Özdemir Akbal Özdemir Akbal @ozdemirakbal

Katar Krizinin Püf Noktaları

30 Haziran 2017
Katar Krizinin Püf Noktaları

- Katar krizinin bir tarafta Mısır-Suudi Arabistan'ın terör örgütü olarak gördüğü İhvan, öte yandan İsrail'in terör örgütü olarak gördüğü Hamas taraftarlarının barındırılması dolayısıyla var olan gerginlik bir krize dönüştü.

- Kriz her ne kadar Trump'ın son ziyareti sırasında söylediği sözlere istinaden çıktı şeklinde ifadeler olsa da, Suriye İç Savaşı sürecinde incelenmesi gereken çok daha derin konularla açıklanabilir.

- Trump'ın aşırı söylemleri her konuda olduğu gibi Katar krizi konusunda da Amerikan devleti yetkilileri tarafından kontrol altına alınarak törpülendi. ABD şu anda Katar krizinde bir moderatör rolü oynuyor.

- ABD'den yapılan açıklamalar sorunun, sorunun tarafı olan bölge ülkeleri arasında çözülmesi gerektiği yönünde gerçekleşirken, Amerikalı yetkililer de Katar ve diğer taraflarla irtibatını sürdürüyor.

- Katar, İngiltere'den bağımsızlığını 1971 yılında almış, oğlu tarafından devrilen baba şeyh Sani İngiliz Harp Okulu Sandhurst'ten mezun olmuştur. ABD'nin Suriye operasyonları ve bölgedeki diğer faaliyetlerini yürüttüğü Udeyd Üssü çok önemlidir. Ayrıca ABD, II. Dünya Savaşı sonrasında Suudi Arabistan'ın İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları ile istihbarat kurumlarının oluşturulmasında büyük katkıda bulunmuş, neredeyse Suudi Arabistan devlet yapısını oluşturan ülke olmuştur. Hem Suudi Arabistan hem de Katar'ın bu Batı Yarıküre bağlılığı dolayısıyla kriz de bir süre sonra denge noktasını bulacaktır.

- Bu dalgalanmada uygulanan ekonomik önlemler için Katar açısından Rusya ve İran tercihleri derinlemesine bir destek sağlama ve çözüm önerisi getirmekten çok uzaktadır. Zira krizin başladığı 5 Haziran 2017'den hemen sonra ABD Başkanı Trump'ın davetini reddeden Şeyh Sani, Dışişleri Bakanı Sani'nin Moskova ziyaretinden sonra Vaşington ziyaretini onaylamak durumunda kalmıştır.

- Krizde İran'ın Katar'ı desteklemesi konusundaki rolü de ABD karşıtlığı merkezinde, derin politik anlam içermeyen, reaktif bir roldür. Ayrıca Şii ekseni söylemi ile İran'ın rolü abartıldığı gibi bölgede Bahreyn ve Yemen'deki kısmı etkisi Şii azınlığı bir parmak şıklatmasıyla harekete geçirebileceğini dair yorumlara sebep olmaktadır.

- Türkiye bu süreçte taraflar arasında sorun çözücü bir rol üstlenmeli ve itidalli bir dış politika izlenmelidir.

- Bölgedeki kriz büyük ve iyi bir ihtimalle bir denge noktasında tarafların ortak mutabakata varması ile sonuçlanacaktır. Aksi halde Katar tarafının daha önce belirttiği gibi bir süper güç olmadıklarından hareketle beş kez gerçekleşen yönetim değişikliğinin altıncısının gerçekleşmesi mümkündür.

Yorumlar