Anastasiadis gerçekten bizi ahmak veya geri zekalı sanıyor…
Rum müzakere heyeti üyesi, Anastasiadis’in danışmanlarından tanınmış hukukçu Poliviu’ya hazırlattığı 37 sayfalık raporu okudum… Ardından kendi çalışma arkadaşları tarafından, kendisi adına basına sızdırılan 10 sayfalık sözümona “gevşek federasyon” önerilerini de okudum…
Benim bu iki belgeden çıkardığım sonuç Anastasiadis’in “gevşek federasyon” adı altında bize önerdiğinin, yüzde yüz Rumlardan oluşan Kıbrıs Cumhuriyeti içinde geniş OTONOMİ olduğudur… Bir çeşit ÖZERK STATÜ önerdiğidir…
Yani, Irak içindeki “Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi”nin bir benzeri…
Orada olduğu gibi, kendi meclisimiz, hükümetimiz, cumhurbaşkanımız, devlet yapımız, eğitim ve mali kurumlarımız, sadece harita üzerinde idari sınırlarımız, kendi polisimiz vb.. olacak, başka ülkelerle ticaret ve ikili anlaşmalar yapabileceğiz, ama EGEMEN OLMAYACAĞIZ, BAĞIMSIZ DEVLET OLAMAYACAĞIZ… Ayrılma hakkımızı da içeren self-determinasyon hakkımız da olmayacak…Buna kalkışırsak, Irak devletinin bağımsızlık ilan eden Barzani’ye yaptığı gibi, limanları uluslar arası trafiğe kapatacaklar, sınır kapılarına el koyacaklar, bizi izole edecekler, çok ısrar edersek askeri müdahalede bulunacaklar…Tabii bu arada OTONOM STATÜDE AB’a girileceği için tüm Rum, Yunan ve geri kalan 25 AB üyesi ülke vatandaşlarının 4 özgürlüğü sınırsız, derogasyonsuz kullanma hakkı olacak…(4 özgürlüğe dayanarak Kuzey’i 5-10 yıl içinde demografik, ekonomik, toprak mülkiyeti açısından istila edecekler….)
Söz konusu belgelerde, dış muhaceret ve vatandaşlık konusunda yetkinin de Kıbrıs Cumhuriyeti’nde olacağı belirtiliyor… Yani TC vatandaşlarının buraya ancak Shengen Vizesi ile gelebileceği ve onlara 4 özgürlüğün tanınmayacağı anlaşılıyor...
Belgelerin her sayfasında özellikle tek egemenlik, tek kimlik, tek uluslar arası temsiliyet ve tek vatandaşlığın olacağı da belirtiliyor… BU TEK’lerin anlamı, tek yetkili merciin, yüzde yüz Rumlardan oluşan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin olacağıdır... Ve bizim bu cumhuriyette hiçbir söz hakkımız olmayacaktır… Zaten kurtulmak istedikleri de budur… Siyasi eşit bir Halk olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nde söz hakkımız, onay hakkımız olmasın, bizim onayımıza gerek duymadan istedikleri her kararı tek başlarına alabilsinler… Bütün bu arayışları sırf bu nedenle yapıyorlar….
Yani Anastasiadis “gevşek federasyon” adı altında, bunca yıldır görüşülmekte olan “iki toplumlu iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon”dan da geri bir yapı öngörmektedir…
Üstelik bunu da yaparken karşılığında Maraş ve Güzelyurt dahil %8 toprak talep ederek bize %28.2 toprak bırakmaktadır…Türk askerlerinin zamana yayılarak tümüyle çekilmesini ve garantörlüğün de önce sadece otonom bölgeyi kapsamasını, daha sonra ise tümüyle iptalini talep etmektedir…Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yüzde yüz Rumlardan oluşmasını kabul etmemizi ve egemen bağımsız devletimizden vazgeçerek, kendilerine yamalanmamızı istemektedir..
Peki bizim bağımsız-egemen devletimizden vazgeçip OTONOMİYİ kabul etmemiz için, bundan ne çıkarımız olacakmış?
OTONOMİ karşılığında bizim deniz ve hava limanlarımızın açılmasına “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak izin vereceklermiş ( Kıbrıs Cumhuriyeti içinde otonom yapıyız ya!), bizi AB’a sokacaklarmış, ambargolardan kurtulacakmışız…Doğal gaz gelirinden pay verecekmiş…
Breh breh, breh…Analar ne akıllı insanlar doğuruyor!!!Akla bakar mısınız?
Bre akılsız, bütün bunları kabul edecekseydik, 54 yıldır niye direndik? Niye öldük, can verdik, kan döktük? Niye ambargoları ve izolasyonu göze aldık? Bizi gerçekten aptal mı sanıyorsun sen?
Aklındaki yapı gerçekten okuduğum bu iki belgedeki gibi ise, adam gerçekten aklını kaçırdı…
1974 ÖNCESİNDE DE AYNI ÖNERİ YAPILDI
Benzer bir öneriyi 1968-1973 görüşme sürecinde adanın yüzde 3’ünde kuşatma altına alındığımız o zor ve karanlık günlerde, devletimizin, egemenliğimizin olmadığı, Türk Barış Harekatının yapılmadığı, TBKK’nın burada olmadığı sefil günlerde, Klerides Denktaş’a önermiştir…
Klerides’in hatıratına göre, Denktaş, “garantörlüğün kabul edilmesi ve ENOSİS’in yasaklanması” şartıyla bunu kabul etmiştir…
Ne ki Makarios “bir daha Türkiye’yi garantör yapan, Türk askerini adada tutan, ENOSİS’i yasaklayan bir anlaşmanın altına imza atmam” diyerek bunu reddetmiş ve Klerides’e göre, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rumlar tarafından işgalini meşrulaştıracak tarihi bir fırsatı yitirmiştir”…
Her gün erimekte olduğumuz o günün zor şartlarında, çaresizlik içinde, yok olmamızı önlemek için belki otonomi kabul edilebilirdi…
Ne ki, otonomiyi kabul ettiğimiz, daha sonra federasyonu veya “gevşek federasyonu” talep ettiğimiz günler çoktan geride kalmıştır…
O köprülerin altından çok sular geçmiştir…
Artık 44 yıldır bağımsız, egemen, özgürüz, ..Kendi bağımsız devletimiz var…Ordumuz burda, güvenlik endişemiz yok…Devletimiz kökleşti, güçlendi…Onlarca ülkede temsilciliğimiz var, Anavatan devletimizi tanıyor ve Ankara’da Büyükelçiliğimiz var…80’den fazla ülke ile ticari ilişkimiz var…Ambargolara rağmen, 1974’de 548 dolar olan kişi başına düşen milli gelir bugün 12-13 bin dolar düzeyine çıktı…Büyümeye devam ediyoruz…
Bütün bunları terk edip niye otonomiyi kabul edelim ki?
Anastasiadis “gevşek federasyonla” eğer sadece, iki egemen bağımsız kurucu devletin ilişkisini düzenleyecek, eşit sayıda temsilciden oluşacak bir FEDERAL KONSEY veya KONFEDERAL KONSEY kurulmasını öngörmüş olsaydı, bu ciddiye alınabilirdi.
Ayrı bağımsız-egemen devlet kurmuş bir Halk olarak bizim istediğimiz İKİ AYRI DEVLETE DAYALI BİR ANLAŞMADIR... KADİFE AYRILIKTIR…
Bu olduktan sonra iki devlet isterse, hiçbir ortak organın olmayacağı, sadece iki devletin eşit sayıda temsilcisinden oluşacak KONFEDERAL KONSEY’in olacağı bir KONFEDERASYON kurup işbirliği yapabilir…
Anastasiadis böyle bir öneri ile gelirse derhal kabul etmeye hazırız..Bu temel üzerinde toprak mülkiyet güvenlik konularını da süratle çözebilir, Kıbrıs’ı bölgede bir barış, huzur ve işbirliği alanı haline getirebiliriz…Buna Yunanistan ve Türkiye’yi de katarak genişletebiliriz…Türkiye ile eş zamanlı olarak AB içinde de buluşabiliriz…
Ey Anasti, o çok korktuğun ortak kurumlardan da, bu kurumlar içinde siyasi eşitliğimizden de, VETO ve eşit söz hakkımızdan da, kendi ifadenle “azınlığın onayına başvurmak zorunda kalmaktan da” dönüşümlü başkanlıktan da, işgalin altındaki Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bizimle paylaşmaktan da ancak böyle kurtulabilirsin…Özetle:
- YA SİYASİ BAKIMDAN EŞİT, İKİ KURUCU DEVLETE-HALKA DAYALI YENİ BİR ORTAKLIK YA DA İKİ BAĞIMSIZ DEVLET
Böyle bir öneri yapmak yerine bize “gevşek federasyon” adı altında “KIBRIS CUMHURİYETİ içinde OTONOM-ÖZERK STATÜ” önereceksen, cehenneme kadar yolun var…