Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden çekilme süreci, 2014 yılında referandum ile Birleşik Krallık’tan ayrılmama kararı almış olan İskoçya’da bağımsızlık hareketine ivme kazandırdı. İskoçya İlk Bakanı Sturgeon’un, Brexit’i gerekçe göstererek, bağımsızlık için ikinci referandum talebi Londra tarafından reddedildi; ancak İskoç yönetimi Londra’nın reddine rağmen ikinci referandum konusunda kararlı görünüyor; öyle ki İskoçya yönetimi ikinci bağımsızlık referandumunun çerçevesini belirleyen yasa tasarısını hazırladı ve tasarının 2019 yılı sonuna kadar yasalaşması bekleniyor. Bu noktada Londra izin vermediği müddetçe İskoçya’da bağımsızlık referandumunun gerçekleşemeyeceğini, gerçekleşse bile sonucunun yasal olarak bağlayıcı olmayacağını belirtelim. Ancak İskoç yönetiminin Londra’dan gelen ret yanıtına rağmen ikinci bağımsızlık referandumu için yasa tasarısını hazırlamış olması İskoçya’nın kararlılığını ve Londra üzerindeki baskısını artıracağını gösteriyor.
Edinburg ve Londra arasında artan gerginlik, taraflar mevcut tutumlarını değiştirmediği müddetçe ve özellikle Birleşik Krallık Avrupa Birliği’nden çekildikten sonra ciddi bir siyasi krize dönüşme riski taşıyor.
Londra-Edinburg ilişkilerini, Avrupa Birliği’nin diğer üyelerine nispetle daha yakından ve kaygıyla takip eden bir devlet var: İspanya
İspanya hükümeti içişlerine karışmama ilkesine uygun olarak Birleşik Krallık’ın iç meselelerine, İskoçya’nın bağımsızlık konusuna doğrudan müdahil olmasa da, hükümet yetkililerinin açıklamaları üzerinden Birleşik Krallık’a mesaj gönderiyor; İskoçya’ya ise deyim yerindeyse aba altından soba gösteriyor.
İspanya’dan gelen Birleşik Krallık’a dair açıklamalar, Birleşik Krallık’ın gündemine uygun olarak, iki ana nokta üzerinde yoğunlaşıyor.
Birincisi Brexit: İspanya Brexit’in Birleşik Krallık’ı parçalama riskine işaret ediyor. Parçalanma riskinin kaynağını Brexit’in “bağımsız İskoçya” ve “birleşik İrlanda” arzusunu körüklemiş olmasına bağlıyor.
İkincisi konu ve İspanya açısından daha önemli olan bağımsız İskoçya meselesi: Birleşik Krallık’ın parçalanması ya da İskoçya’nın bağımsız bir devlet olması ihtimalinin İspanya’yı rahatsız etmesinin nedeni İspanya’nın Katalan ve Bask ayrılıkçı hareketleri ile mücadele ediyor olmasından kaynaklanıyor. Zira İspanya’daki ayrılıkçı hareketler açısından İskoçya örnek oluşturuyor. İskoçya’daki bağımsızlık referandumu sonrası Katalonya’da bağımsızlık referandumu yapıldı; bu referandum İskoç bağımsızlık referandumu gibi yasal bir referandum olmasa da İspanya’da siyasi bir krize neden oldu. Neticede İskoçya İspanya’daki ayrılıkçı hareketler için bir modele dönüştü; Katalan siyasetçinin ifadesiyle ayrılıkçılar için bir “İskoç Modeli”[1] var. Öyle ki Puigdemont, “takip etmek istediğimiz yol İskoçların yoludur” dedi.[2]
Dolayısıyla İspanya’daki ayrılıkçı hareketlerin İskoçya’ya öykünüyor olmaları, İskoçya’nın bağımsızlığını kazanması halinde İspanya’da bağımsızlık talepleriyle alevlenen ciddi bir krize sebep olacak ve işte bu nedenle İspanya İskoçya’ya aba altından soba gösteriyor.
Nedir aba altından gösterilen bu sopa?
Bu sopa bağımsız bir İskoçya’nın Avrupa Birliği’ne üyeliğinin İspanya tarafından veto edilmesidir.
Zira Birleşik Krallık’tan ayrıldığı takdirde İskoçya’nın Avrupa Birliği’ne üyeliği otomatik olarak devam etmeyecektir. İskoçya’nın Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusu yapması, katılım müzakerelerinin gerçekleştirilmesi ve Birliğe üyeliğinin tüm üye devletler tarafından onaylanması gerekecektir. Hal böyle olunca İspanya’nın vetosu demek, İskoçya’nın Avrupa Birliği’ne üye olamaması demektir.
Peki, İspanya’nın İskoçya’ya gösterdiği bu sopa önemli ve etkili midir?
Evet; İskoçya’daki bağımsızlık referandumunda seçmenin Birleşik Krallık içinde kalma tercihini belirleyen en önemli faktörlerden birinin Avrupa Birliği üyeliğini sürdürmek olduğu ve üstelik Birleşik Krallık’taki Avrupa Birliği referandumunda İskoç seçmenin %62’sinin Birlik’te kalma yönünde oy verdiği düşünülürse İspanya’nın sopasının İskoçya üzerindeki etkisi oldukça önemlidir.
İspanya hükümeti, İskoçya’ya gösterdiği sopanın önem ve etkisini azaltacak eylemler karşısındaki duyarlılığını ise, geçtiğimiz günlerde İspanya’nın İskoçya’nın Avrupa Birliği üyeliğini veto etmeyeceğini belirten Edinburg’daki diplomatını görevden alarak göstermiştir. Bu da İspanya’nın bağımsız bir İskoçya’nın Avrupa Birliği üyeliğini veto edecek olmasını tekrar hatırlatması demektir.
Sonuçta net olan İspanya hükümetinin, kendi ülkesindeki ayrılıkçı hareketler nedeniyle İskoçya’nın Birleşik Krallık’tan ayrılmasını ulusal çıkarlarına aykırı görmekte olduğudur. Bu durum İspanya’nın bağımsız İskoçya karşıtlığı olarak okunmamalıdır; İspanya sadece kendi çıkarlarının yanındadır.
[1] https://www.theguardian.com/world/2018/jul/12/catalan-president-cites-scottish-model-in-call-for-independence-poll
[2] https://www.washingtonpost.com/news/worldviews/wp/2017/03/29/as-scotland-relaunches-its-independence-bid-catalonia-has-its-own-plan/?noredirect=on&utm_term=.003e32671b56