam 25 yıl yakın çalıştım… 
Gazeteciliğe 1975 yılında daha 21 yaşında bir gazetecilik öğrencisi iken, Dr. Küçük’ün gazetesi Halkın Sesi’nde başladım…
Yazarlık kariyerim O’nun yanında, O’nun verdiği fırsatla başladı ve gelişti…
O’nun irticalen dikte ettirdiği birçok yazısını eski daktilolarda yazdım, tashihlerini yaptım. 
Yazılarımı ön sayfada kendi köşesinin karşısındaki köşede yayınlayarak beni hep teşvik etti, onurlandırdı, gazete mutfağında görev verdi. Gece editörü, muhabir ve yazar olarak Halkın Sesi’nde, yazı işleri müdürü emektar Akay Cemal’in yanında yıllarca çalıştım, en iyi şekilde yetişmeme katkıda bulundu…Anılarını, mücadelesini birçok kez kendi ağzından dinledim… 
Onların mücadelesine, vasiyetlerine, en büyük emanetleri olan KKTC’ye, bağımsızlık ve egemenliğe sahip çıkmak milli görevimizdir. Onlara ve mücadelelerine sahip çıkmak kendi tarihimize sahip çıkmaktır.

37. ölüm yıldönümünde mücadele önderimizi rahmetle anıyoruz.

Rahat uyu sevgili doktor, rahmetin bol olsun, gözün arkada kalmasın…Emanetin sonsuza de korunacaktır…

Yorumlar