Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

BREXIT: Çekilme Anlaşması Onaylanmazsa Ne Olacak?

30 Kasım 2018
BREXIT: Çekilme Anlaşması Onaylanmazsa Ne Olacak?

Geçtiğimiz hafta sonu Avrupa Birliği üye devlet ve hükümet başkanları bir araya geldi ve Birleşik Krallık’ın Birlik’ten çekilmesini düzenleyen çekilme anlaşması üzerinde anlaştı. Lizbon Antlaşması’nın çekilmeyi düzenleyen hükmü uyarınca, bu anlaşmanın Birlik açısından Avrupa Parlamentosu’nun muvafakati alındıktan sonra nitelikli çoğunlukla hareket eden Konsey tarafından akdedilmesi gerekiyor. Birleşik Krallık açısından ise, kendi yasal düzenlemeleri uyarınca, Parlamento’nun onayının alınması gerekiyor.

O halde, önümüzdeki günlerde çekilme anlaşması biri supranasyonal, diğeri ulusal iki parlamentonun onayına sunulacak; böylelikle de halkın doğrudan temsilcilerinin iradesi üzerinden anlaşmanın meşruiyeti güçlendirilmiş olacak.

Avrupa Parlamentosu’nun çekilme anlaşmasına muvafakat verme hususunda sorun çıkarması beklenmiyor; Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani’nin de dediği gibi “Birlik demokrasiye inanıyor ve Britanya halkının tercihine de saygı duyuyor”. Avrupa Parlamentosu içerisinde çekilme anlaşmasını beğenmeyen/uygun görmeyen parlamenterler mutlaka vardır ama Avrupa Parlamentosu’nun bu aşamada tercihi çekilme önünde engel teşkil etmemektir.

Ancak Londra’dan gelen haberler, çekilme anlaşmasının Birleşik Krallık Parlamentosu’nun onayını almama ihtimalinin oldukça yüksek olduğuna işaret ediyor. İşçi Partisi, Liberal Demokratlar, İskoç Ulusal Partisi, Demokratik Birlik Partisi anlaşmaya onay vermeyecekleri izlenimi yarattılar; Muhafazakâr Parti’den çok sayıda vekil anlaşmaya itiraz edeceklerini açıkladı.

Çekilme anlaşmasının Birleşik Krallık’ta Parlamento onayını almaması halinde ne olacak?

Bu senaryonun gerçekleşmesi üzerine Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği’nden gelen sinyaller çok farklı.

Birleşik Krallık’ta, Hükümetin Parlamento’nun onay vermediği çekilme anlaşması hükümlerini tekrar müzakere etmek için Brüksel ile müzakere masasına oturacağı öngörülüyor; beklenti de diyebiliriz. Hatta Demokratik Birlik Partisi lideri Arlene Foster, Başbakan Theresa May’i, anlaşmanın Parlamento’dan onaylanması için zaman harcamak yerine, yeniden müzakere masasına oturmaya davet etti.

Avrupa Birliği’nden gelen sinyal ise Birleşik Krallık Parlamentosu’nun onay vermediği çekilme anlaşmasının tekrar müzakere edilmesinin söz konusu olmadığı yönünde.  Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker “bu anlaşma hem Birleşik Krallık, hem de Birlik adına mümkün olan en iyi anlaşmadır, bu anlaşmayı reddederek daha iyi bir anlaşma yapacaklarını düşünenler, hayal kırıklığına uğrayacaklar.” dedi.

Bu halde, tekrar müzakere masasına oturmak isteyen Birleşik Krallık ile müzakere masasına oturmak istemeyen Avrupa Birliği karşı karşıya gelmiş olacak, ancak taraflar birbirlerini zorla müzakere masasına oturtamayacağına göre,  müzakere masası kurulmayacak.

Peki bu durumda ne olacak?

Bu soruya yanıt vermek için, tekrar Lizbon Antlaşması’nın ilgili maddesine dönelim.

Lizbon Antlaşması hükümleri, böyle bir durumda, iki seçenek sunuyor.

Birincisi, çekilme kararını alan üye devletin niyetini Birliğe bildirmesini takiben iki yıl sonra çekilmenin gerçekleşmesi. Anlaşma hükmü uyarınca Birleşik Krallık’ın 29 Mart 2019 tarihinde Avrupa Birliği’nden çekilmiş olması gerekir; tabi bu “No Deal” çekilme durumu olacaktır.

İkincisi, Avrupa Birliği Zirvesi’nin oybirliğiyle ve ilgili üye devletle mutabık kalarak süreyi uzatması halidir. Dolayısıyla, çekilme ortak kararla daha ileri bir tarihe ertelenebilir, yani Birleşik Krallık'ın Birlik'ten çekilmesi 29 Mart 2019 tarihi sonrası da gerçekleşebilir.

Özellikle, dikkatinizi bu ikinci seçeneğe çekmek istiyorum; zira çekilme anlaşması Birleşik Krallık Parlamentosu’nun onayını almadığında, Avrupa Birliği tarafı da tekrar müzakere masasına oturmadığında, her iki taraf için de en rasyonel olanı “No Deal” çekilmeyi daha ileri bir tarihe ertelemek olacaktır.

Belki bu süre içinde Birleşik Krallık çekilme kararını tekrar gözden geçirir!

 

Yorumlar