25 Ekim 2016 tarihinde kaleme aldığım “Pakistan’da Terör Saldırısı ve Muhtemel Yansımaları” başlıklı yazımda, geçen Pazartesi Pakistan Ketta’da gerçekleşen terör saldırısı sonrası Pakistan’ın Hindistan ve Afganistan ile ilişkilerinin daha da kötüleşeceğini öngörmüştüm. Ketta saldırısı üzerinden birkaç gün geçmeden, bu öngörünün isabetliliğini kanıtlayacak gelişmeler yaşandı.
Ketta’da Polis Kolejini hedef alan terör saldırısı üzerine açıklama yapan Pakistan İçişleri Bakanı Nisar Ali Khan, bu terör saldırısının Pakistan dışında planlandığını, teröristlerin Pakistan dışında eğitim aldıklarını belirtti. Bakan herhangi bir devlet ismi zikretmedi; ancak Hindistan ve Afganistan’ı kast etmekte olduğu açıktı.
Dün Pakistan Güvenlik Danışmanı Nasır Khan Janjua Amerikan Büyükelçisi David Hale ile görüşerek, Pakistan’ı hedef alan Afganistan merkezli terör örgütlerinin Hindistan ve Afganistan istihbarat örgütleri tarafından himaye edildiğini belirtti. Hatta Afganistan ve Hindistan istihbarat örgütlerinin denetimi altında bir terörizm ağı oluştuğunu, bu ağın bozulması gerektiğini ileri sürdü ve Pakistan’ın terörle mücadelesinde ABD’nin desteğine ihtiyaç duyduğunun altını çizdi.
Pakistan’ın Hindistan ve Afganistan’ın terör örgütlerini himaye ettiği yönündeki iddiası yeni değil. Pakistan Hint ve Afgan istihbarat örgütlerinin özellikle Belucistan, Gilgit-Baltistan, Punjab ve Sindh gibi ayrılıkçı hareketlerin ve kabile çatışmalarının olduğu bölgelerde yoğunlaştığı görüşünü ileri sürmekte idi. Hatta geçtiğimiz aylarda Pakistan basınında Hint ve Afgan istihbarat örgütlerinin Pakistan’da saldırı planladıkları yönünde haberler yer almıştı. Afgan istihbaratı da Pakistan’da tutuklanan teröristlerin Hint ve Afgan istihbarat örgütleri ile bağlantılı olduklarını, yabancı istihbarat örgütlerinin Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’nu hedef aldıklarını ve bu projeyi sabote etmek istediklerini açıklamıştı.
Ketta saldırısı da Pakistan hükümetinin Hint ve Afgan istihbarat örgütlerine yönelik iddiasını tekrar gündeme getirmesi için hem bir fırsat hem de bu iddianın gerçekliği adına bir kanıt oldu. Bu noktada saldırının gerçekleştirildiği Ketta’nın ayrılıkçı hareketlerin olduğu Belucistan’da olduğunu belirtelim.
Diğer taraftan Ketta’da gerçekleşen terör saldırısı münasebetiyle Pakistan’ın uluslararası kamuoyuna verdiği/vermek istediği mesajları şu şekilde sıralayabiliriz:
*Hindistan ve Afganistan istihbarat örgütleri aracılığıyla Pakistan’ın iç huzurunu bozmayı hedeflemektedir ve bu amaçla aralarında işbirliği yapmaktadır.
*Pakistan’ın cihatçı teröre destek verdiği iddialarının yoğunlaştığı bu günlerde, görüldüğü üzere, Pakistan terör destekçisi değil, teröre kurban veren devlettir.
*Bölgede terörizm ile mücadele edilmek isteniyorsa, Afganistan ve Hint hükümetleri uyarılmalı, istihbarat örgütlerinin teröre destek verdiği yönündeki iddiaların üzerine gidilmelidir.
Bu koşullarda Pakistan-Hindistan-Afganistan ölümcül üçgeninde ateşin çok daha yükseleceğini tahmin etmek zor değil.