Özdemir Akbal Özdemir Akbal @ozdemirakbal

Mesajlar

30 Ağustos 2019

Bu hafta ABD’den çeşitli mesajlar geldi. Önce ABD Savunma Sekreterliği tedarikten sorumlu müsteşarı Ellen Lord 17 Temmuz 2019’da yapılan ve Türkiye’nin F-35 programından çıkarılma çabasının gösterildiği basın toplantısının ardından 26 Temmuz 2019’da bir kez daha kameralar karşısına geçti. Konu yine F-35’lerin üretim süreci ve Türkiye’ye uygulanacak programdan çıkarılma yaptırımına geldi. Ellen Lord 17 Temmuz 2019’da yapılan toplantıdaki yaklaşımından daha ılımlı bir haldeydi ve Türkiye ile görüşmeye devam ediyoruz dedi.

Şimdi 17 Temmuz 2019’a geri dönelim… Türkiye’de biraz üstün körü olarak “ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri” gibi ifadelerle tanımlanan ABD Savunma Sekreterliği Tedarikten Sorumlu Müsteşarı Ellen Lord ile ABD Savunma Sekreterliği Savunma Politikalarından sorumlu Müsteşar Yardımcısı David Trachtenberg bir basın toplantısı düzenlemişti. Bu köşede toplantıyı uluslararası politika teorilerisini de konuya dahil ederek ayrıntılı bir şekilde ele aldığım yazıya “ABD’nin Çekingen Yaptırımı” başlığını atmıştım. Toplantı üstün körü ele alındı diyorum zira toplantıyı düzenleyenlerin görevleri, toplantının düzenlenme şekli ve toplantıda gelişenler pek de dikkate alınmadı memleketimizde. Ancak toplantıyı düzenleyenlerin görevleri ve söylemleri meseledeki çekingen yaklaşımı tam olarak ortaya koyuyor ve bir açık kapı bırakma girişimini gösteriyordu. Bu hususla ilgili 19 Temmuz 2019’da bu köşede yazdığım yazıya bakılabilir.

Şimdi bir kez daha Amerikalı yetkililer ekran karşısına geçtiler önce Ellen Lord aldı mikrofonu eline ardından çiçeği burnunda Savunma Sekreteri Mark Esper… Her ikisinin de üç aşağı beş yukarı söylediği şey Türkiye ile görüşmelerin devam ettiği ve bir ortak payda bulunması arayışı olduğu idi. Esper daha açık konuşarak Türkiye’nin satın aldığı S-400’lerin ülke dışına çıkarılmasının F-35 meselesinde bir çözüm olacağını ifade etti. Oysa ABD Devlet Sekreteri Mike Pompeo 26 Temmuz 2019’da yaptığı açıklamada S-400’lerin faaliyete alınmamasının F-35 meselesinde bir çözüm olabileceğini açıklamıştı. ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu da 27 Ağustos 2019’da sosyal medya hesabından Trump’a Türkiye’ye yaptırım uygulaması çağrısında bulundu.

Aslında 17 Temmuz 2019’da ABD Savunma Sekreterliğinde düzenlenen basın toplantısından bugüne kadar yapılan açıklamalara bakıldığında sürekli mesajların verildiği ancak devletlerin harekete geçmesi hususunda ortaya konması gereken yasa ve yürütme süreçlerinin tam olarak harekete geçirilmediği rahatlıkla görülecektir. Şöyle netleştireyim Süper Güç ABD’nin yürütme organı Temsilciler Meclisi Twitter mesajı ile ABD Başkanına yaptırım uygula diyor. Hani bestesi Talat Er’e, güftesi Nadide Gürpınar’a ait “Okyanus mu İki Şehrin Arası?” eserinden esinlenerek ben de sorayım bari okyanus mu iki kurumun arası? Yani niye doğrudan görüşerek bir yaptırım uygulama yoluna gidilmiyor da Twitter hesabı üzerinden çağrıda bulunuluyor? Diyeceksiniz ki artık dijital diplomasi var mesele bunula ilgili… Yok değil! Ben sebebini söyleyeyim sizlere; aba altından sopa gösterme çabasıdır bu! Dijital diploması kavramını yok saydığımdan değildir bu ifadem ancak bu örnek o konuyu tam olarak kapsamaz. Dijital diplomasi alanında bir yüksek lisans tezi hazırlanıyor bu arada yeri gelmişken belirteyim.

Yani sonuçta Amerikalı yetkililer mesaj üzerine mesaj vererek Türkiye’nin politik davranışını etkile ve Rusya Federasyonu ile olan ilişkilerini kısıtlama çabasındalar. Sürekli bir denge politikasının gerekliliğine dikkat çekmeye çalıştığım bu ortamda ne sadece ABD ne de sadece Rusya ile ilişki kurulmasının devletimizin çıkarlarına uygun olmadığını bir kez daha tekrar etme ihtiyacı hissediyorum. Bunun yanı sıra iç politika unsurları ile bakarak Türkiye’nin dış politikasını olur olmaz bir şekilde eleştirmenin de sağlıklı olmadığını değerlendiriyorum. ABD sürekli Türkiye ile ortak bir paydada buluşmak üzere mesajlar gönderirken bunu görmezden gelerek Türkiye’nin uyguladığı dış politikanın sabah akşam yanlış olduğunu ifade etmek de en kibar ifadesi ile insafsızlık olur. Rusya Federasyonu ile yapılan görüşmelerin ABD’de mutlaka bir yankı uyandırdığı ve ABD’nin adımlarını da buna göre hesapladığını gözden kaçırmadan aynı durumun Rusya Federasyonu için de geçerli olduğunu gözden ırak tutmamak gerekiyor. Dolayısıyla bu sabır, hesap ve düşünce işinde politikanın ilmek ilmek işlenmesi demek. Fırat’ın Doğusu meselesi için ise biraz daha izlemekte fayda var… 

Yorumlar