Sabahattin İsmail Sabahattin İsmail

Milli Kıbrıs Davası Tutarlılık ve Ciddiyet İster

07 Aralık 2018
“ Seçim hesabı ile hareket eden ve tutarsız-çelişkili-gayrı ciddi tavırlar sergileyen Akıncı ile milli hak ve çıkarlarımız savunulamaz. „

KKTC Cumhurbaşkanı ciddi, tutarlı ve sözüne güvenilir olmak zorundadır. Ne yazık ki CB Akıncı, son iki yıldır sergilediği çelişkili tavırlar nedeniyle, ciddi, tutarlı ve sözüne güvenilir olmaktan çıkmıştır. Geçen gün arşivimi karıştırırken 2016 yılı sonunda yaptığı bir açıklamayı buldum. Görüşmelerde çok olumlu gelişmeler sağlandığını ve sorunun çok yakında çözüleceğini söylüyordu... 2017 sonlarında kendisinin ve müzakerecisinin açıklamalarını yansıtan gazete manşetlerini buldum.. O manşetlerde de “Garantörlük dışında bütün konularda anlaştıklarını” duyurmaktaydılar. 

Sonra İsviçre’de federasyon müzakerelerinin çökmesinden önce yaptığı açıklamaları buldum.. O Açıklamalarda da Rum tarafıyla tüm diğer konularda anlaştığı ve Rumların dönüşümlü başkanlık dahil siyasi eşitliği kabul ettiklerini, o nedenle toprak ve güvenlik konusunu görüşmeye geçebileceklerini, bu amaçla verilecek toprakları içeren bir harita verdiğini, Garantörlüğü görüşecek konferansın toplanabileceğini söylüyordu.. 

Ve geldik 2018 sonuna.. 

Ne oldu? 

Koskocaman bir hiç... 

Demek ki söylediklerinin tümü gerçek dışıydı ve amacı çözüm oldu oluyor izlenimi ile sahte, boş umutlar yaratmaktı. Bu sahte umutlarla oy devşirmekti. Neticede, gerçek gün gibi ortaya çıktı ve gayrı ciddi, sözlerine güvenilmez, doğruları söylemeyen güvenilmez biri olduğu herkes tarafından görüldü. Peki sahte umutlar yaratmaktan, bu sahte umutlarla halkı hayal kırıklığına uğratmaktan, halka boşu boşuna zaman kaybettirmekten vaz mı geçti? 

Yok... 

Hala seçim hesapları ile görüşmeleri başlatmak ve yeni tavizlerle felaketimiz olacak bir sözde çözüme ulaşmak istiyor. Bunun için Anavatan Türkiye ile dahi çatışmaya kalkıyor
Seçim hesapları ile, ne pahasına olursa olsun, garantörlüğün iptalini ve Güzelyurt’un da Rumlara verilmesini öngören Guterres belgesi temelinde bir an önce görüşmeleri başlatmak isteyen Akıncı’nın sergilediği çelişkili ve tutarsız tavırları bir kez daha anımsatmak gerekmektedir... 

Aşağıdaki örnekler okunduğu zaman Akıncı’nın kendi kendini inkar pahasına sergilediği inanılmaz tutarsızlıklar ve bir yandan “ Rum zihniyeti değişmedi, bu zihniyetle çözüm olmaz” Derken, diğer yandan da görüşmelerin hemen başlamasını istemesinin ne büyük bir gayrı ciddilik olduğu daha rahat görülecektir. 

Akıncı'nın Tutarsızlıkları  

İşte Akıncı’nın son 1 yılda sergilediği tutarsızlıklar:
1- Akıncı, Rum Meclisi’nin geçen yıl aldığı “1950 ENOSİS PLEBİSİTİNİN OKULLARDA KUTLANMASI” kararından sonra yaptığı açıklamada” bu karar iptal edilmeden görüşmelerin devam etmeyeceğini” söyledi. Ne ki, bir süre sonra büyük bir tutarsızlık sergileyerek karar iptal edilmediği halde masaya döndü ve hiçbirşey olmamış gibi görüşmelere devam etti
2- Akıncı, Kıbrıs Türk Halkının siyasi eşitliğinden asla taviz vermeyeceğini sık sık vurgulanmasına karşın, büyük bir tutarsızlık sergileyerek , 1960 Antlaşmaları ile tescil ettiğimiz siyasi eşitliğimizin simgesi ve güvencesi olan VETO HAKKIMIZDAN, YASAMA VE YÜRÜTMEDEKİ AYRI OY ÇOĞUNLUĞU HAKKIMIZDAN VAZGEÇEREK SADECE BİR TEK TÜRKÜN ONAYI İLE KARARLARIN RUMLARIN Çoğunluk OYUYLA (BASİT ÇOĞUNLUK) ALINMASINI KABUL ETTİ, TÜRK HALKINI BİR TEK İŞBİRLİKÇİNİN OYUYLA ETKİSİZ BİR AZINLIK DURUMUNA DÜŞÜRDÜ
3- Mont Pelerin ve, Crans Montana müzakerelerinde, her defasında görüşmelerin “RUM TARAFININ MAXİMALİST TALEPLERİ SONUCU BAŞARIZ OLDUĞUNU”açıklamasına ve adaya dönmesine karşın bir süre sonra büyük bir tutarsızlık sergileyerek, Rumların MAXİMALİST talepleri doğrultusunda karşılığında birşey almadan tek taraflı tavizler vererek görüşmelere kaldığı yerden devam etti. 
4- Akıncı, “toprak, harita ve güvenlik konuları tüm diğer konularda anlaşma olmasından sonra konuşulacak” diye mutabakat olmasına karşın, büyük bir tutarsızlık sergileyerek, 103 konuda ve siyasi eşitlikte anlaşma olmamasına karşın, KKTC topraklarının beşte birinin ve onlarca yerleşim yerinin Rumlara verilmesini, 30 bin Türkün dördüncü kez göçmen olmasını öngören bir taviz haritasını, karşılığında hiçbirşey almadan, Meclisten ve hükümetten habersiz olarak Rum tarafına verdi ve elimizdeki en büyük kozu sıfırlayarak Rum tarafının elini güçlendirdi. 
5- Akıncı, bir yandan Kıbrıs Türk Halkının güvenliğinden taviz vermeyeceğini söylerken, diğer yandan da büyük bir tutarsızlık sergileyerek, tek taraflı taviz haritası verme yoluyla kurguladığı Cenevre konferansında müzakere tarihinde ilk kez Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü pazarlık konusu yaptı. 10-12 yıl sonra Garantörlüğün iptalini ve adada kalacak olan 650 Türk askerinin de çekilmesini görüşmeyi kabul etti. Oysa Annan Planında bile bu süre 18 yıldı. Üstelik bunu yaparken KKTC Meclisinin oy birliğiyle aldığı “Garantörlük kırmızı çizgimizdir, aynen devam etmelidir” şeklindeki kararını da pervasızca çiğnedi 
6- Akıncı, kendi aklına göre verdiği bunca tavize rağmen Cenevre konferansı çöktükten sonra “Mevcut parametrelerle çözüm olmayacağı ortaya çıktı. Bu bizim kuşağın son denemesiydi, biz başarılı olamadık, bundan sonraki kuşaklara başarılar dilerim “ demesine karşın daha sonra büyük bir tutarsızlık sergileyerek görüşmelerin yeniden kaldığı yerden başlaması için Rum tarafına yalvar yakar oldu 
7- Akıncı, 5 Ağustos 2017’de yaptığı açıklamada “bundan sonra AB içinde iki ayrı devlet formülü gündeme gelmeli”demiş olmasına karşın, daha sonra büyük bir tutarsızlık sergileyerek Anavatan Türkiye’nin ve Halkımızın isteği olan iki devletli çözüme karşı çıktı, “ben federasyondan başka birşey görüşmem, iki devletli çözüme, tanınmaya ve konfederasyona karşıyım”diyerek Anavatan Türkiye ve Halkımızın ezici çoğunluğu ile çatışmaya girdi
8- Akıncı, bir yandan “GÖRÜŞMELERİN BAŞARISIZ OLMASININ NEDENİ RUM TARAFININ YÖNETİMİ VE REFAHI BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTEMEYİŞİDİR. RUM ZİHNİYETİ DEĞİŞMEDİKÇE GÖRÜŞMELERDEN BİR SONUÇ ÇIKMAZ” derken, diğer taraftan da büyük bir tutarsızlık ve gayrı ciddilik sergileyerek, Türkiye’den, Meclisten ve hükümetten habersiz olarak görüşmelerin, Garantörlüğün iptalini ve Güzelyurt’un da Rumlara verilmesini öngören Guterres belgesi temelinde kaldığı yerden başlatılması ve bu belgenin “stratejik bir anlaşma olarak imzalanması” için Rum tarafına öneride bulundu

Meclis Harekete Geçmeli

Görüldüğü gibi Akıncı inanılmaz şekilde tutarsızlık, gayrı ciddilik, tavizcilik ve teslimiyetçilik sergilemekte, çelişkiler içinde yuvarlanmakta, halkımızın meşru hak ve çıkarlarını büyük bir sorumsuzlukla Rum tarafına teslim etmektedir. Akıncı bu tutumuyla bulunduğu makamda KKTC'nin ve Halkımızın geleceği için büyük tehlike oluşturmaktadır. O nedenle artık halk egemenliğini temsil eden yüce meclis ona Dur demelidir. Bunun için Meclis, geçmiş federasyon kararını iptal eden bundan sonra ancak iki devletli çözümü öngören bir zeminde görüşme yapılabileceğini emreden ve Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünün pazarlık konusu olmadığını ortaya koyan bir karar almalıdır. Akıncı bu karara uymak istemezse müzakerecilik görevinden alınmalı ve yerine Meclis kararlarına saygılı yeni bir müzakereci atanmalıdır..

Milli Kıbrıs davası ve geleceğimiz bir gün söylediğini ertesi gün inkar eden TUTARSIZ, GAYRI CİDDİ TAVİZCİ VE TESLİMİYETÇİ BİRİNE EMANET EDİLEMEZ.

Yorumlar