Türkiye’deki darbe girişiminden sonra helikopterle Yunanistan’a kaçan 8 asker, Dedeağaç Suçüstü Mahkemesi tarafından ‘ülkeye yasa dışı yollardan girmek‘ suçundan 2’şer ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme hapis cezasını 3 yıl süreyle erteledi. Ancak siyasi sığınma talepleri sonuçlanana kadar gözaltında tutulmalarına hükmetti. Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminden sonra askeri Skorsky S-170 tipi helikopterle Dedeağaç Dimokritos havaalanına inerek siyasi sığınma talebinde bulunan 2 binbaşı, 4 yüzbaşı ve 2 astsubaydan oluşan askerler bugün saat 12.00’da yargılanacakları Suçüstü Mahkemesi’ne getirildi. Kavala cezaevinden helikopterle önce askeri havaalanına, ardından polis aracıyla adliyeye önüne getirilen askerler, çelik yelek giydirilerek ve elleri önden kelepçeli olarak duruşma salonuna alındı. Askerler yine tanınmamak için yüzlerini gizledi.
‘YARALI VAR’ DENİLDİ, ALMAKLA GÖREVLENDİRİLDİK’
Duruşma öncesinde Türkiye’den gelen Edirne ve İstanbul Barosu’ndan Hukukçular Derneği üyesi avukatlar darbe girişimi sırasında yaşanan olayları gösteren fotoğrafların da yer aldığı davaya katılma dilekçesi vermek istedi. Anca mahkeme hakimi bu talebi kabul etmedi. Dedeağaç Suçüstü Mahkemesi’nde darbeci askerlerin tek tek savunmaların alınmasına geçildi. İlk savunmayı yapan Binbaşı Gencay Büyük, kendilerine İstanbul Aksaray Vatan caddesi bölgesinde yaralılar olduğunu ve almakla görevlendirdiklerini öne sürerek şöyle dedi: “Helikopterle aşağı iniş yapmak istediğimiz sırada yerden polis ve siviller ateş etti. Bu nedenle iniş yapamadık. Helikopterle Topkule’deki Birliğe geri döndüm. Birlikteki karargah binasına girerken, ana kapıdan üzerimize doğru ateş açılıyordu. Canımızı kurtarmak için başka çare kalmayınca arka camdan atlayıp kaçtım. Sonra arkadaşlarımla Whatsapp üzerinden haberleşerek buluştuk. Sabaha karşı hepimiz bir helikoptere binerek İstanbul dışında ağaçlık bir alana indik. Burada bize yaralıları alma emrini veren komutanlarımıza telefonla ulaşmaya çalıştık ama ulaşamadık. Can güvenliğimiz olmadığı için Yunanistan’a geldik.”
‘DARBEYİ İNTERNETTEN GÖRDÜK’
Yüzbaşı Abdullah Yetik de ifadesinde, yaralıları almak için görevlendirildiklerini yerden açılan ateş sonucu iniş yapamadıklarını anlatarak, kalktıkları birliklerine geri döndüklerini söyledi. Yüzbaşı Yetik şöyle konuştu: “Birliğe döndükten sonra dışarıdan sürekli üzerimize ateş ediliyordu. Sabah saatlerine kadar burada bekledik. Bize görev veren komutanlarımıza ulaşamadık. Bunun üzerine helikopterle ayrılarak İstanbul dışında ormanlık bir bölgeye indik. Burada internet üzerinden darbe girişimini olduğunu anladık. Haberlerde halkın askerleri linç ettiğini görünce hep birlikte Yunanistan’a kaçmaya karar verdik. Türkiye’de kalsak can güveliğimiz yoktu ve bizi de darbe girişimi içinde göstereceklerdi.”
‘TÜRKİYE’DE BİZİ ÖLÜM BEKLİYOR’
Mahkemede ifade veren Yüzbaşı Feridun Çoban ise bir pilot, bir teknisyen olmak üzere helikopter ile 3 kişi havalanıp yaralıları almaya gittiklerini kaydederek şunları söyledi: “Yerde yaralılar vardı. Ancak yerden açılan ateş sonucu iniş yapamadık. Diğer arkadaşlarımla da telsizden konuştuğumda onların da iniş yapamadığını öğrendim. Helikopterle kışlaya döndükten sonra burada da dışarıdan üzerimize ateş açılıyordu. Binanın arka kapısından kaçtım, burada diğer arkadaşlarımı gördüm. Sonra bir helikoptere binip kışlayı terk ettik. Ağaçlık bir araziye inip burada kendi aramızda düşündük. Telefonla aradığımız komutanlara da ulaşamadık. İnternetten darbe yapılmak istendiğini de görünce Yunanistan’a gitmeye karar verdik. Yunanistan’da kalmak istiyorum. Türkiye’de bizi ölüm bekliyor.” ‘DEMOKRATİK DİYE YUNANİSTAN’I SEÇTİK’ Darbeci Astsubay Başçavuş Bilal Kurugöl ise savunmasında pilot Binbaşı Uğur Uçan ile yaralıları alıp tahliye etmek üzere havalandıklarını, yerden açılan ateş sonucu yeniden birliğe döndüklerini ve sabah 04.00- 05.00’e kadar burada beklerini anlattığı ifadesinde “Bulunduğumuz askeri birlikte bile üzerimize silah atışı vardı. Hepimiz tek helikoptere binip İstanbul dışında boş bir bölgeye gidip burada durumu görmek istedik. Arkadaşlarımız katledilmeye başlayınca birliğimize geri dönmedik. Kaçtıktan sonra ne kadar haklı olduğumuzu gördüm” dedi. Mahkeme hakiminin ‘Helikopterle indiğiniz bölgeden Bulgaristan’a da gitme şansınız var mıydı? Varsa neden gitmediniz?’ sorusuna ise “Yunanistan daha demokratik, insan haklarına daha saygılı bir Avrupa Birliği ülkesi olduğu için buraya geldik. Türkiye’ye dönersek derdimizi anlatamayız” diye cevap verdi. Darbeci askerlerden Yüzbaşı Süleyman Özkaymakçı, Yüzbaşı Uğur Uçan ve Başçavuş Mesut Fırat da aynı yönde ifade verdi. Yüzbaşı Uğur Uçan ayrıca, Türk ordusunda 20 yıldır görev yaptığını, 9 yaşında bir oğlu olduğunu, hayatından endişe ettiği için Yunanistan’a geldiğini söyledi.
‘KİMSE 2 AYLIK BEBEĞİNİ BIRAKIP BURAYA GELMEZ’
Binbaşı Ahmet Güzel de savunmasında aynı ifadeleri vererek, “Darbe nedeniyle başı kesilen askerler vardı. Ailemi arayıp güvenli bir yere gitmelerini söyledim. Kimse 2 aylık bebeğini bırakıp buraya gelmez. Can güvenliğimiz için buraya geldik” diye ifade verdi.
YUNAN HAKİM, TÜRK AVUKATI SALONDAN ÇIKARDI
Savunmaların tamamlanmasından sonra Savcı Anna Nkitopulu sanıkların ‘yasa dışı yollardan ülkeye girmek’ suçundan cezalandırılmasını ve hafifletici nedenlerin de göz önünde bulundurulmasını talep etti. Ardından mahkeme yargılamaya 10 dakika ara verdi. Bu sırada duruşmayı izlemek için gelen İstanbul Barosu avukatlarından Cihat Gökdemir, sanıklara ‘Neyi şikayet ediyorsunuz?’ diye bağırdı. Bunun üzerine sanık avukatları müvekkillerinin tehdit edildiğini söyleyince, avukat Gökdemir, polisler tarafından duruşma salonundan çıkarıldı. Avukat Gökdemir polis merkezinde ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
2’ŞER AY HAPİS CEZASI
Dedeağaç Suçüstü Mahkemesi 8 darbeci askere ‘yasa dışı yollardan ülkeye girmek’ suçundan 2’şer ay hapis cezası verdi. Mahkeme darbecilere verdiği cezayı 3 yıl süreyle erteledi. Ancak siyasi iltica talepleri sonuçlanana kadar gözaltında tutulmalarına hükmetti.
“KATİLSİNİZ!”
Askerler polis eşliğinde adliye binasına getirilirken, ellerinin kelepçeli olduğu görüldü. Bu sırada bir Türk vatandaşı Türk bayrağı açarak askerlere “Hepiniz darbecisiniz. Katilsiniz!” diye bağırarak tepkisini gösterdi. Askerlerin mahkemeye getirilmelerinden önce ise davaya müdahil olmak isteyen Türk avukatlar basına açıklamalarda bulundu. İstanbul Barosuna bağlı Hukukçular Derneği üyesi Ramazan Arıtürk, “Bu darbeci askerlere ilişkin çantamızda dosya var. Bunları mahkemeye sunacağız” şeklinde konuştu. Arıtürk, Yunanistan ve Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereği bu askerlerin sığınma hakkı bulunmadığını belirterek, “Bunlar Cumhurbaşkanımızın Marmaris’te kaldığı otele baskın düzenleyen katiller sürüsü. Baskından sonuç alamayınca İstanbul’da sivil halkı katlettiler” ifadelerini kullandı.
YUNANİSTAN’IN FİRARİ SUBAYLAR İKİLEMİ
Türkiye’deki başarısız darbe teşebbüsü sırasında sekiz Türk subayı Yunanistan’a kaçarak iltica hakkı talep etti. Türkiye’nin iadelerini istediği subayların durumu Atina yönetimini zor durumda bıraktı. Yunanistan’ın sınır kenti Dedeağaç alışılmadık manzaralarla karşılaştı. Yüzünü elleriyle kapatmaya çalışan sivil kıyafetli Türk askerleri polis tarafından mahkemeye çıkarılırken yüzlerce kişi ‘hainlerin’ Türkiye’ye iade edilmesi için tempo tutuyor. Helikopterle Yunanistan’a kaçan Türk askerleri derhal siyasi iltica hakkı için başvuruda bulunuyorlar. Subaylar önce sınırı izinsiz geçme ve Yunan hava ulaşımı yasalarını ihlal suçlarından yargılanacaklar. Firari subaylar perşembe günü hakim karşısına çıkarıldıklarında avukatları Vassiliki Marinaki Deutsche Welle muhabirine, ‘davanın bir günde kapanacağını, suçlamanın mesnetsiz olduğunu ve müvekkillerinin tecilli cezalandırılmalarını beklediğini’ söyledi. Ceza davasına paralel olarak yürütülen iltica başvurularının sonuçlandırılmasının ise zaman alacağını o da teslim etti. Marinaki, Türkiye ile Yunanistan arasında suçluların iadesi anlaşması olmamasına rağmen, iltica başvuruları kabul edilmediği takdirde subayların Türkiye’ye iade edilebileceğini dile getirdi. İltica başvurularının birkaç haftaya kadar karara bağlanması bekleniyor. Yunanistan Hükümeti yargının bağımsızlığına vurgu yaparak firari subaylar hakkında açıklama yapmadı. Avukat Marinaki hükümetten herhangi yönde baskı gelmediğini söyledi.
ATİNA İKİ ARADA BİR DEREDE KALDI
Firarın siyasi etkisi ortaya çıkmaya başladı.Türkiye’nin Atina Büyükelçisi basın toplantısı düzenleyerek, ‘Yunanistan’a kaçan subayların adil bir şekilde yargılanacaklarını, ülkeye girmelerine izin vermesinin hata olduğunu ve iade edilmemelerinin ikili ilişkilere yarar sağlamayacağını’ belirtti. Büyükelçinin sözleri Yunan medyasında sert dille eleştirildi. Televizyon ve gazetelerde, Türkiye’nin ikili ilişkileri zorladığı, hatta Türkiye’nin provokasyonuyla karşılaşıldığı dile getirildi. Atina’daki Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Konstantinos Filis Atina’nın zor bir ikilemle karşı karşıya olduğunu ve hükümetin gerçekçi politikanın gerekleriyle devletler hukuku kuralları arasında iyice ölçüp biçmek zorunda olduğunu belirtti. Filis, “Erdoğan mantığıyla hareket edecek olursak, yargıyı devre dışı bırakarak subayları yakalarından tutup Türkiye’ye iade etmemiz gerekir. Ancak Bir Avrupa Birliği (AB) ülkesinden bu beklenemez” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak hangi yönde olursa olsun, en kısa zamanda karar vermesi Atina’nın menfaatine olacaktır. AB dış ilişkiler temsilcisi kanalıyla Yunanistan’a siyasi destek sağlayabilir. Türk subaylarıyla ilgili anlaşmazlığı salt Türkiye ile Yunanistan’ı ilgilendiren bir konu olarak görmememiz iyi olur.” Gözaltına alınan subaylar ölümle tehdit edildikleri gerekçesiyle başka bir karakola nakledildiler. Yetkililer güvenlikleri açısından yerlerinin değiştirildiği ve herhangi olumsuz bir gelişmenin söz konusu olmadığını belirttiler.
BASKI ARACI MÜLTECİLER
Siyaset bilimcisi Filis Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘ülkesinde işi başından aşkın’ olduğu için gerginliği tırmandıracağını sanmadığını belirtti. Filis, “Şimdi Erdoğan, devlet, yargı ve askeriyede köklü değişiklikler yapacak. Bu ortamda yeni ‘cepheler’ açmak siyasi intihar anlamına gelir” dedi. Uluslararası İlişkiler Enstitüsü uzmanı Konstantinos Filis, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB ile vardığı geri kabul anlaşmasını rafa kaldırıp on binlerce mültecinin Yunan adalarına geçmesine izin vermesinin mümkün olduğunun da unutulmaması gerektiğini söyledi. Yunanistan Muhaceret Bakanı Yanis Mouzalas ise ‘Türkiye’deki gelişmelerin mülteciler krizi üzerinde etkili olabileceğini’ belirtmekle yetindi. Konstantinos Filis Türkiye’deki olayların yeni bir mülteci akınına yol açabileceğini dile getirdi. Filis, “Hedef gösterilen binlerce kişi artık Türkiye’de yaşayamaz. 1980’li yıllarda da böyle bir durumla karşılaşmıştık” dedi.
Kaynak: http://www.batitrakya.org/bati-trakya-haber/yunanistana-kacan-darbecilerin-cezasi-belli-oldu.html
http://www.batitrakya.org/bati-trakya-haber/yunani