Rum tarafı 48 yıllık müzakere sürecinde hiçbir zaman Ada’daki Türk nüfusunun dondurulmasını masaya getirmek cüretini gösteremedi, ta ki Akıncı seçilene kadar...
Görüşme masasındaki 6 başlık içinde nüfusla ilgili bir başlık yok.. .Buna karşın Rum tarafı nüfus konusunu görüşme masasına getirdi ve Akıncı da bunu kabul etti.
Rum tarafının iddiası 1960'da Türk-Rum nüfus oranının 4 Rum’a 1 Türk olduğu şeklindeydi. Oysa 1960'da 350 bin Rum’a karşı 120 bin civarında Türk vardı ve oran 3 Rum’a 1 Türk şeklindeydi.
Bu konunun görüşüldüğü ilk toplantıda Akıncı KKTC vatandaşlarının sayısını 220 bin olarak belirtti. Anastasiadis ise demografik yapının Türkiye tarafından bozulduğu iddialarına karşın Güneydeki vatandaşlarının 650 bin olduğunu söyledi... Oran yaklaşık yine 3 Rum’a 1 Türk şeklindeydi ve 1960 oranı bozulmamıştı.
Ne ki bir hafta sonraki görüşmeye geldiğinde "bir yanlışlık olduğunu ve Güneydeki nüfusun 850 bin olduğunu" belirtti.
Akıncı ise buna itiraz edeceğine kabul etti ve oranın 4 Rum’a bir Türk olarak dondurulmasını, bu oranın bundan sonra hiçbir şekilde bozulmamasını kabul etti
oysa oyun açıktı.
Anastasiadis ilk toplantıda güneydeki Rum vatandaşlarının sayısını, ikinci toplantıda ise Güney'in DeFacto nüfusunu belirtmişti. Aradaki 200 bin fark, güneyde sürekli ikamet eden ve nüfusa dahil olan yabancılardı. Akıncının da bu durumda 2011 nüfus sayımında 286. 400 olan ve 2016'da 320 bin civarına ulaşan KKTC DeFacto nüfusunu masaya getirmesi gerekirdi.
Ne ki bunu yapmadı.
Bu durumda Rum DeFacto nüfusu yabancılarla birlikte 850 bin iken, KKTC nüfusu sadece vatandaş olanlar olarak 220 binde kaldı ve oran da 4 Rum’a 1 Türk olarak donduruldu.
bu durumda hem sürekli olarak KKTC'de ikamet eden ve KKTC nüfusuna dahil olan 100 bin TC kökenli kardeşimiz ile yabancı ortada kaldı hem de Rumların bizim dört katımız oldugu yalanı gerçekmiş gibi kabul edildi
Simdi Rum tarafı bu 100 bin kişinin 4 e 1 oranını bozduğu için adadan ayrılmasını talep ediyor.
Akıncı muhaceret, ikamet ve Çalışma izni konusunu da Rum ağırlıklı merkezi devlete bıraktığı için olası bir anlaşmadan sonra bu 100 bin kişinin adadan ayrılması sağlanacak. Nitekim Rum görüşmeci Mavroyannis dün basında çıkan açıklamalarında 4 e 1 oranının anlaşmanın ilk gününden geçerli olacağını yani 220 binin dışında kalan Türklerin adadan gideceğini açıkladı.
Rum tarafında nüfusa dahil olan 200 bin vatandaş olmayan varken bizde ise vatandaş olmayan ancak sürekli ikamet eden 100 bin kişi adadan gidecek.
Mavroyannis devamla anlaşmadan sonra da adaya gelip yerleşecek veya. Çalışacak her TC vatandaşına karşın 4 Yunan vatandaşının adaya geleceğini söyledi...
Yani onlar gelmezse Türkiye'den bir tek TC vatandaşı gelip adada yerleşemeyecek, çalışamayacak... Filipinliler, Vietnamlılar,27 AB üyesi ülkenin vatandaşları gelecek ama TCliler gelemeyecek. Gelecek olanlara vize,i kamet ve çalışma izni verilmeyecek.
İste Akıncının ırkçı Rum zihniyeti ile işbirliği halinde Kıbrıs Türk Halkına dayattığı ırkçı uzlaşma budur. Türk insanına karşı Irkçı bir zihniyete sahip olmayan biri bunu kabul eder miydi?
İstediği kadar demokrat ve ilerici geçinsin, ırkçı Rum zihniyetinin bu ırkçı talebini kabul etmekle kendisi de bilinç altında ırkçı bir zihniyete sahip olduğunu kanıtlamıştır.
Ya bu ırkçı anlaşmadan VAZ geçilmeli, ya da Rum nüfusunda olduğu gibi KKTC nüfusunda da DeFacto nüfus kabul edilerek 320 bin kişilik DeFacto KKTC nüfusu esas alınmalıdır... Yani ya 220 bin Türk 650 bin Rum; ya da 320 bin kuzey 850 bin güney nüfusu esas olmalı. Bu bağlamda bu oranların dondurulması seklindeki ırkçı uzlaşma ise iptal edilmelidir