Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

Trump'ın Zaferi Hindistan İçin Ne Anlama Geliyor?

14 Kasım 2016
Trumpın Zaferi Hindistan İçin Ne Anlama Geliyor?

Geçen hafta ABD Başkanlık seçimlerini Donald Trump’ın kazanmış olması küresel gündemin merkezini ABD’ye kaydırdı.  Bir süre daha ABD başkanlık seçim sonucunun küresel gündemi işgal edeceği aşikâr. Bu durumu da yadırgayacak herhangi bir neden yok. Tek kutuplu dünya düzeninin hâkim olduğu günümüzde –Rusya’nın bu düzene meydan okuduğunu belirtelim-, bu tek kutbu oluşturan devletteki başkanlık seçimi, Latin Amerika’dan, Avrupa’ya, Ortadoğu’dan Uzak Doğuya elbette herkesi ilgilendirir.

Hindistan da ABD’deki seçimleri yakından takip etti. Seçim sonuçlarının açıklanması  sonrası Hindistan Başbakanı Narendra Modi  Trump’ı tebrik ederek, Hindistan-ABD arasındaki ikili ilişkileri daha da geliştirmek amacıyla birlikte çalışmayı umut ettiklerini ifade etti. Modi’nin mesajında gözden kaçmaması gereken bir nokta ise Modi’nin Trump’un seçim kampanyası esnasında Hindistan’a gösterdiği dostluğu takdir ettiklerine yönelik ifadesi oldu. Bu nokta neden önemli? Malum Trump seçim kampanyası boyunca kullandığı ayrılıkçı, göçmen, yabancı, mülteci ve İslam karşıtı söylemleri ile tanındı. Bunca ayrılıkçı söyleme rağmen, Hindistan üzerine kullandığı yapıcı dil ya da yaratmış olduğu böyle bir algı önemli olsa gerek.

Trump  “Narendra Modi harika bir adam, ben Hinduların hayranıyım”, “Hintliler Beyaz Sarayın gerçek bir dostu olacak”, “Hintlilere güveniyorum. Hintliler ve Hindu Amerikalılar nesiller boyu ülkemizi güçlendirdi; Hintlilerin çalışkanlık, girişimcilik ve eğitim değerleri gerçekten ulusumuzu zenginleştirdi” ifadeleri, Trump’ın başkanlık döneminde Hindistan-ABD ilişkilerinin olumlu seyredeceğinin bir işareti olarak okunabilir tabi. Bu nedenle Hindistan’ın Trump’ın başkanlık sürecinde kendileri adına olumlu beklenti içine girmesi  anlaşılabilir bir durum. Üstelik Trump’ın Hindistan’ın bölgesel rakipleri Pakistan ve Çin adına gerçek bir sorun olacağına dair yorumlar Hindistan’ın Trump’a dair olumlu beklentilerini daha da güçlendiriyor.

Trump seçim kampanyasında Çin için “Çin’in ülkemize tecavüz etmesine daha fazla izin veremeyiz” gibi bir ifade ile Çin’in rekabet gücünü artırmak için parasını manipüle ettiğini, ABD’nin ticari çıkarlarına zarar verdiğini ifade etmiş, Pakistan’ı ABD için “hayati problem” olarak nitelendirmiş ve Pakistan’a yönelik ABD yardımlarını keseceğini belirtmişti. Bu ifadeler dikkate alındığında Trump yönetiminin Çin ve Pakistan için problem yaratacak olması  sürpriz olmaz.

Trump’ın seçim kampanyasında kullandığı Hindistan için olumlu, Pakistan için olumsuz dil, Hindistan-Pakistan arasındaki sorunlar konusunda Trump’ın Hindistan’ın yanında yer alacağı anlamına gelir mi? Öncelikle Trump’ın seçim kampanyasında kullandığı dilin ve verdiği sözlerin başkanlık döneminde geçerliliğini koruyacağının garantisi yok; yani aday-Trump ile Başkan-Trump aynı kişi olmayabilir. Bu ihtimali güçlendiren bir haber de geçen hafta Arap basınında yer aldı. Haber doğru ise Trump’ın seçim kampanyasını yürüten ekipten bazı kişiler Washington’da Arap devletleri temsilciliklerini arayarak Trump’ın seçim kampanyasında kullandığı ifadeleri göz ardı etmelerini istemiş. Üstelik Trump Hindistan-Pakistan arasındaki sorunların iki devlet tarafından birlikte çözülmesi gerektiğini, bu konuda ABD’nin arabulucu olabileceğini ifade etmişti. Dolayısıyla Trump’ın Hindistan-Pakistan sorunlarında ağırlığını Hindistan’dan koyacağına yönelik net bir izlenim edinmek kolay değil.

Diğer taraftan Trump seçimi Hindistan siyaseti açısından kaygı verici görünmese de Hindistan özel sektörü Trump’ın zaferi ile mutlu olmadı. Zira seçim kampanyası süreci Trump’da bir küreselleşme korkusu “globaphobia” olduğunu göstermişti.  Bunun anlamı Trump’un serbest ticaret önüne engeller koymak suretiyle Hint ekonomisini olumsuz etkileme riski olması. Üstelik Trump yönetiminin daha sıkı vize politikası uygulama ihtimali Hint özel sektörünü tedirgin eden bir diğer unsur.

Sonuç olarak,  tüm diğer devletler gibi Hindistan için de, Trump’un zaferine ilişkin en uygun strateji  “bekle gör” stratejisi olmalı.

 

 

 

 

 

 

Yorumlar