Sabahattin İsmail Sabahattin İsmail

Akıncı Garantörlüğü ve Siyasi Eşitliği Nasıl Pazarlık Masasına Yatırdı?

06 Şubat 2019

Bazı arkadaşlar diyor ki AKINCININ garantörlüğü ve siyasi eşitliği pazarlık konusu yaptığı doğru mu? Belgesi var mı? 

İşte YANITIM 

Akıncı daha seçildiğinin ilk günlerinde sözcüsü vasıtasıyla yaptığı açıklamada "garantörlük tabu değildir" diyerek garantörlüğü pazarlık konusu yapacağını aceleyle duyurmuş ve Rum yönetimini garantörlüğün iptali konusunda umutlandırmış, cesaretlendirmiştir. 

Ardından Meclisin oy birliğiyle aldığı "garantörlük pazarlık konusu değildir" şeklindeki kararı çiğneyerek Cenevrede garantörlüğü pazarlık masasına yatırmıştır. "Güvenlik ve toprak tüm diğer konularda anlaşma sağlandıktan sonra görüşülecek" diye BM ve iki taraf arasında mutabakat olmasına rağmen ve siyasi eşitlik ve dönüşümlü başkanlık dahil 103 konuda anlaşma olmamasına karşın, hem taviz haritası ve toprak TAVİZİ vermiş hem de "işte bütün konularda anlaşma oldu. Sadece garantörlük kaldı" yalanını söyleyerek garantörlüğü pazarlık masasına yatırmıştır. Bizzat görüşmesinin 2016 sonunda Ticaret Odası'nda verdiği bir konferansta bu şekilde açıklaması gazetelere manşet olmuştur. 

Pazarlık masasında "varılacak anlaşmanın 2 dönem uygulanması halinde garantörlüğün İPTALİNİN görüşülmesini ve kalacak 650 askerin de çekilmesini yani 2 dönem sonra sıfır asker sıfır garanti olmasını" içeren bir öneri yapılmıştır. Rum tarafı " 2 dönem bekleyemeyiz, hemen şimdi sıfır asker sıfır garanti olmalı"diyerek çıtayı yükseltmiş ve güzel bir taktik uygulayarak ileride bu noktadan başlamak üzere masayı terk etmiştir. 

BM genel sekreteri Guterres görüşmeleri kurtarmak için kendi adıyla anılan Guterres belgesini sunmuştur. 

Bu belgede "garantörlük çağdışıdır sürdürülemez, yerine başka bir güvenlik sistemi oluşturulmalıdır" denmektedir.

GÜZELYURT KONUSU

Devamla, "Türk tarafı ilk kez bir harita vermiştir ancak bu harita Rum tarafını da tatmin edecek şekilde iyileştirilmelidir" denmektedir. 

Akıncı bunun ne anlama geldiğini BM temsilcisi Eide 'ye sormuştur. Eide tek kelime ile "Güzelyurt" yanıtını vermiştir. Belgede buna karşılık Rum tarafının siyasi eşitliği kabul etmesi istenmiştir. Tabii sözü edilen garantörlüğün iptali ve %28.5 luk toprağa karşılık, eşit süreli olmayan, çapraz oyla yani Rumların %20 BELİRLEYİCİ OYU ile seçilecek VE EŞİT SÜRELİ OLMAYACAK YETKİSİZ ve VETO HAKKI OLMAYAN Başkandır.

Devamla sözü edilen eşitlik de 1 TEK TÜRKÜN OYUYLA basit çoğunlukla karar alınacak, ayrı oy çoğunluğu hakkımızın iptal edildiği bir SÖZDE EŞİTLİKTİR. 

Yani kimse bugün Akıncı'nın 1960' dan ileri bir eşitlik istediğini sanmasın. İstediği 1960'dan da geri olan sözde eşitliktir. Çünkü Akıncı VETO VE AYRI OY ÇOĞUNLUĞU HAKKIMIZDAN MECLİSTEN YETKİ ALMADAN VAZGEÇMİŞTİR. RUM tarafı SADECE 1 İŞBİRLİKÇİ TÜRKÜN OLUMLU OYU İLE BASİT ÇOĞUNLUKLA KARAR ALIP ÜLKEYİ ÜNİTER DEVLET ŞEKLİNDE YÖNETECEKTİR. GERİ KALAN TÜRK TEMSİLCİLER FİGÜRAN VE SEYİRCİ OLACAKTIR. SİYASİ YAPIMIZ GÖZÖNÜNDE BULUNDURULURSA 1 İLBİRLİKÇİ TÜRK HER ZAMAN BULUNACAKTIR.

BEN UYDURMUYORUM 

Akıncı ile kavgamızın nedeni bunlardır. 

Bunları ben uyduruyorum. Bunlar o günlerde Türkiye, KKTC ve Rum basınında çıktı. Eski Meclis Başkanı Sibel Siber'e gönderdiği mektupta da kendisi yazdı. Guterres belgesinin orijinal İngilizce ve Türkçe metinleri de yayınlandı. 

Ve Akıncı Türkiye ile Meclisin bilgisi dışında, seçim hesabıyla EMRİVAKİ yaparak "Guterres belgesini stratejik bir anlaşma olarak imzalamayı"Anastasiadis'e önermiştir..

Anastasiadis ise şimdi garantörlük konusunda istediğini almadan bu sözde eşitliği bile kabul etmiyor. Çünkü AKINCININ teslimiyetçiliği ve beceriksizliği sonucu toprak TAVİZİ dahil, alabileceği herşeyi karşılığında hiçbirşey vermeden kolayca almıştır, Akıncı elimizdeki en büyük kozumuz olan toprağı, karşılığında o sözde eşitliği bile almadan vermiştir. 

Ve şimdi Anastasiadis o sözde eşitlik için yani uyduruk sözde siyasi eşitlik için garantörlüğün İPTALİNİ istemektedir. ABD'li Lute de ona yardımcı olmaktadır. 

İçimizdeki 5. Kol da "garantörlüğe ne gerek var. Vazgeçelim çözüm olsun" propagandası için devreye sokulmuştur... 

Ama yağma yok. Meydan boş değildir. 

Akıncı gün gele "tek adam zihniyetiyle, en iyi ben bilirim " tafrasıyla sergilediği bu teslimiyetçiliğin ve gafletin ve hatta bu devletin ve halkın geleceğine mal olacak olan ihanetin hesabını tarih ve ulus önünde verecektir.

Yorumlar