13 Aralık 2016 tarihinde Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve dönem başkanlığını yürüten Robert Fico Avrupa Birliği’nin 2017 yasama önceliklerini belirleyen Ortak Deklarasyona imza attı.
Ortak Deklarasyon, 26-27 Haziran 2014 tarihinde Zirvede kabul edilen “Değişen Zamanlarda AB İçin Stratejik Gündem” ve Temmuz 2014’de açıklanan “Avrupa Komisyonu İçin Siyasi Yönlendirici İlkeler” temel alınarak hazırlandı.
“Değişen Zamanlarda AB İçin Stratejik Gündem’de Zirve Avrupa Birliği’nin önümüzdeki beş yıllık önceliklerini, “artan istihdam ile güçlü ekonomiler”, “enerji güvenliği ve iklim değişikliği”, “güvenli toplum”, “temel özgürlükler alanı” ve “etkili ortak eylemler” olarak sıralamıştı.
“Avrupa Komisyonu İçin Siyasi Yönlendirici İlkeler” kapsamında da istihdam, büyüme, yatırım konuları, İç Pazar, Ekonomik ve Parasal Birliğin gelişimi, Avrupa Birliği’nin küresel politikada rolüne dair öncelikler belirlenmişti.
Bu iki metni temel alan 2017 yılı yasama önceliklerine dair Ortak Deklarasyon uyarınca, Birliğin öncelikleri aşağıdaki gibi sıralandı.
*İstihdama, büyümeye ve yatırıma destek olmak
*Avrupa Birliği’nin toplumsal boyutuna değinmek
*Avrupa vatandaşlarının güvenliğinin sağlanması
*Sorumluluk ve dayanışma ruhu içinde sığınmacı politikasının geliştirilmesi
*Dijital Tek Pazar
*Enerji Birliği hedefine yönelik çalışmalar ve iklim değişikliği
Avrupa Birliği entegrasyon hareketinde üç liderin bir araya gelerek yasama önceliklerini belirlemiş olması bir ilk. Ama öncelikler listesinde bize sürpriz gelecek hiçbir husus yok. Zira öncelikler listesi, Avrupa Birliği’nin cari sorunlarına işaret ediyor. Mesela istihdam, büyüme ve yatırım konuları Avro alanı borç kriziyle birlikte gündemin üst sıralarında ve yerini hiç terk etmedi. Sığınmacı politikası da sözde Bahar ile teste tabi tutulunca ve başarılı olamayınca, bu konu da Birliğin öncelikleri sıralamasında hızla yükseldi.
Neticede Ortak Deklarasyonun da ışığında gördüğümüz realist, pragmatist Avrupa Birliği. Peki istinat ettiği değerleri olan ve bu değerleri yayma amacı taşıyan normatif Avrupa Birliği’ne ne oldu?
Ortak Deklarasyona imza atan liderler böyle bir soruyla karşılaşmayı ummasalar bile, Avrupa Birliği’nin önceliklerini belirleyen ve Birliğin normatif yönünü göz ardı eden bir belgeye imza atmazlardı herhalde! Öyle de oldu. Belgede öncelikler sıralandıktan sonra, Avrupa’nın değerleri, hukuk devleti ve temel haklar konuları 2017 yılında özel ihtimam gösterilecek alanlar arasında sayıldı.
Uluslararası politika çalışan biri olarak Avrupa Birliği’nde ekonomik meselelerin siyasi meselelerin önüne geçtiğini görüyorum. Belki bu entegrasyon hareketinin aslen ekonomik ayak üzerinde ilerlemesinden kaynaklanıyor olabilir; ama Birlik küresel politikada figüran olmayı değil baş rol oynamayı istiyorsa, siyasi konulara en az ekonomik meseleler kadar önem vermelidir.