ABD’nin sıra dışı başkanı Donald Trump, geçtiğimiz günlerde alışkanlık edindiği üzere attığı bir twitte Suudi Arabistan’ı koruduklarını ve Suudi Arabistan’ın kendileri olmadan herhangi bir varlık gösteremeyeceğini belirtti. Buna karşılık olarak da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Salman ya da bir başka deyişle ülkenin fiili idarecisi ABD’nin daha ortada yokken Suudi Arabistan’ın var olduğunu söyledi.
Sanırım Veliaht Prens, ABD’nin 1776’da kurulduğunu kabul ederek Suudi Arabistan’ın var olduğu tarihin 1744 olduğu düşüncesiyle “eski” olma iddiasını ortaya koydu. Bir an için bunun gerçek olduğunu kabul edecek olursak şu durum ortaya çıkar; kendisinden yaklaşık otuz yıl sonra kurulmuş bir devletin himayesine muhtaç olmak. Bunun dışında Osmanlı’ya isyan etmedi gibi söylemlerin de aslında fikri altyapısının ne kadar sağlam olmadığını göstermesi açısından da Veliaht Prens ve fiili idareci Salman’ın ifadesi önemli… Zira bu bakış açısı aslında Osmanlı İdaresi altında olan Hicaz Yarımadası bölgesinin oradaki kabileler tarafından nasıl göründüğünü de gösterir…
Neyse bunlar yaklaşık iki yüzyıl öncesinin meselesi olarak kalıyor aslında… Ancak Trump’ın ifadesi tam olarak İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemdeki sistemik yapının tanımlanması için önemli… 1944 yılında ABD’nin Suudi Arabistan hava sahasını korumak üzere başlayan himaye ve askeri ilişkiler şimdilerde hayli içli dışlı bir hale bürünmüş durumda. ABD, Suudi Arabistan devletinin ki, bu devlet 1932 yılında Suudi Arabistan Krallığı adı ile kurulmuştur, kamu idaresi yapısının oluşturulması ve geliştirilmesi adına önemli katkılarda bulunmuştur. Suudi Arabistan’in istihbarat kurumsallaşması, içişleri ve dışişleri ile ilgili kurumsallaşması ABD tarafından oluşturulmuştur dense yeridir.
Bunun yanı sıra Suudi Arabistan’ın gelirinin %90’lık kısmını oluşturan petrol gelirinin elde edilmesinde düzenleyici bir güç olarak ABD’nin ağır etkisi de hissedilmektedir. Bu duruma dayalı olarak bir olayı da aktarayım; dönemin ABD Başkanı Obama, vefat eden Suudi Arabistan Kralı Abdullah’a günlük petrol üretiminin on milyon varilin üzerine çıkarılmaması gerektiği “ricası”nı aktarmış, Kral Abdullah da bu “rica”yı seve seve yerine getirmiştir.
Teker teker rakamlara boğarak konuyu sıkıcı bir hale getirmeyeceğim… Trump, yaptığı açıklamada son derece net ve doğru bir ifade kullanmıştır. Suudi Arabistan, ABD’nin geniş çaplı desteği ile askeri ve ekonomik olarak varlık gösteren bir devlet durumundadır. Veliaht Prens Salman’ın zannettiği gibi kuruluşu da 1744 değil, 1932’dir. 1744 yılında o bölgede Osmanlı devletine karşı isyanlarda bulunan aynı zamanda da Hicaz Emirliği ile sorunlar yaşayan Suud kabilesi ve Abdulvahap vardır.