Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

ABD Karar Veremiyor: Pakistan Dost Mu Düşman Mı?

09 Ağustos 2016
ABD Karar Veremiyor: Pakistan Dost Mu Düşman Mı?
Bu ay Cumhuriyetçi Başkan adayı Donald Trump’un güvenlik danışmanı, Pakistan’ın cihatçı terör örgütleri için güvenli liman olmayı sürdürmesi halinde ABD’nin Pakistan’a yönelik yardımlarını keseceğini açıkladı. ABD’li emekli bir askeri yetkili de, Taliban, Haqqani ve El-Kaide militanları için eğitim kampları oluşturan devletlere tolerans gösterilmeyeceğini ve bu devletlerin bankaları ve mali kurumları aracılığıyla terör ağlarını finanse etmesine izin verilmeyeceğini ifade etti. Aslında ABD-Pakistan arasında bir süredir gerginlik gözlemlenmekte. 2015 yılında Barack Obama Pakistan’ın teröristler için güvenli bir cennet olmasını kabul edemeyeceklerinin altını çizerek Pakistan hükümetini Pakistan’da bulunan terör kamplarını kapatması gerekliliği konusunda uyarmıştı. 2015’de ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan bir raporda Pakistan’a sert eleştiriler yöneltilmişti. Buna rağmen Şubat 2016’da Obama yönetimi Pakistan’a 699 milyon Dolar değerinde savaş uçağı satışı yapılacağını açıklayınca Senato’dan eleştiriler yükseldi. Senatörler eleştirilerini Pakistan’ın cihatçı terör örgütlerine destek verdiği, güvenilmez bir müttefik olduğu ve insan haklarına saygı duymadığı yönündeki görüşleri ile desteklediler. Buna rağmen Obama yönetimi kararının ardında durdu. Ağustos 2016’da ise ABD Pakistan’ın terörle mücadele amacıyla gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle 300 milyon Dolarlık ödemeyi durduğunu açıkladı. Pakistan yönetimi ise cihatçı örgütleri destekledikleri yönündeki iddiaları kabul etmiyor ve ülkelerinin de terör saldırılarına hedef olduğunun altını çiziyor. Böyle bir ortamda ABD’de cevap beklemekte olan zor soru şu: Terörizm ile mücadelede Pakistan dost mu düşman mı? ABD’li yetkililer bu soruya kolaylıkla yanıt veremiyor; çünkü Pakistan yönetimi ve güvenlik güçleri El-Kaide ile mücadelesinde ABD’ye destek oldu, ama IŞİD’e karşı ABD öncülüğünde oluşturulan koalisyona katılmadı. Pakistan’ın bir dış politika stratejisi olarak çok sayıda cihatçı örgüte destek verdiği sanılıyor. Bu desteğin nedeninin de aslında ABD- Pakistan ilişkileri çerçevesinde değil de Pakistan-Hindistan ilişkileri çerçevesinde okunması daha isabetli olur. Zira bu iki devlet 1947’de ayrılmalarından itibaren sürekli savaş ve çatışma halindeler. Bu savaş ve çatışma ortamında Pakistan’ın kendisini Hindistan’a göre daha az güçlü gördüğüne işaret eden uzmanlar, Pakistan’ın bu güç açığını kapatmak adına cihatçı örgütlere destek verdiğini ileri sürüyorlar. Böylelikle Pakistan’ın bölgede güç ve etkinlik kazanacak cihatçı örgütlerden Hindistan’ın etki alanı oluşturmasını önlemesini ve hareket alanını daraltmasını beklediği düşünülüyor. Yine bu çerçevede Pakistan’ın terör örgütlerini Pakistan’ı hedef alıp almadıklarına göre “iyi” ve “kötü” diye ayırdığı, mesela Pakistan Talibanını “kötü”, Afgan Talibanını “iyi” olarak nitelendirdiği, bunun da ABD’nin gözünden kaçmadığı basında yer alan haber ve yorumlarda ifade ediliyor. Bu tablodan hangi sonuçları çıkabiliriz? Birincisi ABD yönetimi, Pakistan’ın cihatçı terör örgütleri için güvenli liman olduğunu düşünmesine rağmen hala Pakistan’a askeri yardım yapıyorsa, ABD’nin amacı Pakistan’ın iç ve dış politikasını şekillendirici bir faktör olmayı sürdürmektir. ABD yönetimi Pakistan ile ilişkileri oldukça gerer ve koparır ise Pakistan üzerindeki ağırlığını yitireceğini bilmektedir. Bu da ABD’nin bölgede cihatçı örgütlere karşı verdiği mücadeleyi olumsuz etkiler. İkincisi Pakistan’ın da önceliği ABD ile ilişkileri germek değildir; zira Pakistan’ın politikalarını şekillendiren asıl unsur Hindistan’dır. Pakistan Hindistan’a karşı pozisyonunu güçlendirecek her kararı, bu kararın maliyeti ABD ile ilişkilerinin gerilmesi olsa da, alabilecek bir görüntü sergilemektedir. Üstelik Pakistan bölgedeki sorunlar nedeniyle ABD açısından kolayca silinecek bir müttefik olmadığının da bilincindedir. Sonuç olarak sözde Arap Baharı ile birlikte güçlenen cihatçı terör örgütleri uluslararası politika sahnesinde kaos yaratmıştır. Bu kaotik ortamda ABD’nin Pakistan’ın dost mu yoksa düşman mı olduğu sorusuna yanıtı, yanıtı şekillendirecek çok fazla değişkenin dikkate alınması nedeniyle pek kolay olmasa gerektir.

Yorumlar