14 Mart 2017 tarihinde bilimsel bir çalışma olan “Historical changes of the Mediterranean Sea ecosystem: modelling the role and impact of primary productivity and fisheries changes over time” başlıklı rapor açıklandı.
Bu raporun açıklanması Akdeniz’in ekolojik dengesinin korunması hususuna önem atfeden Avrupa Birliği’nin bu konudaki çalışmalarına yönelik ilgiyi de artırdı.
Raporda Akdeniz, insan faaliyetlerinden kaynaklanan baskılar nedeniyle “kuşatma altındaki deniz” olarak tanımlanıyor ve bu baskıların etki ve yansımalarının ölçülmesindeki zorluğa işaret ediyor. Üstelik iklim değişikliğinin Akdeniz’deki koşulları daha kötüleştireceği yönündeki öngörünün altı çiziliyor.
Rapor özellikle yaygın ve aşırı balıkçılık faaliyetleri nedeniyle köpek balığı, kılıç balığını da içeren balık türlerinde % 41, ticari ve ticari olmayan balık türlerinde %34 oranında azalma olduğuna ve Akdeniz’de yavru balıkların avlanmasında çok büyük oranda artış olduğuna işaret ediyor.
Bu nedenle, çevresel meseleler üzerinde çalışan ve on yılı aşkın süredir Akdeniz’de balık türlerinin korunması için kampanya yürüten OCEANA Akdeniz’de ekosistemin korunması için acil önlemler alınması gerektiğini açıkladı.
OCEANA tarafından önerilen önlemler şunlar;
- Balık avcılığına üst limitler getirilmesi
- Balıkların büyüdüğü, beslendiği deniz alanlarının korunması
- Balıkçılık faaliyetlerini kontrol edecek mekanizmaların güçlendirilmesi
Aslında bu öneriler Avrupa Birliği açısından yeni değil. Avrupa Birliği hem Akdeniz’de ekosistemin kurulması için acil önlemlerin gerekli olduğunun farkındalığı altında çalışmalarını yürütüyor; hem de bu çalışmaların etkinliğini Avrupa Komşuluk Politikası’nın başarısı olarak lanse etmek istiyor.
Hal böyle olunca 30 Mart 2017 tarihinde açıklanan ve Akdeniz’de balık stoklarının ve bölgenin ekolojik ve ekonomik zenginliklerinin korunması amacıyla imzalanan Malta MedFish4Ever başlıklı deklarasyon Avrupa Komisyonu tarafından “tarihi bir adım” olarak adlandırıldı. Deklarasyon siyasi yönden Akdeniz’in kuzeyi ve güneyi arasında ortak girişimlerin başlatılabileceği ve sahiplenebileceğini göstermesi açısından önemli.
Deklarasyon uyarınca, Akdeniz’deki balık popülasyonu sürekli olarak bilimsel açıdan takip edilecek. Balıkçılık faaliyetlerini düzenleyen çok yıllı programlar hazırlanacak. Yasa dışı balıkçılık faaliyetlerine son verilecek. Balıkçılık faaliyetlerine ve çevrenin korunmasına yönelik projelere finansman sağlanacak.
Komisyon ayrıca Akdeniz’de ekositemin korunması için sadece hükümetlerin gayretlerinin yeterli olmayacağının da farkındalığı ile, sivil toplumu, sanayi çevrelerini, balıkçıları deklarasyon kararlarının uygulanmasına destek vermeye çağırdı.