Bangladeş 166 milyonu aşkın nüfusuyla dünyanın en kalabalık sekizinci ülkesidir. Nüfusun % 89’u Müslüman, %10’u ise Hindu’dur. Nüfusun %1’inden daha az kısmını Budistler ve Hıristiyanlar oluşturmaktadır. Bu rakamlar ülkede ciddi bir Hindu azınlığın bulunduğuna işaret etmektedir. Zaten o coğrafyada azınlık sorunsalı vardır.
Britanyalılar’ın Hindistan alt-kıtasını terk ederken ortaya attıkları “İki Devlet Kuramı”, yani “Müslümanlar Pakistan’da, Hindular Hindistan’da” projesi görüldüğü kadar basit ve kolay uygulanabilir olsaydı günümüzde ne Hindistan’da Müslüman azınlık olurdu ne de Müslümanların çoğunlukta olduğu günümüz Bangladeş’i Doğu Pakistan bağımsızlık savaşıyla Pakistan’dan ayrılırdı.
Nüfusunun %10’u Hindu olan Bangladeş anayasasında İslamiyet devlet dini olarak yer alır. Ülkedeki dini azınlık gerçeği nedeniyle Anayasanın İslamiyet’i devlet dini olarak belirten maddesinde diğer dinlerin de özgürce yaşanabileceği özellikle ifade edilmiştir.
Ancak Bangladeş Pakistan’dan bağımsızlığını kazandığından beri, hatta Doğu Pakistan ismiyle Pakistan’ın bir parçası olduğu dönemden beri, ülkedeki Hinduların ayrımcılığa maruz bırakıldığı yönünde iddialar vardır. Bu iddiaları öne sürenler Bangladeş’teki Hindu nüfusunun toplam nüfus içindeki payının hızla azaldığını kanıt olarak göstererek, 1947’den itibaren Pakistan yönetiminin Bangladeş’teki Hinduları ülkeden göndermeye yönelik politikalar benimsediği, 1971’den itibaren ise aynı politikayı Bangladeş yönetiminin uyguladığını ileri sürerler; bir başka deyişle Hinduların ülkeyi terk etmeye zorlandığı ifade edilir. 1964 -2013 yılları arasında 11 milyondan fazla Hindu ülkeyi terk etmek zorunda kalmış. Bangladeş’deki özellikle eğitimli nüfusun Hindistan’a gitme ve orada yaşamayı tercih etme eğilimi devam etmektedir.
Bangladeş’teki Müslümanların çoğunluğun Hinduları “vatansever olmamakla” itham ettikleri zaten bilinmektedir; gerekçe ise Doğu Pakistan’ın Pakistan’a karşı verdiği mücadeleye Hinduların katılmaması, Hindistan’a kaçmaları olarak gösterilir. Bangladeş’teki bazı Müslümanlar ülkedeki Hinduların Bangladeş’e değil Hindistan’a bağlılık hissettiklerini düşünür.
Bangladeş yönetimi Müslüman ve Hinduları tek bir “Bangladeşli kimliği” altında birleştirmeyi başaramamakla eleştiriledursun; Bangladeş dışında gerçekleşen gelişmeler de Bangladeş’teki Müslüman-Hindu ayrışmasını körüklemektedir. Bunun son örneği sözde Arap Baharı sürecinde güçlenen ve uluslararası gündemin ana sorunlarından biri olan IŞİD’in propagandalarının etkisiyle radikalleşen Bangladeş vatandaşlarının Müslüman olmayanlara ya da kendilerine göre muhalif fikirlilere yönelik saldırılarıdır. 2016 yılında Bangladeş’te elliden fazla Hindu aileye ve 15 Hindu Tapınağına saldırı düzenlenmiştir. Hindu, Budist ve Hıristiyan olan 24 kişi saldırılarda hayatını kaybetmiştir. [1] 2017 yılı içinde yaklaşık 150 Hindu aile saldırıya uğramış ve yaklaşık yüz Hindu tapınağı yıkılmıştır.[2] Ülkede gerçekleşen bazı saldırıların sorumluluğunu IŞİD’in üstlenmiş olması da IŞİD’in Bangladeş’teki varlığına işaret eder ki, Bangladeşli yetkililer ülkedeki IŞİD varlığını ısrarla reddetmektedir.
Bangladeş’teki Hinduların radikalleşen Müslümanların saldırılarının hedefi olduğuna dair son haber de, bu ay içinde gelmiştir; haber Bangladeş’te binlerce dönümlük Hindu topraklarının “düşman mülk” olarak tanımlandığı ve el konulduğu şeklindedir. Bu habere göre bazı yerlerde bölgenin yerlileri Hindu gayrimenkullerini işgal etmeye başlamış ve ayrıca Hindu kadınlara cinsel saldırılar gerçekleştiriliyormuş.
Bangladeş siyasetini yakından takip edenler ülkedeki koşulların Hindular için giderek daha da kötüleşmekte olduğunun altını çiziyorlar. Özellikle Bangladeş Başbakanı Hasine Vecid’e yönelik Hinduların korunması için gerekli önlemleri almıyor olması nedeniyle eleştiriler yoğunlaşmakta.
Dr. Abul Barkat “bu gidişle ülkede tek bir Hindu kalmayacak” diyor.
Bangladeş yönetimi ülkede Hindu kalmasın istiyor mu bilemeyiz ama en azından sadece Bangladeş’in huzuru için değil bölgesel barış ve istikrar adına da ülkedeki Hinduları koruyucu ve onları Müslümanlar ile Bangladeşli kimliği altında birleştirici adımlar atmalı. Çünkü o coğrafya hem bölgesel gelişmelere hem de küresel gelişmelere karşı çok hassas, iç ve dış faktörler ile tetiklenen her ayrımcı hareket bölge devletlerinin birbirleri ile ilişkilerine darbe indirebilir. Bangladeş örneğinde bu darbe Hindistan-Bangladeş ilişkilerine inebilir!
[1]https://bdnews24.com/bangladesh/2017/08/16/us-report-lists-attacks-on-hindus-in-bangladesh-pakistan, 16.08.2016
[2] https://hinduexistence.org/2017/04/04/hasina-not-protecting-hindus-in-bangladesh/, 03.04.2017