10 Ağustos 2016 tarihinde Bangladeş’ten, cihatçı terör örgütleri ile bağlantılı olduklarından şüphe edilen 6 kişinin tutuklandığı haberi geldi. Bangladeşli yetkililer tutuklananların ülkede yasaklanmış olan Jumatul Mujahedeen Bangladesh (JMB) örgütüne mensup olduklarını, içlerinden birinin bu örgütün web sayfasının yönetiminden sorumlu kişi olduğunu, zaten tutuklananların da Dakka’da bir saldırı hazırlıkları içinde olduklarını kabul ettiklerini açıkladı. Jumatul Mujahedeen Bangladesh (JMB) 1998 yılında Bangladeş’te kurulmuş bir örgüt. Bu örgüt Ağustos 2005 yılında gerçekleşen seri patlamaların sorumluluğunu üstlenmiş, 2005 sonrası bir dizi intihar saldırısı gerçekleştirmiş, bu saldırılar üzerine Bangladeş hükümeti ise Körfez ülkelerinden ve Pakistan’dan destek gördüğünü iddia ettiği JMB ile yoğun mücadeleye girişmiştir. JMB’nin 1 Temmuz 2016’da Dakka’da gerçekleştirilen ve 17’si yabancı 22 kişinin ölümüne sebep olan, 7 Temmuz 2016’da gerçekleşen ve 4 kişinin hayatını kaybettiği saldırılardan sorumlu olduğu sanılmaktadır. 1 Temmuz saldırısının sorumluluğunu IŞİD üstlense de Bangladeşli yetkililer ülkelerinde IŞİD varlığının söz konusu olmadığını ileri sürerek, bu saldırının IŞİD’in değil JMB’nin saldırısı olduğunu ifade etmişlerdir. Saldırganların zengin ailelerin, iyi üniversitelerde okuyan çocukları olması, Bangladeş hükümeti tarafından saldırganların IŞİD ile bağlantısı olmayan “ev yapımı” terörist olduğu savını destekleyici bir unsur olarak kullanılmıştır. Ancak saldırganların zengin ve iyi eğitimli olmalarının IŞİD ile bağlantıları olmadığı anlamına gelmeyeceğine işaret eden çevreler saldırıların IŞİD tarafından gerçekleştirildiğini, Bangladeş hükümetinin IŞİD ve El-Kaide gibi uluslararası cihatçı terör örgütlerinin Bangladeş’te faaliyette olduğunu kabul etmesi gerektiğini ifade etmektedir. Bu tablonun sergilediği nedir? Birincisi Bangladeş hükümetinin uluslararası terör örgütlerinin ülkesinde faaliyette olmadığı konusunda ısrarlı bir tutumu vardır; terör saldırıları yerel terör yapılanmalarına bağlanmakta ve bunların IŞİD ile ilgisinin olmadığı iddia edilmekte; diğer taraftan yerel terör örgütlerinin bazı Körfez ve komşu ülkeler tarafından destek gördüğü savı ortaya atılmaktadır. İkincisi Bangladeşli yetkililer saldırganların “ev yapımı” teröristler olduğunu ileri sürmektedir; bu argüman teröristlerin IŞİD ile bağlantılı olmadığı argümanını zayıflatmaktadır; zira özellikle gençlerin internet ve sosyal ağlar aracılığıyla radikalleşmekte olduğu ve IŞİD’in de internet ve sosyal ağları aktif olarak kullandığı bilinmektedir. Bir uzmanın ifadesiyle “Bangladeş’teki saldırılar yerel terör tarafından gerçekleştirilmiştir; ancak bu yerel örgütün üyeleri IŞİD’in etkisi altındadır.” Üçüncüsü bir terör örgütünün yerel olarak tanımlanması, mücadelenin en azından komşu ülkeleri de kapsayacak şekilde işbirliği temelinde genişletilmemesi, terörizmin bölgeye yayılma riskini artırır. Bu açıdan Bangladeş’e komşu devletlerin de Bangladeş’te gerçekleşen terör saldırıları örneğinde gerekli hassasiyeti göstermesi, özellikle gençlerin radikalleşmesini önleyecek tedbirler alması gerekmektedir.