Dün akşam Birleşik Krallık Parlamentosu'nda yapılan oylamada, Theresa May hükümetinin Avrupa Birliği ile üzerinde anlaştığı çekilme anlaşması reddedildi. Beklenen bir sonuçtu... Kimse şaşırmadı.
Oylamadan çıkan sonuç Batı medyasında Theresa May'in tarihi yenilgisi olarak tanımlandı.
Ancak bu yenilgiyi May'e yüklemek haksızlık olur; bir yenilgi vardır ama bu May'in değil, tüm Brexit yanlılarının yenilgisidir, ülkelerinin Avrupa Birliği'nden ayrılmasını isteyen ama sonrası için hiç bir fikri olmayanların yenilgisidir.
Şimdi ne olacak?
Kısa vadede
* May hükümeti için güven oylaması yapılacak; May hükümetinin güven oyu alamaması halinde erken seçime gidilecek.(May hükümetinin güven oyu alma ihtimali var; şaşırmayın)
* Londra ve Brüksel anlaşarak çekilme tarihini ötelemezse, Mart 2019'da Birleşik Krallık Birlik'ten anlaşmasız çekilecek.
Aldığı kararla ülkesinde Brexit referandumu yaptıran, böylelikle de çekilme sürecini başlatan, Brexit'in asıl mimarı David Cameron nerede peki?
Parantez açıp belirteyim, May'in içinde bulunduğu koşulları görünce, Brexit referandumunda Birlik'ten ayrılma kararı çıkınca "Britanya halkının iradesi bizim için talimattır" diyen Cameron'un istifa etmesinin kendi adına ne kadar akıllıca bir siyasi hamle olduğunu belirtmeliyim.
Dün akşam Parlamento'daki oylama tamamlandığında tweeter da en trend isimlerden biri David Cameron oldu. Kullanıcılar Cameron'a manidar şekilde "bugün nasılsınız?" diye sordular.
Britanya ulusal basını Cameron'un basının görüş taleplerini reddettiğini yazıyor, oysa Brexit'in asıl mimarı olarak bizleri görüşlerinden mahrum etmemeli.