Irak hükümeti ile müttefik güçler tarafından 2014 yılından itibaren IŞİD’in kontrolünde olan Musul’a yönelik askeri operasyonun etkileri Güney Asya’ya kadar uzandı.
Irak’ın en büyük ikinci şehri ve IŞİD’in son kalesi Musul’a başlatılan askeri operasyon sonrası Malezya hükümeti sınırlarında güvenlik kontrollerini artırdığını açıkladı. Başbakan Yardımcısı Ahmad Zahid sınırlarda artan güvenlik önlemlerinin nedeni olarak Musul’daki askeri operasyon sonrası IŞİD’in Malezyalı militanlarının Malezya’ya dönme ihtimaline işaret etti ve ellerinde uluslararası istihbarat örgütleri ile beraber yürütülen çalışmalar neticesinde IŞİD ile bağlantılı kişiler listesi olduğuna dikkat çekti. Geçen Ağustos ayında Malezya hükümeti IŞİD'e katılmak üzere ülkeyi terk eden 68 Malezyalının pasaportlarını iptal etmişti. 137 Malezyalı ise IŞİD’e katılmaktan ve katılmayı planlamaktan dolayı tutuklanmıştı. Malezya hükümeti son aldığı karar ile sınır güvenliğini artırmak suretiyle Irak’tan gelen IŞİD militanlarını tespit edip tutuklamayı amaçlıyor.
Bu noktada iki soru akla geliyor ve bu soruların cevapları IŞİD’in Malezya açısından ne ölçüde bir tehdit oluşturduğu hakkında da fikir verecektir. Birincisi; IŞİD içinde kaç tane Malezyalı militan olabilir? Musul’da 4.000-8.000 arası IŞİD militanı olduğu sanılıyor. Musul’daki IŞİD militanları arasında Malezyalı olup olmadığı, Malezyalı militan varsa sayısı bilinmiyor. Ancak Suriye ve Irak’ta IŞİD saflarında çatışan Malezyalı sayısının 60-150 arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu kişilerin Malezya’ya döndüklerinde cihatçı terör eylemleri gerçekleştirme riski göz ardı edilemez. İkincisi Malezya IŞİD saldırılarına hiç hedef oldu mu? Malezya’da geçtiğimiz Haziran ayında bir gece kulübüne saldırı düzenlenmiş ve Malezya polisi saldırının failinin IŞİD olduğunu açıklamıştı. Böylelikle IŞİD Malezya için somut bir tehdit olduğunu göstermiş oldu.
Musul operasyonu sonrası Malezya dahil Güney Asya devletleri için ciddi bir risk oluştu. Üzerinde durulması gereken soru şu; Ortadoğu’da köşeye sıkıştırılan IŞİD Asya’yı yeniden yapılanma, güçlenme ya da küresel kamuoyuna hala güçlü olduğu mesajı verme amacıyla kullanabilir mi?