Geçtiğimiz Çarşamba günü ABD’nin müstakbel Başkanı Donald Trump’ın, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif’i arayarak, önce Şerif’e sonra Pakistan’a övgüler yağdırdığına yönelik haberler Güney Asya siyaset ve medya çevrelerinde sürpriz olarak okunurken, gözler Hindistan’ın göstereceği tepkiye çevrildi.
Donald Trump’ın telefon görüşmesinde Navaz Şerif’e “çok iyi bir ünün var; sen müthiş bir adamsın” dediği, Pakistan’ı da “akıllı insanların yaşadığı muhteşem ülke” olarak nitelendirdiği iddia edildi. Bu iddialar üzerine Trump’ın ekibinden bir açıklama geldi ve bu açıklamada Trump’ın Pakistan ile iyi ilişkiler kurmak istediği belirtildi; ancak bu övgü dolu ifadeler konusunda bir doğrulama yapılmadı.
Hindistan hükümetinden ise beklenebilecek sert tepki yerine, yumuşak bir üslubun kullanıldığı, ancak Pakistan’a dair başlıca soruna da vurgu yapan bir açıklama geldi.
Hindistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Vikas Swarup, Trump’ın Pakistan’ın en büyük meselesi olan terör meselesini çözmesine yardım etmesini umuyoruz dedi.
Trump ve Şerif arasında gerçekleşen bu telefon görüşmesi, geçtiğimiz aylarda iki devlet arasında iyice artan gerginliğin yerini yumuşamaya bırakacağı anlamına geliyor mu?
Başkan seçilmeden önce Pakistan’a yönelik sert ifadeler kullanan, Pakistan’a giden ABD yardımlarından şikâyet eden, Pakistan kökenli ABD’lilerin ABD’ye tehdit oluşturduğunu düşünen, Lahore saldırısı sonrası Pakistan kendi sorununu kendi çözsün diyen, Pakistan’ı düşman devlet olarak tanımlayan Trump’un bu telefon görüşmesinde Pakistan’a yönelik övgüleri hem oldukça dikkat çekici hem de iki devlet arasındaki gerginliğin yerini yumuşamaya bırakacağı izlenimi yaratıyor.
Trump ve Şerif arasındaki telefon görüşmesi “iki devlet arasındaki ilişkileri yumuşatacaktır” demek yerine “gerginliğin yerini yumuşamaya bırakacağı izlenimi yaratıyor” diyorum; çünkü, bu telefon görüşmesinin kişisel hattan yapılan kişisel görüşme olarak somut sonuçlar vermeyeceğini düşünenlerin görüşlerini bir kenara koyalım, Trump başkanlığı esnasında ABD’nin Güney Asya politikasının ana hatlarını henüz açıklamadı. ABD-Pakistan ilişkisi bağımsız bir değişken değil, ABD-Hindistan ve ABD-Afganistan ilişkilerine ve bölgedeki terörist unsurlara bağımlı bir değişken. Yani ABD’nin Hindistan ve Afganistan ilişkilerine nasıl şekil vereceğini, bölgedeki terörist unsurlara karşı nasıl önlemler almayı tercih edeceğini bilmeksizin, ABD-Pakistan ilişkilerinin seyri konusunda sağlıklı öngörülerde bulunamayız; özellikle de tek bir telefon görüşmesinin içeriği öngörümüz için kapsamlı bir veri sunmaz.
Ayrıca konuya dair daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, ABD-Pakistan ilişkilerini etkileyecek faktörlerden biri de Pakistan hükümetinin hem komşularına yönelik politikaları hem de terörizm ile mücadelede atacağı adımlardır.