Britanya'nın kadim halkı Keltler Avrupa tarihçileri açısından, özellikle de Neolitik dönemden kalma Stonehedge ve Callanish Standing Stones gibi yapıların yarattığı merak ışığında, önemli bir çalışma alanıdır. Keltler kimdir? Kökenleri nereye dayanmaktadır? Kültürel ve inanç yapıları nasıldır? soruları ve benzeri onlarca soru araştırmaların konusudur.
Benim bu kısa yazıda amacım günümüz İskoçya, Galler ve İrlanda halklarının ataları kabul edilen Keltler'in kimliğini ve kökenlerini ele almak değildir; zaten bu konu çok kapsamlı bilimsel çalışmayı gerektirir. Amacım Keltler'in Britanya ve İrlanda'ya göç hareketine dair iki farklı görüşü, daha doğrusu hakim görüş ile bu görüşe eleştirel yaklaşımı kısaca okuyucuya aktarmaktır.
Britanya M.Ö. 6500 dolaylarında buzulların erimesine bağlı olarak deniz seviyesinin yükselmesi ve Britanya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan kara parçasının sular altında kalması neticesinde Avrupa'dan kopup, bir ada haline gelmistir. Britanya'nın Kıta Avrupası'ndan kopup ada haline gelmesinden binyıllar sonra, M.Ö. 800 civarlarında Keltler denizi aşıp Britanya'ya göç etmeye başlamıştır. Britanya tarihçisi Jeremy Black Almanya'nın güneyinde ortaya çıkan ve Fransa'nın büyük kısmına yayılan Keltler'in Britanya'ya hareketinin kapsamlı bir nüfus hareketi mi, sınırlı bir göç mü, ya da bir ticaret olayı mı olduğunun bilinemediğini belirtir. Ama hareketin niteliği ne olursa olsun, bilinen Keltler'in M.Ö. 1. yüzyılda İrlanda'ya kadar gitmiş, bu topraklarda hakimiyet kurmuş oldukları ve Britanya ile İrlanda'ya hareketlerinin yüzyılları bulan aşamalı bir süreç olduğudur.
Yapılan çalışmalar Keltler'in aynı dili, aynı inancı ve aynı kültürü paylaşan çok sayıda kavimden oluşan, imparatorluk kurmayan (ya da kuramayan) kavimler topluluğu olduğuna işaret eder. Hatta bu kavimler topluluğu içinde bazı kavimlerin birbirleri ile hiç irtibat kurmamış olmaları da pek muhtemeldir. Doğuda Karadeniz'den (Orta Anadolu'yu -günümüz Ankara ve Eskişehir- içerdiği de iddia edilir; hatta 2017'de Irish Central'de yayınlanan bir yazıda İrlandalıların köklerinin Türkiye'ye kadar uzandığı, çünkü 6000 yıl önce Türkiye'den İrlanda'ya göç olduğu ileri sürülmüştür) batıda İspanya- Portekiz'e kadar yayılmış olmaları Kelt kavimlerin yayılmacı doğasını göstermektedir. Böylelikle Keltler Pan-Avrupa halkı olarak tanımlanabilir. Keltlerin Britanya'ya ve İrlanda'ya çıkması da yayılmacı doğalarının sonucu olmalıdır. Keltlerin bu özelliğini Roma'dan bağımsız değerlendirmemek de gerekir. Zira Roma İmparatorluğu'nun Kıta Avrupası'na yayılmış Ketleri asimile etme çabasına girmiş, Keltlerin de bu asimilasyon sürecinden kaçmak istemiş olması pek muhtemeldir. Bu noktada Kıta Avrupası'nda kalan Keltlerin Romalılaştırıldığı, Germen istilaları ile de Almanlaştırıldığı yönünde görüşler olduğunu belirteyim. Roma kaynakları Keltleri "barbar" olarak tanımlasa da Almanya'da yapılan yeni arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular ışığında bazı tarihçiler Keltler'in "barbar" olduğu görüşüne katılmamaktadır. Dikkat çeken bir diğer nokta ise Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından yüzyıllar sonra bile 1066 yılında Fatih William'ın İngiltere'yi ele geçirmesi sonrası buradaki Normanların da Keltleri Romalılar gibi barbar olarak görmeleridir.
Sonuçta Britanya ve İrlanda'daki Keltler için kısaca doğudan batıya hareket eden Kıta Avrupası kökenli kavimler tanımı yapabiliriz; bu tanım zaten yaygın görüşü yansıtmaktadır.
Keltler'in doğudan batıya hareket ettiğine dair bu yaygın görüşe standart Kelt tarihi anlatısı denilebilir.
Peki ya durum böyle değilse... Standart Kelt tarihi anlatısı tam olarak gerçeği yansıtmıyorsa...
Bu soruyu akla getiren Avrupa'daki dil çalışmaları olmuştur. 18. yüzyılda Edward Lhuyd Atlantik sahilinde yerel diller üzerinde yaptığı çalışmasıyla bu dilleri Kelt dil grubuna ait olarak tanımlamıştır. Sonrasında yapılan dil araştırmaları da bu yerel dilleri Kelt dilleri ile bağdaştırmıştır. Lhyud Kelt dillerinin Britanya ve İrlanda'ya Brittany'den (Fransa'da bir bölge) geldiği varsayımında bulunmuştur. Ama başka diğer çalışmalar Kelt dillerinin Britanya'dan Brittanye yayıldığını, yani dil hareketinin doğudan batıya değil batıdan doğuya olduğunu ileri sürünce Kelt kavimlerinin hareketinin yönü de tartışmaya açılmıştır. Yine burada parantez açıp belirteyim, tarihçilerin ileri sürdüğü gibi Keltler Orta-Batı Avrupa merkezli ise ve günümüz Ankara ve Eskişehir coğrafyasına da yerleşmiş iseler, Anadolu'ya yerleşimleri de batıdan doğuya hareket ettiklerini göstermektedir. Kısaca Kelt göçleri tek yönlü bir hareket olmasa gerektir.
Diğer taraftan Kelt Mitolojisi başlıklı kitabın yazarı olan Bill Price Keltlerin doğudan batıya göçü konusunda eleştirel bir tavır takınarak şöyle der. " Britanya ve İrlanda'da hızla artan Demir Çağı kanıtlarının tarafsızca gözden geçirilmesi, M.Ö. birinci binyılda, daha doğrusu herhangi bir dönemde geniş çaplı bir Kelt istilası için çok az - bazıları hiç diyecektir- destek bulmaktadır." Bu da Britanya ve İrlanda'nın Kelt göçlerine maruz kalmış olmasının doğruluğuna bir nevi itirazdır.
Aslında Britanya ve İrlanda ile Kıta Avrupası'nda, özellikle İsviçre ve Avusturya'da, yapılan arkeolojik çalışmalarda bulunan kılıç ve kalkanlar gibi örnekler arasında ciddi benzerlikler görülmüş, sonuçta bu aletlerin coğrafi bölge farklı olmasına rağmen, aynı halk yani Keltler tarafından yapılıp kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Bu sonucun Keltler'in doğudan batıya göç ettikleri yönündeki savı desteklemesi için kullanılmasını eleştiren tarihçiler ise arkeolojik bulgular arasındaki benzerliğin göç hareketinin kanıtından ziyade farklı coğrafyalar arasında karşılıklı etkileşimin sonucu olabileceğini belirtmektedir. Bu çerçevede Francis Pryor şöyle der; "Keltler Britanya'ya nasıl ulaştılar? Cevap ancak onların dışardan gelmedikleri olabilir. Bir başka deyişle onlar hep buradaydılar." Hep orada olanlar" Keltler miydi? "Hep orada olanlar" Keltler ise, Kıta Avrupası'ndaki Keltler oraya Britanya'dan mı geldiler?
Göründüğü gibi konu içinden çıkılmaz hale gelmiştir; üstelik bazı kesimler ve açılardan rahatsızlık yaratacak niteliktedir. Neden? Birincisi; Keltler Avrupa'dan gelmediyse ya da Britanya ve İrlanda'dakilerin ataları Kelt değilse, bu coğrafyada yaşayanların Avrupalı kimliği sorgulanabilir. Bu konuyu aslında abartmamak gerekir; neticede Britanya bir doğa olayıyla Avrupa'dan kopmuş Avrupa'nın bir parçasıdır; üzerinde yaşayan kadim halk da Avrupalıdır; üstelik Avrupalı olmak soydaşlık ötesinde bir aidiyet duygusudur. Zaten arkeologlar da Keltlerin soy topluluğu olarak görülmesine itiraz ederken, Kelt kimliğini kültür ve gelenek temelinde tanımlarlar. İkincisi; standart Kelt tarihi anlatısına yönelik eleştirilerin, İskoçlar, İrlandalılar ve Gallerliler arasındaki ortak kimlik bilincine ve soydaş toplumlar olmanın temeline hasar verme potansiyeli taşıyor olmasıdır. Burada okuyucu Birleşik Krallık'ı oluşturan dört ulustan üçü arasında ortak kimlik bilincinin Kelt kimliğine dayanmasının ne derece önemli olduğunu sorgulamaya başlayabilir. Aşağıda vereceğim örnek bir fikir verecektir. IRA, 1972 yılında, İskoçya'ya ve Galler'e saldırmayacağını, çünkü İskoçlar ve Gallerlilerin "Kelt kardeşler" olduğunu açıklamıştır. Ayrıca belirteyim, Kelt kimliği, İrlanda ve İskoç milliyetçiliğini beslemekte, bir nevi İngiliz karşıtlığında ifadesini bulmaktadır.
Sonuçta diyebileceğim şudur ki; hem dil çalışmalarının etkisi hem de Britanya ve Kıta Avrupası'ndaki arkeolojik bulgulardaki benzerliğin Keltlerin doğudan batıya hareketin kanıtı olamayacağı yönündeki görüşler ışığında Britanya ve İrlanda'daki Keltlere dair standart tarihsel anlatı tartışmaya açıktır, tarihsel anlatıya yönelik eleştiriler de kimlik boyutuna "sorunlu" yansımaktadır.