Varşova'da gerçekleştirilen NATO Zirvesi esnasında Avrupa Komisyonu başkanı ile Konsey başkanı ile görüşen Barack Obama, BREXIT'in Avrupa Birliği'nin sonunu getireceği yönündeki tartışmaları yersiz bulduğunu, ancak BREXIT kararının altında yatan ekonomik kaygıların dikkate alınması gerektiğini belirtti.
Amerikalı yetkililerin de en azından kısa vadede, Britanya'nın Birlik'ten ayrılışının yıkıcı etkileri olmayacağına yönelik iyimser beklentileri dikkat çekiyor.
Neticede ABD tarafından kasıtlı olarak pembe bir tablo çizildiğini görüyoruz.Üstelik bu pembe tablo, daha tedirgin olması beklenen Birlik yetkilileri tarafından da paylaşılıyor.Konsey başkanı Donald Tusk, çok ciddi siyasi sonuçları olacağını belirtmesine rağmen, BREXIT'in münferit bir olay olduğunu, bir sürecin başlangıcı olmadığını belirtti. Bunun anlamı şudur; Tusk çok ciddi siyasi sonuçlar arasında Birliğin dağılma riskine yer vermemektedir.
Bu durum, Avusturya Şansölyesi ve Avrupa Uyumunun (1815-1848) mimarı Metternich'in sözlerini hatırıma getirdi.Metternich şöyle demişti;" Bazen Avrupa'yı avcumun içine alabildim, ama Avusturya'yı asla".Tusk da adeta "Britanya olmasa da Avrupa avcumuzun içinde" demektedir.
Aslında bu iyimserliğin yerindeliği şüphe götürür. Neden mi? Şansölye Metternich'in sözleriyle yanıt verelim; " Eski Avrupa sonun başlangıcındadır...Ne ki, Yeni Avrupa henüz varolmaya başlamamıştır bile ve son ile başlangıcın arası bir kaos olacaktır."
Üstelik entegrasyon kuramcılarından öğrendiğimiz "spill over" etkisinin mutlaka pozitif yönde olacağının garantisi yoktur.