AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, 5 Ekim’de yaptığı açıklamada şöyle demiştir:
“Kıbrıs’ta sadece ‘siyasi eşitlik’ lafını zikrederek ‘müzakerelere başlayalım’ gibisinden bir tutumu desteklemeyeceğimizi, bunların artık tüketildiğini, siyasi eşitliğin unsurları tamamen kağıda yazılmadan herhangi bir müzakereye başlanılmasının doğru bulunmadığı, hem bakanlığımız, hem de arkadaşlarımız tarafından ifade edilmiştir.”
Sn. Çelik’in bu açıklaması, Türkiye’de Kıbrıs sorunu konusunda hala bir kafa karışıklığı olduğunu, hala bir hedef ve söylem birliği sağlanmadığını göstermiştir…
Bu açıklamadan anladığım şudur:
Federasyon görüşmeleri için hazırlanacak referans kağıdı üzerine sadece “iki tarafın siyasi eşitlik üzerinde anlaştık” demesi yetmez. Etkin katılım ile ( tek Türk’ün onayı) ve dönüşümlü başkanlık ( 4 yıl Rum 2 yıl Türk) üzerinde anlaşıldığı da referans belgesine yazılmalıdır…
REDDEDİYORUZ
Bu, kulağa hoş gelse de, EGEMEN EŞİTLİK DEĞİLDİR, KABUL EDİLEMEZ…
“Siyasi eşitlik”, federasyonlar için geçerlidir…
Oysa federasyon defterinin Crans Montana’daki çöküşten sonra kapandığı bizzat Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve CB. Akıncı tarafından dile getirilmemiş miydi?
Çavuşoğlu “mevcut parametrelerle çözüm olmaz, iki devletli çözüm dahil yeni fikirler masaya gelmeli” dememiş miydi?
Eylül ayı içinde KKTC’de yapılan zirveden sonraki açıklamasında “siyasi eşitlik olmazsa EGEMEN EŞİTLİK görüşülmelidir” dememiş miydi?
Dışişleri Bakanlığında Kıbrıs’tan sorumlu Büyükelçi Çağatay Erciyes twitter’de yaptığı paylaşımda EGEMEN EŞİTLİĞİ, gerekçeleriyle birlikte savunmamış mıydı?
20 Eylül’de Ankara’da yapılan Türkiye Barolar Birliği panelinde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sn. Fuat Oktay mealen, “Rumlar siyasi eşitliği kabul etmediğine göre artık EGEMEN EŞİTLİK gündeme gelmelidir” diye konuşmamış mıydı?
Hükümetimizin programında EGEMEN EŞİTLİK-İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM yok mudur?
KKTC Başbakanı konuşmalarında EGEMEN EŞİTLİĞE dayalı bir anlaşmayı savunmuyor mu?
Durum bu iken, Sn. Ömer Çelik’in hala federasyon anlamına gelen siyasi eşitlikten söz etmesi ve referans belgesine siyasi eşitliğin neyi içerdiğinin yazılması gerektiğini söylemesi nasıl yorumlanabilir?
Artık federasyon defterini kapatmışsak; EGEMEN EŞİTLİĞİ-İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ savunuyorsak, birilerinin Sn. Çelik’e durumu izah etmesi gerekecektir…
Rahmetli liderimiz Denktaş’ın deyişiyle, “EGEMENLİĞE DAYANMAYAN EŞİTLİĞİN BUZ ÜZERİNE YAZILMIŞ YAZI OLDUĞUNU” herkesin bellemesi zamanı gelmedi mi?
Kaldı ki, referans belgesine, Akıncı’nın ısrar ettiği gibi, “siyasi eşitliğin 1 Türk’ün onayı ve dönüşümlü başkanlık olduğu” yazılsa bile, bunun 1960’dan bile geri olduğu bilinmiyor mu?
1960 Anlaşmalarında siyasi eşitliğimiz, Türk Cumhurbaşkanı muavininin VETO hakkında ve Bakanlar Kurulu ile Meclis’teki oylamalarda AYRI OY ÇOĞUNLUĞU hakkımızda ifadesini bulmaktaydı…
Akıncı bunlardan kendi aklına göre vazgeçmiştir….
Akıncı’nın istediği dönüşümlü başkanlık ise eşit süreli değildir…
4 yıl Rum 2 yıl Türk başkan görev yapacak, sadece bazı konularda konsensüsle karar alacaktır…
En kötüsü, Türk başkan, ÇAPRAZ OY’la, yani birleşik seçim sisteminde Rumların belirleyici oyu ile seçilecektir…
Haliyle her zaman bir işbirlikçi-Rum sevici Başkan seçilecektir…
Bu sözde siyasi eşitliktir, aldatmacadır, yalandır, REDDEDİYORUZ…
Sn. Çelik bu gerçekleri bilmeli ve artık EGEMEN EŞİTLİĞİ savunmalıdır.