Birincil hukuk ve derogasyon olmazsa iki kesimlilik ile mülkiyet ve nüfusta sarih cogunlugumuz olmaz. Dönüşümlü başkanlık (garantilere karşılık) pazarlık konusu olamaz
Cumhurbaşkanı Vekili, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Dr.Sibel Siber, devam eden müzakerelerde dönüşümlü başkanlığın pazarlık konusu olamayacağını, kararlarda etkin katılımdan geri atılmasının mümkün olmadığının vurguladı.
Siber, İsviçre’nin Crans Montana şehrinde devam eden KıbrısMüzakereleri ile ilgili BRT canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu.
Siber, Kıbrıs Türk Halkının çözüm iradesini geçmişten bugüne koruduğunu ve tüm arzusunun yaşayabilir bir çözüme ulaşılması olduğunu yineledi.
Başkan Siber konuşmasında, Müzakerelerin kritik bir aşamaya girdiği bugünlerde BM parametreleri doğrultusunda siyasi eşitliği gözeten bir çözüme ulaşma yönünde kararlılıkla çalışıp, çaba ortaya koyan müzakere heyetine başarı dileklerinde bulundu
Siber, yarım asırdır federasyon temelinde bir çözüm bulunması için müzakarelerin sürdüğüne vurgu yaparak bu konferanstan da olumlu bir sonuç çıkmaması halinde, bu temelde bir çözüm bulunmasının artık mümkün olamayacağının tüm taraflarca gayet iyi bilindiğini ve sonuç alınması için motivasyonun yüksek olduğunu söyledi ve bu konferansın bir “son” olduğu vurgusunun hem Cumhurbaşkanı Akıncı hem de TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tarafından da net bir şekilde yapıldığını belirtti.
“BİRİNCİL HUKUK ÖNEMLİ”
Siber, olası bir anlaşmanın AB birincil hukuk olmasının önemine vurgu yaptı ve : “Anlaşma; AB’nin birincil hukuku olmazsa, Kuzeyde sarih çoğunluk ve sarih mülkiyetin Kıbrıslı Türklerde olması zorlaşır. ” dedi.
Siber; iki toplumlu, iki bölgeli, siyasal eşitliğe dayalı ve herşeyden önemlisi yaşayabilir bir çözüme ulaşmanın önemli olduğunu belirterek bunun için de varılacak anlaşmanın AB birincil hukuku olmasının şart olduğunu söyledi.
Siber, bunun olmaması halinde, bu anlaşmanın temel parametreleri olan iki toplumlu ve iki bölgeli çözümün, AB muktesebatına uyum gerekçesi ile bozulabileceğini vurguladı.
AB vatandaşlarına AB ülkesinde serbest dolaşım, serbest yerleşme ve mülk edinme konularında kısıtlama yapılamayacağını ifade eden Siber, derogasyon olmazsa iki bölgeli, iki toplumlu bir anlaşmadan söz edilemeyeceğini belirtti.
Kuzey’de sarih mülkiyetin Kıbrıslı Türklerde olması için mülkiyet alımlarında kısıtlama yapmanın da AB muktesebatına göre mümkün olmadığına işaret eden Siber, tüm bu nedenlerden dolayı birincil hukukun ve derogasyonların önemli olduğunun altını çizdi.
“KARAR ALMA MEKANİZMALARINDA ETKİN KATILIM “
Bazı yayın organlarında BM Genel Sekreterinin “ Taraflar Federal Kıbrıs’ta dönüşümlü başkanlık konusunda anlaşmaya varmalı ancak federal düzeyde genişletilmiş veto hakları ile karar alma konusunun gölgelenmemesi gerekir” şeklinde taraflara bir tavsiyesi olduğu konusu ile ilgili görüşlerini dile getiren Siber, dönüşümlü başkanlığın pazarlık konusu olamayacağını hele de kararlarda etkin katılımdan geri atılmasının mümkün olmadığının vurguladı.
Bu konuyla ilgili Türk tarafının duruşunun net olduğu ve karar alma mekanizmalarında Kıbrıslı Türklerin iradesinin yansımasının “veto” diye adlandırılmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Siber:
“Karar alınması için en az bir Kıbrıslı Türk’ün de karar doğrultusunda oy vermesi şartını Rum lider Anastasiadis’in kabul etmemesi ve tüm kararların basit çoğunlukla alınması ısrarının kabul edilemeyeceği Cumhurbaşkanımızca da defalarca ifade edilmiştir.” dedi.
Siber, Federasyon temelinde bulunacak çözümde Kıbrıslı Türklerin karar alma mekanizmalarında etkin katılımının şart olduğunu, aksi halde bu yapının siyasi eşitlik temelinde bir federasyon değil bir üniter devlet olacağını ifade etti.
Dönüşümlü Başkanlığın da Rum müzakere heyeti tarafından pazarlık konusu yapılması gayretlerinin de çözüm formülünün temeli olan siyasi eşitliğe aykırı olduğunu ifade eden Siber: “Dönüşümlü başkanlık, siyasi eşitliğin temel parametresidir” dedi.
Yönetimde ve güç paylaşımında eşit haklara sahip olmanın ve siyasi eşitliğin şart olduğunu belirten Siber, yaşayabilir bir çözüm için bunların önemli olduğunu vurguladı.
Bir taraf kurulacak ortaklık devletinde eşit söz sahibi olmadığına, hakkının yendiğine kanaat getirirse çözüm gerçekleşse bile yaşayabilir olmayacağını ifade eden Siber “Çözüm bulmaktan daha önemlisi yaşayabilir bir çözüm bulmaktır” dedi ve Cumhurbaşkanı ile müzakere heyetine siyasi eşitlik temelinde çözüm bulabilme çaba ve gayretlerinin başarıya ulaşması temennisinde bulundu.