Bizim açımızdan sorun 1974'de çözüldü. Üstüne Bedel ödeyerek daha Neyi çözeceğiz?
Kıbrıs'ta sorun yoktur, Rum-Yunan' ın yayılmacı-hegemonyacı talepleri vardır. Onların talepleri bizim için çözmemiz gereken bir sorun olarak algılanamaz, onların sorununu çözmek için görüşme yapılamaz.
Bizim, Çözüm sorunu ve çözümsüzlük diye bir konumuz yoktur, olmamalıdır.
Bizim açımızdan sorun 1974'de çözülmüştür.
11 yıl süren Rum Kuşatmasını parçaladık, kuzeyde toplandık, bağımsız egemen devletimizi kurduk, Anavatan tarafından tanındık. 20 den fazla ülkede temsilciliğimiz, 100 den fazla ülkeden öğrenci ve öğretim üyemiz, 80'den fazla ülke ile ticari ilişkimiz var.
Çözümsüzlük Rum için vardır. Çünkü onlar için çözüm Türk askerini adadan çıkarmak, garantörlüğü iptal etmek ve KKTC 'yi tasfiye ederek Egemenliklerini tüm adaya yaymaktır.
Biz "çözümsüzlük var, çözüm şart, görüşelim " dediğimiz sürece, Rumun sorununu çözmeyi kabul ediyoruz ve bunun için taviz vermeye hazırız demektir.
ÇÖZÜM GÖRÜŞMESİ YANLIŞ
O nedenle Rumla Çözüm Görüşmesi yapmak yanlıştır
5+BM toplantısı abesle iştigaldir, kendi ayağımıza kurşun sıkmaktır
BM, AB, ABD, İngiltere baskısı altında eşit egemenliğe dayalı iki devletli çözüm beklemek hayal dünyasında gezmektir. Uyur gezerliktir, zaman kaybıdır. Kendimizi baskı, tehdit ve şantaja açık hale getimektir
O nedenle gereksiz görüşmelerle zaman kaybedilmemelidir.
" Çözümsüzlük var, sorunu çözmeliyiz, görüşmeler başlasın " vb yanlış söylemler terk edilmelidir
Rumla "çözüm" anlamında görüşecek birşeyimiz yoktur. Bizim sorunumuz 3. Ülkeler tarafından da KKTC’nin Tanınmasıdır.
Eski alışkanlıklar, eski zihniyetler öğretilmiş çaresizlik terk edilmelidir.
Rumun sorununu çözmeyi amaçlayan gereksiz görüşmelerle zaman tüketmek yerine, TANINMA için bir faaliyet planı yapılarak, bir yol haritası çizilerek yola çıkılmalıdır.
Doğru politika doğru strateji budur
TANINMA SARAYDA OTURARAK ELDE EDİLMEZ
TANINMA İÇİN çalışacağı vaadiyle seçilen sn Tatar, "TANINMA mümkün değil, benim ayaklarım yere basar arkadaş" diyerek, aradan geçen 5 aya karşın, bu yönde bir faaliyet planı, bir YOL HARİTASI ortaya koymamış, yurt dışında TANINMA kampanyası başlatmamış, hiçbir ülkeye TANINMA için ziyaret yapmamış, hiçbir ülkeden RESMEN TANINMA talep etmemiştir.
Bunları yapacak yerde, "iki devletli çözümü" masada Rumdan elde etme rüyası görerek, hala Rumla görüşeceği günü beklemektedir.
Bu akıl işi midir?
Eğer geri kalan 4.5 yılı bu şekilde masada, Rum'un sorununu çözme görüşmeleriyle geçireceğini sanıyorsa, Halkımızın buna izin vermeyeceğini bilmelidir