Türkiye Cumhuriyeti'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ile Konsolos Bahadır Demir’i 27 Ocak 1973 tarihinde şehit eden Gourgen Yanikian isimli teröristin cesedine ait kalıntılar Ermenistan hükûmeti tarafından Ermenistan’a nakledilmiş ve 5 Mayıs 2019 tarihinde Erivan'daki askeri mezarlığa törenle gömülmüştür.
Şehitlerimizden Konsolos Bahadır Demir’in eşi Emekli Büyükelçi Melek Sina Baydur Ermenistan’ın bir teröristi kahraman gibi kutsayan bu tutumuna tepki göstermiştir. Büyükelçi Baydur Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan’a hitaben bir açık mektup kaleme almıştır.
Açık mektubun metni şöyledir:
“27 Mayıs 2019
ERMENİSTAN CUMHURBAŞKANI’NA AÇIK MEKTUP
Sayın Cumhurbaşkanı,
Basın aracılığıyla öğrenmiş olduğum bir haber nedeniyle duyduğum şaşkınlık, üzüntü ve tepkimi dikkatinize sunmamın gerekli olduğunu düşünerek bu mektubu kaleme alıyorum.
27 Ocak 1973 tarihinde ABD’nin Santa Barbara kasabasında Gourgen Yanikian adlı bir ABD vatandaşı Türkiye Cumhuriyeti’nin Los Angeles Başkonsolosu Sayın Mehmet Baydar ile eşim olan Konsolos Bahadır Demir’i önceden hazırladığı bir plan çerçevesinde hunharca öldürmüştür. Olayla ilgili olarak Santa Barbara Mahkemesinde görülen davada Yanikian adlı cani suçunu kabul etmiş ve ömür boyu hapse mahkûm olmuştur. Bu olay ve mahkeme süreci hakkında bilgi sahibi olduğunuzu sanırım.
Beni şaşkınlığa düşüren, üzen ve bu açık mektubu kaleme almama yol açan olay bu şahsın mezarının ülkeniz Başkent’ine taşınarak askeri mezarlığa törenle defnedilmesidir. Benim bildiğim askeri mezarlıklar ülkesini savunmak amacıyla hayatlarını kaybeden kahramanlara ayrılmış alanlardır.. Savunmasız, barışçı, masum iki diplomatı yalan söyleyerek bir cinayet mahalline çeken ve onları önceden hazırladığı tabancalarla vuran ve bununla da yetinmeyip yerde can çekişen iki insanı başlarının ortasına dayadığı tabancasıyla birer kez daha vuran kişi nasıl kahraman sayılabilir? Ayrıca mahkemede amacının başkalarına örnek olmak olduğunu beyan eden bu şahsı davanın savcısı siyasi terörist olarak vasıflandırmıştır. Böyle hasta ruhlu cani bir kişiye kahraman muamelesi yapmanın arka plandaki nedenleri arasında iç veya dış politika öncelikleri olduğu gayet açıktır. Bu eylemin çağın belası olan terörizmi teşvik edici olduğu düşünülmüyor mu?
Sayın Cumhurbaşkanı,
Ben emekli bir Büyükelçiyim. İç politika benim bildiğim bir alan değildir. Ama dış politika konusunda başarılı bir temsilcinin ülkeler arasında mevcut sorunlara barışçı çözüm bulunması veya ileride muhtemel olabilecek anlaşmazlıklara önalınması amacıyla gerek resmi makamlar nezdinde gerek topluma yönelik çaba göstermesinin gereğini ve önemini çok iyi bilirim.
Bir cani ile ilgili olarak gerçekleştirilen bu eylemin iki komşu ülke arasında nasıl barışa hizmet eden bir yansıması olabilir ki?
Amaç dostluk ilişkileri yaratmak ve pekiştirmek değilse geriye sadece rencide olmuş insanlar kalır ve bunların başında da aileler gelir. Bu nedenle de ailelerin özür beklemeye hakları doğar.
Saygılarımla,
MELEK SİNA BAYDUR
Büyükelçi (E)”