- 15 Temmuz 2016 tarihindeki Fethullahçı Cuntanın darbe girişimi tüm dünya kamuoyunun gözleri önünde gerçekleştirilmiş olmasına rağmen ABD'nin yeterli delili alamadık açıklaması ittifak ilişkisindeki önemli bir sorunu oluşturmaktadır.
- Ancak gerginlik tarafların ittifak ilişkisi çerçevesinde ortaya çıkan çıkarları dolayısıyla bölgesel ilişkilere açık bir şekilde yansıtmamaktadır.
- Özellikle Katar Krizi sürecinde ABD ile takip edilen politikalar bunun önemli bir göstergesidir. Zira Türkiye krizin başında takındığı Katar taraftarı sert tavrı giderek yumuşatmış, Tillerson'nın ziyareti sonrası bir arabulucu rolü üstleneceğini resmen açıklamıştır.
- ABD-Türkiye ilişkilerinin bir başka test alanı da Suriye'deki PYD terör örgütünün faaliyetleri bağlamındadır. ABD'nin IŞİD ile mücadele özel temsilcisi Brett McGurk yaptığı açıklamada PYD'nin hakim olduğu alanlarda seçimle bir konseyin oluşturulacağını ve yönetimin bu konsey tarafından gerçekleştirileceğini açıklamıştır. Bu girişimlere rağmen Türkiye, ABD'nin politikasının değiştirilmesi açısından etkili olamamıştır.
- Son dönem Türk-Amerikan ilişkilerinde bu iki test alana bakıldığında, Türkiye'nin II. Dünya Savaşı sonrası dahil olduğu ve aidiyetini her geçen dönem giderek artırdığı bir sistemik yapıda varlığını devam ettirdiği görülmektedir. Türkiye'nin Rusya ile zaman zaman kurduğu ifade edilen ilişkileri de bu yapı içinde kendisine belli bir hareket alanı sağlama çabasının ürünüdür.