Geçtiğimiz Eylül ayında Hindistan Uri’de 17 askerin hayatını kaybettiği ve 19’unun yaralandığı[1] terör saldırısı sonrası, Hindistan Hükümeti Pakistan’ın Hindistan’a karşı terör örgütlerini kullanma politikasının devlet politikasına dönüştüğü yönündeki iddialarını tekrar gündeme taşımıştı.
Bölge siyaseti üzerinde çalışanların da altını çizdiği gibi, Uri saldırısının başlıca iki yansıması oldu. Birincisi Hindistan-Pakistan ilişkilerinin normalleşeceğine yönelik -varsa- beklentiler rafa kalktı. İkincisi de Hindistan’ın Pakistan’ın komşularına karşı terör örgütlerini araçsallaştırdığı ve bunu yaparak da bölgedeki istikrar ve güvenliği bozan tek ülke olduğu yönündeki iddialar Uri saldırısı ile zemin kazandı.
Diğer taraftan sözde Arap Baharı’nın besleyip, büyüttüğü Ortadoğu kaynaklı cihatçı terör örgütü IŞİD, Hindistan-Pakistan ilişkilerini geren bir faktör olarak devreye girdi. Hindistan’da basına yansıyan istihbarat raporları, başta Cemmu ve Keşmir olmak üzere IŞİD’in pek çok Hindistan federe biriminde etkili olduğuna işaret ediyordu. [2] Bu koşullarda hem Pakistan ile sorunlu bir ilişkisi olan hem de IŞİD’in ülkedeki Müslümanlar, özellikle gençler üzerinde kurmaya çalıştığı etkiyi önlemeye çalışan Hindistan, sıklıkla IŞİD’in Pakistan Hükümeti tarafından desteklendiği yönündeki iddialarını gündeme taşıdı. Cemmu ve Keşmir’de gerçekleştirilen protestolarda Pakistan bayrağı ile birlikte sözde IŞİD bayrağının kullanılması, Hindistan’ı Pakistan’a yönelik suçlamalarında destekleyen bir görüntü sundu. Diğer taraftan Pakistan’ın da Hindistan’ın Pakistan’da kaos yaratmak adına Taliban ile bağlantı kurduğu iddialarını gündeme getirdiğini hatırlayalım. [3]
İki devlet arasında, IŞİD gibi cihatçı örgütlerin ağırlığının da hissedildiği, gergin ve hassas koşullar devam etmekte iken, 2 Mayıs tarihinde iki Hintli askerin kontrol hattını geçen Pakistan askerleri tarafından öldürüldüğü ve kafalarının kesildiğine dair haber Hindistan’da infial yarattı. Hint basınında yer alan haberlere göre, Pakistan ordusu bu cinayetlerin Pakistan askerleri tarafından gerçekleştirildiğini kabul etmese de, Hindistan Hükümeti Pakistan’ın bu insanlık dışı eylemine gereken yanıtın verileceğini açıkladı.
İki Hintli askerin kafalarının kesilmesi sonrası, Hindistan Hükümeti artık Pakistan’ı sadece cihatçı terör örgütlerine destek vermekle değil, cihatçı terör örgütlerinin yöntemlerini kullanmakla, cihatçı örgütlere öykünmekle suçlayacaktır.
Diğer taraftan iki askerin öldürülmesi karşısında Hint halkının kızgınlığı sadece Pakistan’dan intikam alınması talebine neden olmadı; daha da ileri giderek kendi tabirleri ile bu “sorumsuz, zorba” komşularının yok edilmesi talebine dönüştü.
Hindistan halkı soruyor: Resmen savaşta değiliz, ama askerlerimiz neden ölüyor?
İşte bu sorunun cevabını verecek olan da, gereken iç ve dış güvenlik önlemlerini alacak olan da milliyetçi Modi Hükümeti!
Ancak Hindistan halkının cevap için fazla beklemek istemedikleri açık! Söylemleri net “aar ya paar”, “şimdi ya da asla”.
[1] http://timesofindia.indiatimes.com/india/Uri-terror-attack-Indian-Army-camp-attacked-in-Jammu-and-Kashmir-17-killed-19-injured/articleshow/54389451.cms, 30.09.2016
[2] http://indiafacts.org/pakistani-jihad-isis-spreads-terror-tentacles-in-a-dozen-indian-states/, 28.07.2015
[3] https://www.dawn.com/news/1156571, 13.01.2015