ABD, Afganistan ve Hindistan’dan gelen Pakistan’ın radikal dinci terör örgütlerine liman olduğu yönündeki iddialar ve “Seytan Üçgeni” olarak adlandırabileceğimiz Afganistan-Pakistan-Hindistan alanında yaşanan gelişmeler, Ortadoğu’daki olay ve gelişmelerin hemen ardında, küresel gündemi işgal ediyor. Gün geçmiyor ki, Pakistan’ın teröre destek olduğu, komşu ülkelerde gerçekleşen terör saldırılarının Pakistan’da planlandığı yönündeki haber ve iddialar basında yer almasın.
Bugünde (22 Mart 2018), Pakistan’ın ülkesindeki cihatçıları sadece komşu ülkelerde terör saldırıları için kullanmadığı, ayrıca ülkedeki azınlıklara “etnik temizlik” yapmak için kullandığı iddiası gündeme düştü.
Bu iddiayı ortaya atan ABD’de yaşayan bir Pakistanlı aktivist. İddianın sahibi iyice radikalleşen Pakistan ordusunun cihatçıları, azınlıklara ve aktivistlere saldırmaya yönlendirdiğini, Pakistan ordusu ve cihatçılar arasında yoğun bir işbirliği olduğunu belirtiyor.
İddianın ABD’den gelmesi ve zamanlaması şaşırtıcı değil. İçinde bulunduğumuz süreç ABD’nin tüm dikkatleri Pakistan’a ve Pakistan’ın “terör faaliyetlerine” çekmeye çalıştığı bir süreç. Pakistan Hükümeti bu süreci Pakistan’ın uluslararası toplumdan izole edilmesi olarak okuyor ve bu okuma da yanlış değil.
Ancak cihatçıların azınlıklara karşı kullanıldığı iddiasını önemli kılan bir diğer unsur ise, bu iddia ile Hindistan’ın tamamen konunun içine dahil edilmek istenmesi.
Pakistan’da azınlık denince akla ilk gelen kimlerdir? Hindulardır. Pakistan’daki Hindular her zaman Pakistan’da sömürü ve istismara maruz kaldıklarını, Müslüman radikallerin hedefi olduklarını, Hindistan-Pakistan arasındaki gergin ilişkilerin kurbanı olduklarını, Pakistan Hükümeti tarafından korunmadıklarını söylerler. Pakistan’da Hinduların durumu, uluslararası gözlemcilerin de belirttiği gibi, hiç de iç açıcı değilken bu “etnik temizlik” iddiası oldukça önemli ve Hindistan-Pakistan ilişkilerine fırlatılmış bir ok gibi.
Yani iddia Hindistan-Pakistan ilişkilerini biraz daha germeye yönelik. Zaten iddia Hint basınında oldukça dikkat çekti. Hindistan’da milliyetçi Modi hükümetinin politikasını çalışan bir uzman olarak Hindistan Hükümetinin bu iddiayı görmezden geleceğini sanmam.
Diğer taraftan bu koşullar, Obama’nın “dünyanın en tehlikeli bölgesi” olarak tanımladığı Veziristan’a giden Batılı bir habercinin kullandığı “Cihatçı Disneyland”[1] kavramını aklıma getirdi. Batılı gazeteci, Pakistan’ın kuzeybatısında yer alan ve kanunsuz topraklar denilebilecek Veziristan’ı terörist yaşam tarzının gelecek nesillere aktarıldığı yer olarak tanımlıyor.
ABD’nin Pakistan’ı hedefe koyması ışığında, Pakistan’ın bir bölgesi için kullanılan “Cihatçı Disneyland” kavramının, uluslararası toplum nazarında tüm Pakistan için yaygınlaştırılması an meselesi olabilir.
[1] Freedy Gray, My Trip to Jihadi Disneyland, https://www.spectator.co.uk/2018/02/my-trip-to-pakistans-jihadi-disneyland/, 17 Şubat 2018