Kraliçe II. Elizabeth’in vefatından hemen sonra Birleşik Krallık tahtına veliaht prens Charles “III. Charles” olarak çıktı. Britanya’da veliahtlar kendi isimlerinden bağımsız olarak tahta istedikleri isim ile çıkabilirler. Bu açıdan Charles kendi ismini “regnal name” olarak adlandırılan herhangi bir isme tercih etmiş görünüyor; ancak Charles isimli önceki iki kralın tarihe bıraktıkları iz prens Charles’ın tercihinin sorgulanmasına neden oluyor.
Birleşik Krallık tarihinde Charles isimli iki kral hükümranlık etmiştir; I. Charles ülkeyi 1625-1649, II.Charles 1660-1685 yıllarında yönetmiştir.
I.Charles “Kralların İlahi Hakkı- Divine Right of Kings” doktrinine tavizsiz bir şekilde bağlı olan, dolayısıyla parlamentoyu devre dışı bırakan bir anlayışla hükümranlık eden, nihayetinde İç Savaşa sürüklenen ülkede muhalifleriyle savaşan ve hayatını idam sehpasında kaybeden bir kraldı. I. Charles’in idamı Fransız İhtilali’nden yüz yılı aşkın bir süre önce Avrupa’da monarşiye vurulan büyük bir darbe oldu.
II.Charles Kıta Avrupası’na sürgün olmuş, nihayetinde ülkesine dönüp tahtına oturmuştur ama hükümranlık dönemi “büyük veba” ve “büyük Londra yangını” ile hatırlanmaktadır.
Dolayısıyla Charles ismi Britanya için güzel günleri anımsatan bir isim değildir.
Charles ismine biraz daha “olumsuz” anlam yüklemek isteyenler Birleşik Krallık tahtına hiç çıkmamış olsa da ülke tarihine isyanlar üzerinden iz bırakan Bonnie Prens Charles’a da değinmeden geçmiyorlar. II. Charles’ın erkek kardeşi Katolik II. James Protestan ülkede Katolikleri önceleyen politikalar uyguladığı gerekçesiyle, bir devrim ile tahtından indirilmişti. II. James’in Katolik torunu Bonnie Prens Charles ise 1745-46 yıllarında tarihe Jacobite isyanı olarak geçeçecek isyanların nedeni oldu; Bonnie Prens Charles resmen tahta çıkmamış olsa da kendisine III. Charles diyordu.
I.Charles ve II.Charles’ın, tahta çıkmamış olsa da kendisinin III.Charles olduğunu iddia eden Bonnie Prens Charles’ın ortak özelliği İskoç Stuart hanedanlığına mensup olmalarıdır. Charles da III. Charles ismini tercih ederek, atası Kraliçe Victoria gibi açık açık “damarlarımda Stuart kanı akıyor” demese de İskoç köklerine atıf yapmak istemiş olabilir. Zaten II. Elizabeth’in ilk doğan, tahtın varisi oğluna Charles ismini vermesi bir İskoç aileden gelen annesini onurlandırmak istemesi şeklinde okunmuştur.
Charles’ın III. Charles ismini tercih etmesi İskoç köklerine atıf yapmak gibi sembolik bir amaç içermesi yanında, pratik bir amaç da içeriyor olabilir mi? İskoç bağımsızlık hareketinin Brexit’den bu yana güç kazandığı günümüz koşullarında "regnal" ismiyle adeta "İskoçya’nın da kralıyım" diyen III. Charles İskoçya’ya birlik ve beraberlik mesajı vermek suretiyle İskoç bağımsızlığına sıcak yaklaşmadığını belirtiyor olabilir.