Kürt kontrollü SDG Suriye’yi Yönetmek için Neden Uygun Değil
Kürtler, Suriye’yi 2011’den beri yıkan huzursuzluktan en büyük çıkarı sağlayan grup oldu. Türkiye-Suriye sınırında büyük bir bölgenin kontrolünü ellerine aldılar, aynı zamanda doğudaki petrol zengini Deir- Ez-Zor bölgesinde büyük bir varlık yarattılar.
SDF Kürt bölgelerinin dışında da Arap bölgelerini de kontrolüne alırken, buradaki varlığını güçlendirmesini sağlayan Arap militanlarda yetiştirdi. Ancak SDF hala Kürtlerin örgütü olarak görülüyor, keza savaşçılarının büyük bir çoğunluğu da Kürt.
YPG, 2015’te Arap köylerini yakıp, “Sünni Araplara karşı etnik temizleme kampanyası” olarak tanımlanan 10,000’den fazla kişiyi evlerinden sürmekle suçlandı. Bu yılın başında da Haseke’de öğretmenler eylem yapmıştı. Eylemin sebebi ise okullara Kürtçe müfredatın dayatılmasıydı.
SDF’nin kontrolündeki bölgeler, sol kanat Demokratik Birlik Partis(PYD) tarafından yönetiliyor.
IŞID’i Rakka’dan çıkarttıktan kısa süre sonra, SDF, şehrin ve bölgenin federal sistemlerinin bir parçası olacağını duyurdu. Rakka’ya Suriye hükümetine teslim etmeme kararı, SDF’nin Arap bölgelerindeki kontrolü üzerine olan ihtilafı yeniden ateşlendirdi.
SDF’nin PKK ile olan bağlantısı göz önüne alındığında, onların Arap bölgelerini yönetme ehliyetinin sorgulanıyor olması şaşırtıcı değil.
Suriye hükümeti, çatışmalar boyunca Kürt güçleriyle işbirliğini bir seviyede sürdürdü ve savaş-sonrası bağlamda Kürtlerin özerkliğini tartışmak için olan istekliliğini ilan etti.
Eylül ayında Suriye dış işleri bakan Walid Al Moulem bir açıklama yaptı, açıklamada Kürtlere özerlik konusunun tartışmaya ve pazarlığa açık olduğunu dile getirdi
Başkan Başar Al-Assad’ın hükümeti, bir derece faydacılıklarını göstermelerine rağmen, Kürtlerin özerkliği üzerine yapılan pazarlıklarda Arap kasaba şehirlerini teslim edeceği mümkün görünmüyor