Avrupa Sınır ve Sahil Güvenliği Ajansı, Avrupa Komisyonunun kurulmasını önermesinin üzerinden bir yıl geçmeden kuruldu ve Türkiye-Bulgaristan sınırında faaliyete geçti.Bu ajansın amacı Schengen sınırlarında potansiyel tehditleri tespit etmek; göç hareketlerini izlemek, tehditlere karşı alınacak önlemleri üye devletler ile müzakere etmek ve üye devlet sınır güvenlik güçlerine destek olmak şeklinde açıklandı.
Üstelik Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansının üçüncü ülkelerde de görev üstlenebileceğinin açıklanması ilginçti. Bir Avrupa ajansı AB üyesi olmayan bir devlette ne tür görevler üstlenebilir ki? Bu sorunun yanıtını veriyor AB ve ajansın sınır bölgelerinde komşu devlet ülkesi de dahil operasyon gerçekleştirebileceğine işaret ediyor. Neyse ki bir bu operasyonların komşu ve üçüncü devlet ile akdedilecek bir anlaşma çercevesinde gerçekleşmesi öngörülüyor.
Peki bu komşu devlet AB'ye aday ise ve bu ajansın operasyonlarına mesnet olacak anlaşma, üyelik için önkoşullardan biri haline getirilirse, bu üçüncü devlete tercih hakkı tanınmış olacak mı? Kuvvetle muhtemel "hayır". Zira üyelik müzakereleri asimetriktir. Ajansın kurulmasının AB açısından bir anlamı var; sığınmacı akını karşısında Schengen alanı tarih olma riski taşırken, bu alanı yaşatmak adına birşeyler yapıldıgını göstermek. Komşu bir devlet için ise, AB'nin o devlet ülkesinde de faaliyette bulunma niyetini aşikar etmesi. Peki bizim için ne anlama geliyor? Vize muafiyeti görüşmelerin geri kabul anlaşmasına bağlanması gibi, müzakere fasıllarının bazılarının açılması için Avrupa Sınır ve Sahil Güvenliği Ajansının Türk sınır bölgelerinde operasyonuna imkan tanıyacak anlaşmanın akdedilmesi bir koşul olarak karşımıza konabilir. Bu ajansın Türkiye-Bulgaristan sınırında faaliyete geçmesi tesadüf olmasa gerek.