Rum yönetimi, hala ENOSİS hayali gördüğünü ve ne denli Türk düşmanı ve ırkçı olduğunu her fırsatta yeniden kanıtlıyor…
Geçen yıl, 15 Ocak 1950’de yapılan ENOSİS Plebisitinin okullarda kutlanmasını, anlam ve öneminin genç kuşaklara anlatılmasını öngören bir karar Rum Meclisinde alındı.
Hemen hemen hergün, eli kanlı EOKA’nın ENOSİS’ci katillerinden birini anmak için devlet töreni yapılıyor, Grivas müzesi açılıyor …Yunan Cumhurbaşkanı sırf EOKA’cı Markos’un anıtının açılışına katılmak için Güney’e geldi, büstünü diktiler, uğrunda öldüğü idealleri (ENOSİS) gerçekleştirmek için mücadeleye devam edeceklerini açıkladılar…
Diğer yandan Rum gençleri ellerinde Yunan bayrakları ile sık sık KKTC sınır kapılarına dayanarak ENOSİS sloganları atıyorlar…
Hrisostomos, ve diğer Rum siyasiler her gün yaptıkları açıklamalarda siyasi eşitliğimize, eşitlik temelinde bir çözüme karşı çıkıp çoğunluğun yöneteceği ÜNİTER devlet istediklerimi vurguluyorlar.
Rum yönetiminin bir yandan sözümona çözümden ve müzakerelerin yeniden başlamasından söz ederken, diğer yandan da ENOSİS rüyası gördüğü ve genç kuşakları bu ideallere bağlı kalacak şekilde yetiştirdiği, hergün yeniden yeniden kanıtlanıyor
Türk düşmanlığı, Türk düşmanlığına dayalı milli eğitim politikaları, Güneyde bir devlet politikasıdır..Milli kimliklerinin özüdür
Nitekim Rum Meclisi’nin geçmişte aldığı veya oybirliği ile çıkardığı 7 Türk düşmanı karar-yasa vardır…Bilmeyenler için anımsatmak istiyorum:
1964 ve 1967 ENOSİS YASALARI
Birinci ve ikinci ırkçı yasalar, Rum Meclisi’nin 30 Aralık 1964’de ve Haziran 1967’de Komünist AKEL’in de oylarıyla oy birliğiyle aldığı ENOSİS kararlarıdır...Bilindiği gibi, aradan geçen yarım asra yakın zamana karşın Rum Meclisi bu kararları iptal eden yeni bir karar almamıştır...İptal edilmeyen kararlar yürürlükte kalmaya ve geçerli olmaya devam ettiği için, yasa niteliğindeki bu ENOSİS kararları da hala yürürlükte bulunmaktadır...
SÖZDE “KÜÇÜK ASYA SOYKIRIMI” YASASI
3. Irkçı yasa, Rum Meclisi’nin 5 Aralık 2003 tarihinde çıkardığı ve “ HER YIL 14 EYLÜL’ÜN KÜÇÜK ASYA SOYKIRIMI VE KÜÇÜK ASYA YIKIMI ANI VE ŞEREF GÜNÜ olarak BİR AY BOYUNCA RESMEN DEVLET TÖRENLERİ İLE KUTLANMASINI” öngören yasadır...Komünist AKEL’in de oylarıyla, oybirliğiyle çıkarılan 179/(1) 2003 sayılı bu yasada, “ KIBRIS’IN YUNANİSTAN’IN KOPMAZ BİR PARÇASI OLDUĞU, YUNANLILARIN ANADOLU’DA HAKSIZ YERE SOYKIRIMA VE KATLİAMLARA UĞRADIĞI, YUNANLILARLA AYNI ACIYI HİSSETTİĞİ, YUNAN TOPRAKLARININ AZALTILMASININ TÜRK YAYILMACILIĞININ VE TÜRK DEVLETİNİN ANA HEDEFİ OLDUĞU” iddia edilmektedir...
SÖZDE “PONTUS SOYKIRIMI” YASASI
Dördüncü ırkçı yasa, uyduruk “Pontus Soykırımı Yasası”dır...Anımsanacağı gibi Rum Meclisi, 19 Mayıs 2004’de, Komünist AKEL’in de oylarıyla, oy birliğiyle aldığı bir başka kararla 19 Mayıs’ı “PONTUS SOYKIRIMININ YILDÖNÜMÜ” olarak ilan etmiştir...Nitekim biz, her yıl 19 Mayıs’ı, Atatürk’ün Samsun’a çıkışını ve işgalci Yunan ordusunun İzmir’de denize dökülmesi ile sonuçlanacak olan Kurtuluş Savaşının başlamasını coşkuyla kutlarken, Rum tarafında başta bize “barışçı” olarak tanıtılan DİSİ ve AKEL olmak üzere diğer Rum partileri, uyduruk “Pontus Soykırımı”nı anma bildirileri yayınlayarak Atatürk’e hakaret etmekte, Rum Meclisi özel anma toplantıları yapmakta ve Güney’e taşınan Pontuslu Rumlarla birlikte Türkiye’yi protesto eylemleri yapılarak sözümona “katledilen 350 bin Pontuslu”yu anmaktadır
SÖZDE “ERMENİ SOYKIRIMI” YASASI
Beşinci ıırkçı yasa ise uyduruk “Ermeni Soykırımı” safsatasını kabul eden ve Anavatan Türkiye’yi “soykırım yapmakla” suçlayan ve komünist AKEL’in de oylarıyla oybirliğiyle çıkarılan yasadır...Nitekim, Rum devleti ve Meclisi, her yıl 24 Nisan’da bu amaçla anma törenleri düzenlemekte, Türkiye’yi protesto eylemleri yapmakta, bildiriler yayınlamaktadırlar...
AKEL Genel Sekreteri Hristofiyas, Rum Meclis Başkanı iken, sözde “Ermeni Soykırımı”nı anmaları vesilesi ile yaptığı açıklamada Larnaka’da bir de sözde “Ermeni Soykırımı Anıtı” dikileceği sözünü vermiş ve Başkan olduktan sonra, 24 Nisan 2008’de bu anıtı diktirerek bizzat açılışını yapmıştır…
YUNAN VE RUM EĞİTİM MÜFREDATINA ALDILAR
Yunan hükümeti ise geçtiğimiz yıllarda “Pontus, Ermeni, Küçük Asya Soykırımı” safsatalarını ders kitaplarına alarak okullarda okutma kararı almıştır...Nitekim bu karar uygulamaya konmuş ve Türk Ulusunu ağır şekilde suçlayıp kin, nefret ve düşmanlık üreten bu safsatalar ders kitaplarına alınmıştır.
Yunan eğitim sisteminin devamı olan Rum tarafındaki okullarda da bu safsatalar ders olarak Rum çocuklarına okutulmakta ve gençlerin beyinleri Türk düşmanlığı ile yıkanmaktadır... (Rumlar bu kafayla geçmişte de Ermeni Terör Örgütü ASALA’ya destek olmuşlardı, şimdi ise terör örgütü PKK’ya kol kanat germektedirler)
BATI TRAKYA’DA TÜRK VARLIĞINI İNKAR YASASI
Altıncı ırkçı yasa, Komünist AKEL lideri Hristofyas’ın Rum yönetimi Başkanı olduğu 20 Mayıs 2009’da Rum Meclisinde, AKEL’in de oylarıyla, oy birliğiyle alınan ve Batı Trakya bölgesinde yaşayan AB vatandaşı Türk azınlığın varlığını inkar eden yasadır…
Purguridis adlı Rum AB milletvekili AP’daki bir toplantıda, Batı Trakya’da Türk varlığını kabul eden bir önergeye imza attığı için Güneyde adeta aforoz edildi…Rum Meclisi 20 Mayıs 2009’daki toplantısında oy birliğiyle “ Batı Trakya’da Türk olmadığını” iddia eden ve bundan böyle Purguridis gibi davranılmasını yasaklayan 3 maddelik bir karar aldı. Buna göre artık hiçbir Rum milletvekili Batı Trakya’da Türk olduğunu söyleyemez, bu yönde bir önergeye imza atamaz…
(AB’ın, kendi vatandaşı olan Batı Trakya Türklerinin varlığını inkar eden bu ırkçı yasa karşısında Rum devletine tepki göstermesi gerekmez miydi? Ne ki de AB sessiz ve seyirci kaldı… Benzer bir yasayı biz çıkarsak ve Karpaz’daki Rumların, Maronitlerin varlığını inkar etseydik kıyameti koparacaklardı…)
1950 PLEBİSİTİ’NİN OKULLARDA KUTLANMASI KARARI
Ve yedinci ırkçı yasa ise, 9 Şubat 2017 tarihinde ELAM adlı Türk düşmanı faşist partinin önerisiyle alınan 1950 ENOSİS Plebisitinin okullarda kutlanmasını ve anlam ve öneminin genç kuşaklara anlatılmasını öngören ırkçı yasadır…Bilindiği gibi 1949’da Komünist AKEL tarafından ilk ENOSİS Plebisitine başlanmış ancak, kilise Enosis öncülüğünü AKEL’e kaptırmamak için 1950’de kiliselere konan defterlere imza atılması şeklinde yeni bir plebisit hareketi başlatmıştı…AKEL, bunun üzerine kendi kampanyasını iptal ederek Kilisenin kampanyasını desteklemiş ve plebisit sonunda Rum halkının %96’sinin enosis istediği ilan edilmiştir
Bütün bunlar neyi kanıtlıyor?
AB üyesi Güneydeki Rum yönetiminin, bir yandan güya “adayı yeniden birleştirmek ve birleşik Kıbrıs kurmak için” görüşmeleri sürdürürken, bir yandan da Türk düşmanlığını körüklemek ve kendi Halkının-gençliğinin Türklerden nefret etmesini sağlamak için her yola başvurmaya devam ettiğini kanıtlıyor...
Aslında hedeflerinin bizimle eşit-egemen varlığımıza ve egemen iki kurucu devlete dayalı yeni bir ortaklık kurmak değil, sözde “yeniden birleşme-birleşik Kıbrıs” adı altında bizi asimile etmek ve sonra Batı Trakya Türkleri gibi varlığımızı bile inkar etmek olduğunu kanıtlıyor…
İPTAL ETMEZLERSE BİZ DE YASA ÇIKARALIM
Rum Meclisinin bu ırkçı ve Türklük düşmanı kararlarına karşı halkımızı, ulusumuzu ve tüm uygar dünyayı aydınlatacak büyük bir protesto kampanyası başlatılmalıdır…
KKTC Meclisi, oy birliği ile bir karar alıp, Rum Meclisinin çıkardığı 7 ırkçı yasanın iptalini ve Hristofyas’ın 2009 yılında Larnaka’da açtığı sözde “Ermeni soykırımı anıtı”nın sökülmesini talep etmelidir…Bu arada Cumhurbaşkanı Akıncı bu ırkçı yasaların iptalini gündeme getirmelidir…Olası bir çözüm veya güven yaratıcı önlemler için bunu bir şart olarak ortaya koymalıdır…
Rum Meclisi’nin bu 7 ırkçı yasayı iptal etmemesi halinde, KKTC Meclisi, mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde, Rum Yunan katliamlarının başladığı 21 Aralık 1963’ü KIBRIS TÜRK SOYKIRIMI GÜNÜ, Anadolu’da Yunan işgalinin başladığı 15 Mayıs’ı TÜRK SOYKIRIMI GÜNÜ olarak ilan eden, Girit’te Türklere yapılan soykırımı anmayı öngören ve Batı Trakya Türk Halkı ile dayanışmayı öngören yasaları süratle çıkarmalıdır…
Evet, Akıncı’ya ve “ ille de federasyon” diyen teslimiyetçiliğe soruyorum ::
“Federal Birleşik Kıbrıs”ı kurmamız halinde, ortağımız Rumlarla birlikte Türk Kurtuluş Savaşını, Büyük Atatürk’ü ve Türk Ulusunu, işgalci Yunan ordusunu denize döktükleri için lanetleyecek miyiz?
Her 19 Mayıs’ta, her 24 Nisan’da, 14 Eylül’de, 15 Ocak’ta Rumların Türkiye’yi, Atatürk’ü ve Türklüğü lanetleme törenlerini ve ENOSİS kutlamalarını hazmedecek miyiz?
Her 24 Nisan’da Larnaka’daki uyduruk “soykırım anıtı” önünde tören yapıp Anavatana ve Türklüğe saldırmalarına sessiz kalacak mıyız?
Bu gerçekler ışığında Türk düşmanları ile Kıbrıs’ta bir anlaşma yapmak, bir ortak devlet kurmak, içiçe yaşamak olası mı?
Türk düşmanlığı böylesine iliklerine dek işlemiş olanlarla mı federasyon, ortak devlet ve barış kurulacaktır?
Ve Türklerden bu denli nefret eden, varlığımıza bile tahammül edemeyip inkar eden ırkçı insanlarla kurulacak bir ortaklık devleti kaç gün yaşayacaktır?
1000 kilometre uzaklıktaki Batı Trakya’daki Türk varlığına bile tahammül edemeyenler, Kıbrıs’taki Türk varlığına ve bu varlığın egemenlikte-devlette-yönetimde-herşeyde ortak ve eşit söz hakkına sahip olmasına mı tahammül edeceklerdir?
Vazgeçin hayal dünyasında yaşamaktan, gerçekçi olun ve Halkımıza bir 50 yıl daha kaybettirmeyin...