Rum yönetimi başkanı Anastasiadis, Akıncı ile görüşmelerinde, üzerinde mutabakata vardığı hususlar konusunda sık sık ifşaatlarda bulundu…26 Ocak 2017 tarihinde yaptığı ifşaatları çok çarpıcıydı... O ifşaatlarla ilgili olarak ertesi günü yazdığım bir yazıda Akıncı’ya sorular sormuş ve Halka izahlarda bulunması gerektiğini ifade etmiştim. Ne var ki Akıncı, üzerinden neredeyse bir yıl geçmesine karşın, ifşaatların doğruluğunu teyit etmek için sorduğum sorulara yanıt vermedi, halka ve Meclise izahatlarda bulunmaya gerek görmedi.
Bu süre içinde başka büyük tavizler de vererek görüşmeleri sürdürdü. Ne var ki yine sonuç alamadı ve tavize dayalı federasyon siyaseti tamamıyla çöktü. Akıncı şimdi yeniden görüşme ve yeniden bir deneme daha yapmak istiyor... Hem de Rum tarafının zihniyetinde hiçbir değişiklik olmadığı çok net olarak görülmesine karşın... O nedenle, yanıt vermediği sorularım üzerinden 11 ay geçtikten sonra söz konusu soruları Akıncı’ya yeniden sormak ve ısrarla yanıt istemek gerektiğini düşündüm… Anastasiadis’in ifşaatları ve sorularım şöyleydi:
Akıncı'nın Yanıt Vermediği Sorular
1. Soru:
Nikos Anastasiadis 26 Ocak 2017’de basında çıkan açıklamasında şöyle dedi:, “Nüfus oranı uzlaşılmıştır. 4’e 1, çözümden sonra Kıbrıs vatandaşlığını edinecekleri anlatır. Bir Türk’ün vatandaşlık alabilmesi için önce 4 Yunan’ın vatandaşlık alması gerekir ki demografik nitelik korunsun”
Oysa Yunanlıların AB vatandaşı olması nedeniyle tekrar federal Kıbrıs vatandaşı olmasına gerek yok...Bu olmadan da yüzbinlerce Yunanlı adaya gelip yerleşebilir, mülk alabilir, iş kurabilir, çalışabilir..Bunu Rum eyaletinde de Türk eyaletinde de yapabilir...Yani Yunanlılar AB vatandaşlıkları onlara aynı hakları verdiğinden, Kıbrıs vatandaşlığına gerek duymadan adada yerleşip iş kuracakları ve çalışacakları için bir tek Türk vatandaşı dahi Kıbrıs vatandaşı olamayacak…Yunanlılar, Rumlar ve AB üyesi ülke vatandaşları Kuzeyde 4 özgürlüğü kısıtlamasız kullanabilecek çünkü bu konuda yıllarca talep ettiğimiz kalıcı derogasyonlardan vaz geçtiniz ve Rumlarla AB üyesi ülke vatandaşlarına 4 özgürlüğü kısıtlamasız kabul ettiniz… Bu da adada 5-10 yıl içinde Rum-Yunan nüfusunun 1.5-2 milyona çıkarken, Türk nüfusunun 220-230 bin arasında bir rakamda yerinde sayması demektir..Yani adada Türk nüfusun artmasını tehlike olarak görüp Anastasiadis ile birlikte önlem alırken Yunan ve AB vatandaşlarının artmasını tehlike olarak görmediniz. Meşru hak ve çıkarlarımızı savunduğunu iddia eden siz bunu nasıl izah edeceksiniz? Açıklama bekliyoruz
2. Soru:
Anastasiadis, Rum tarafının AB'a , İMF'ye, Rusya'ya ve diğer ülke ve kurumlara borcunun 50 milyar euro'nun üzerinde olduğunu açıkladı. Bazı kaynaklar ise Güney’in toplam dış borcunun 100 milyar euro olduğunu söylüyor...
Bizim borcumuzun ise 3.5 milyar Euro olduğunu biliyorum...Soruyorum: Federal bir ortaklıkta Rum har vurup harman savurarak yaptığı bu borca biz ortak mı olacağız? Biz onların bu borcunu niye ödeyelim? Akıncı'dan açıklama bekliyoruz. Bu konuyu masaya getirdi mi? Getirmediyse niye?
3. Soru:
Nikos Anastasiadis 26 Ocak 2017’de basında çıkan açıklamasında şöyle dedi “Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Türk vatandaşlarının 4 özgürlükten, bütün AB vatandaşları gibi yararlanması gerektiği açıklamasını kabul etmemiz mümkün değil. Bu, işgal ordusunun mevcudiyetinden çok daha kötü olur. Bu tür fikirlerle çözüm olamaz”
Anastasiadis’in bu açıklamasına yanıt vermediniz.. Buna göre Rumun 4 özgürlüğü olacak, Yunanın AB üyeliği nedeniyle 4 özgürlüğü olacak. Yunanlılar adaya dolacak..Rumlar, Yunanlılar, AB vatandaşları Kuzeyde mülk alacak, yerleşecek, iş kuracak, çalışacak ama Türk vatandaşlarının bu hakkı olmayacak...5-10 yılda burada Rum + Yunan 1.5-2 milyonu bulacak ve biz de hala 220 bin nüfusla yetineceğiz...Kurşun atmadan tüm adayı, Kuzeyin topraklarını, mülkleri, ekonomiyi ele geçirecekler...İstediğimiz diğer herşeyi alsak bile Türk vatandaşlarına 4 özgürlüğün tanınmaması Kıbrıs'ı 5-10 yılda Yunan yapacaktır.. Bunu önleyecek tek husus Lozan’da tesis edilen ve 1960’da Kıbrıs’a da yansıtılan Türk-Yunan dengesini korumak için Türk vatandaşlarına da Türkiye AB’a tam üye olana kadar 4 özgürlüğün tanınmasıdır..Sizden Anastasiadis’in sözleri konusunda açıklama bekliyoruz. Bu konuyu niye kararlılıkla savunmuyorsunuz?
4. Soru:
Anastasiadis, Çalışma izinleri biten Türk vatandaşlarının geri gönderileceğini söyledi, bu doğru mu? Değilse ona niye yanıt vermediniz?
Nikos Anastasiadis 26 Ocak 2017’de basında çıkan açıklamasında şöyle dedi:, “İlk başta yerleşiklere çalışma izni verilecek. Çalışma-ikamet izinleri bittiğinde gidecekler. 50-55 bin yerleşik Kıbrıs’ta daimi kalacak, geri kalanları çalışma izni alacak ve bu bittiğinde, izin yenilemeleri zaruri değilse, gidecekler.” (Kibrishaberajansi.com 26 ocak 2017)
Anastasiadis ile görüşmelerinizde sanki Kıbrıs sorununun nedeni demografik yapıymış gibi, müzakere tarihinde ilk kez nüfus yapımızı masaya getirip tartıştınız ve nüfusumuzu ¼ oranında, 220 bin vatandaş olarak dondurdunuz . Ancak nüfusumuz 320 bin..Bu da vatandaş olmayan 100 bin TC kökenli ve yabancının ikamet ve çalışma izni ile burda yaşadığını gösteriyor. Anastasiadis’in yukarıdaki açıklamasından Çalışma izni verme konusunu merkezi devlete bıraktığınız ve şu an burada yaşayan 100 bin çalışma-ikamet izinli kişinin bu izinleri bittiği zaman, izinlerinin yenilenmeyeceği ve tümünün gideceği anlamına geliyor..Bu durumda 4 özgürlük tanınmadığı için TC vatandaşları hem ancak Shengen vizesiyle turist olarak adaya gelebilecekler, hem de şu an adada bulunan bütün TC kökenliler de (Anasti vatandaş olan 50-55 bin dışındaki tüm TC kökenliler diyor) hepsi geri gidecek..Ama AB vatandaşı olmaları nedeniyle tüm Yunan vatandaşları adaya serbestçe gelip 4 çalışabilecekler, iş kurabilecekler, mülk alıp yerleşebilecekler....Diğer yanda Anasti çalışma izinli Türk vatandaşları konusunu masaya getirip istediğini alırken, siz Güneyde yaşayan 100 binden fazla Yunan vatandaşını ve çalışma izni ile orda ikamet eden 200 bin yabancıyı gündeme getirmediniz…İlaveten güneydeki vatandaş sayısı 650 bin iken siz onların talep ettiği ¼ oranı tutsun diye nüfuslarının 803 bin olarak sunulmasını kabul ettiniz. Oysa nüfus oranında ya sadece vatandaşlık esas alınmalıydı ya da defacto tüm nüfus esas alınmalıydı..Bu durumda sırf ¼ talepleri yerine gelsin diye bizim dejure nüfusumuz, onların defacto nüfusu esas alınmış durumdadır…(de jure nüfus 220 bine 650 bin; ya da de facto nüfus yani 320 bine 803 bin) Böylesine akıl almaz bir tavizi nasıl, hangi aklın ürünü olarak kabul ettiniz?