Akıncı’nın AKEL'ci- BKP'li sözcüsü Rum Meclisinden çıkan sözüm ona "düzeltme kararını" beğendiklerini açıkladı ve sonuç alıcı görüşmelere hazır olduklarını belirtti.
Oysa bu yeni yasa tasarısı hazırlandığında Akıncı’nın "Okullardaki kutlama günlerini saptama yetkisini Eğitim Bakanlığı’na veren bu karar yeterli değil, alınan karar iptal edilmeli" yönünde açıklamaları vardı…
Peki şimdi nasıl oluyor da alınan Enosis’i kutlama kararı orda dururken, iptal edilmemişken alınan bu yeni uyduruk karar yeterli kabul ediliyor?
Kaldı ki Rum Meclisi’nde 1964 ve 1967’de alınan Enosis kararları da hala orada duruyor. Türk düşmanlığı dolu tarih kitapları da orada… Kilisenin eğitim üzerindeki belirleyici etkisi de sürüyor…
Anastasiadis hakkımız olan bölgelerde açtığı sondaj ihalelerini de sonuçlandırdı, yakında sondajlar başlayacak.
Anastasiadis’in “Türkler azınlıktır çoğunluk ve azınlık eşit olamaz, dönüşümlü başkanlık, garantörlük, Türk vatandaşlarına 4 özgürlük kabul edilmeyecek" şeklinde açıklamaları da hala duruyor.
Görüşmelere takvim konması da kabul edilmedi.
O halde neyi görüşeceksiniz?
Sırf görüşme olsun diye takvimsiz sonsuza dek görüşme yapmak KKTC’nin tanınmasını önlemeye ve Türkiye'yi suçlamak için zemin yaratmaya yönelik yeni bir tuzaktır.
Çünkü Türkiye sondajları, garantörlüğün iptalini ve 4 özgürlüğün reddini kabul etmeyecek. O zaman da Türkiye “müzakereleri çıkmaza soktu" iddiasıyla suçlanacak ve büyük baskı görecek.
Bu tuzağı bozmanın yolu Enosis kararları iptal edilmeden, takvim olmadan, eşit iki devlet zemini kabul edilmeden, ambargolar kalkmadan, doğal gaz çalışmalarına son verilmeden, garantörlük ve Türk vatandaşlarına 4 özgürlük kabul edilmeden sınırsız görüşme tuzağına yeniden düşmemektir.
Haklarımızı savunan usta müzakerecilik bunları elde etmektir yoksa Rum'un göz boyayıcı taktiklerine sarılarak diz çökmek, tükürdüğünü yalamak ve KKTC ile Türkiye'ye tuzak kurmak anlamına gelir.