KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı TV'leri gezerek siyasal eşitliğimizi sağladığını, 1960'dan çok daha iyi haklar elde ettiğini iddia ediyor... Toprak verip siyasal eşitlik alacakmış! Hatta almış da! Oysa Meclisten ve hükümetten gizli olarak vatan toprağının beşte birini verdi ama aldığı siyasal eşitlik değil, siyasal eşitlik adı altında ÜNİTER DEVLET'tir, ki bu da 1960'dan beridir Rumun birinci isteğidir... İşte söylediklerimin somut kanıtı... Ve Akıncı'nın doğru söylemediğinin ispatı:
1- DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK
* Siyasal eşitlik alınmış olsaydı, Rum tarafının nüfusuna bakılmaksızın AB'de eşit süreli dönem başkanlığı yapması gibi, dönüşümlü başkanlığın eşit süreli olması gerekirdi... Oysa 20 ay Türk, 40 ay Rum dönem başkanı olacak
* Siyasal eşitlik olsaydı, 1960'da olduğu ve 1986 Cuellar Planı'nda da kabul edildiği gibi Türk eş başkanın Meclis tarafından çıkarılacak yasaları, hükümetin alacağı kararları ve Rum eş başkanın kendi başına alacağı kararları VETO etme hakkı olması veya kararların konsensüs ile alınması gerekirdi... Oysa Akıncı'nın ifadesi ile iki başkan arasında sadece 3 konuda konsensüs aranacaktır... Bakanlar Kurulunda ise toplantılara katılacaklar ancak oy hakları olmayacaktır...Yine aynı şekilde Cuellar Planı'nda bile merkezi devlete bırakılan 12 yetkiden 10'unda VETO hakkımız kabul edilmişti. Dolayısı ile bu, hem 1960'dan hem de Cuellar Planı'ndan bile geridir.
* Başkan seçiminde Rumlar da Türk başkanın belirlenmesi için oy kullanacaktır... Bu amaçla kabul edilen ÇAPRAZ oy sistemi nedeniyle seçilecek Türk başkanın kim olacağını Rumların %20 oranındaki oyu belirleyecektir... Böylece seçilecek olan Türk başkan, her zaman Rumların isteklerine boyun eğebilecek Rum muhibbi biri olacaktır... Bir başka deyişle Rumların sevdiği ve istediği biri olacaktır...Türk Halkının meşru hak ve çıkarlarını savunan bir kişi asla başkan seçilemeyecektir... Bu da siyasi eşitliğin fiili olarak yok edilmesi ve Rumların ÜNİTER Devlet isteğinin fiili olarak gerçekleşmesidir
2- BAKANLAR KURULU
Akıncı, Bakanlar Kurulunun 7 Rum 4 Türk üyeden oluşacağını açıkladı... Ne ki kararların bir Türk üyenin katılımıyla SALT ÇOĞUNLUKLA alınacağını söylemedi... Oysa 1960'da ve 1986 Cuellar Planında kararlar Türk üyelerin ayrı oy çoğunluğu ile alınacaktı... Yani 4 üyenin en az 3'ünün Rumlarla birlikte oy vermesiyle kararların alınması gerekirdi... Ayrı oy çoğunluğu hakkımızdan vazgeçmekle, siyasal eşitliğimiz, etkin temsiliyetimiz, kararlara etkin katılımımız yok edilmiştir... Rum çoğunluk AKEL'ci bir işbirlikçi Türk üyenin katılımıyla istediği her kararı alacak ve ülkeyi ÜNİTER DEVLET şeklinde yönetecektir..
3- ALT MECLİS
* Alt meclis 36 Rum 12 Türk'ten oluşacaktır... Bu 75'e 25 oranıdır... Oysa 1960 Anlaşmalarında Meclis'te temsiliyetimiz 70'e 30 oranı şeklindeydi...Yani Akıncı 1960'dan daha ileri haklar almış değil, bizi 1960'dan da geri götürmüştür.
* Alt Meclis'te kararlar 3 Türkün Rumlarla birlikte oy kullanmasıyla SALT ÇOĞUNLUKLA alınacaktır... Böylece 1960'da varolan ve 1986 Cuellar Planı'nda da kabul edilen ayrı oy çoğunluğu hakkımız yok edilmiştir... Eğer bu hakkımız Rumlar istiyor diye terk edilmeseydi, yasa çıkması için en az 7 Türkün Rumlarla birlikte oy kullanması gerekecekti. Böylece Rumlar AKEL'ci 3 işbirlikçi Rum muhibbinin desteğiyle alt Meclisten istediği her yasayı çıkarabilecek ve ÜNİTER DEVLETmiş gibi yasa çıkaracaktır... Bu siyasal eşitliğimizin ve yasama faaliyetlerine etkin katılımımızın , çıkacak yasalarda eşit söz hakkımızın yok edilmesidir... Fiili azınlık statüsüne düşürülmemizdir.
4- ÜST MECLİS
* Üst Meclis ( Senato) 20 Rum ve 20 Türk'ten oluşacaktır... Ne ki kararlar 5 Türk'ün oyu ile SALT ÇOĞUNLUKLA alınacaktır... Oysa 1960'da olduğu ve 1986 Cuellar Planı'nda da öngörüldüğü gibi ayrı oy çoğunluğu hakkımız korunmuş olsaydı en az 11 Türk milletvekilinin oyu ile kararlar alınacaktı. Bu kararlara etkin katılımımızı ve siyasi eşitliğimizi sağlayacaktı... Oysa Akıncı tarafından kabul edilen bu düzenlemede Rumlar Rum muhibbi AKEL'ci 5 Türkün desteğiyle ülkeyi istediği gibi ÜNİTER DEVLET şeklinde yönetecektir..
ÇİRKİN HESAP
Onların hesabı şudur: Nasıl olmasa Türkler içinde %35 sol oy var. Sol partilerden alt Meclise seçilecek 3 üye ve üst meclise seçilecek 5 üye Rumlarla işbirliği yapacak ve böylece "KIBRISLI MİLLETİ-KIBRIS HALKI" olarak ülkeyi istediğimiz gibi yöneteceğiz...
Bütün bunlar Rum tarafının 1963'de ENOSİS'in yolunu açmak için Anayasada değiştirilmesini talep ettiği ve Türk halkının reddettiği, o nedenle silahlı saldırıya, etnik temizliğe, soykırıma uğradığı, buna karşın direnerek kabul etmediği 13 değişiklik maddesi içinde yer almaktaydı... Söz konusu 13 madde içinde VETO hakkımızın ve ayrı oy çoğunluğu hakkımızın kaldırılması, kararların salt çoğunlukla alınması ve Rumların seçilecek Türk adayları belirleyebilecekleri birleşik seçim sistemi talep edilmekteydi..
Böylece siyasal eşitliğimiz ortadan kalkacak, azınlık durumuna düşeceğiz, devleti ÜNİTER yapıya çevirecekler ve engel olma imkanımız kalktığı için hükümet ve mecliste ENOSİS kararını rahatlıkla alabileceklerdi...
İşte Akıncı'nın Halkımıza toprak verip aldığını iddia ettiği sözde siyasi eşitliğin gerçek yüzü budur... KİMSE BU YALANA ALDANMASIN... Siyasi eşitlik adına bizi götürdüğü yol Rum egemenliğinde, Rum hakimiyetinde, Rum hegemonyasında azınlık statüsüdür... Kabul ettiği bütün hususlar 1960 Anlaşması'ndan ve Cuellar Planı'ndan bile çok geridir. "1960'dan daha ileri haklar aldım" demesi büyük bir aldatmacadır...