Alman Maliye Bakanı Schauble, Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Johnson' a Avrupa Birliği konusunda ders almasını tavsiye etti ve kendisine Lizbon Antlaşması'nın bir örneğini göndermekten mutluluk duyacağını ifade etti. Schauble'nin bu tavrında iki husus vurgulanıyor aslında. Birincisi Schauble'nin Johnson'un kişiliğinde Britanyalı siyasileri Avrupa Birliği'ni, kurumlarını ve işleyişini bilmemekle itham etmesi. İkincisi ise Almanya'nın Birliği ve işleyişini çok iyi bilmesi ve öyle ki Britanyalılara ders verecek konumda olması. Ülke isimlerini bir kenara koyalım; entegrasyonun itici gücü olan bir devlet siyasileri ile entegrasyonun eteğinden bir eliyle tutmuş, opt-out'ların efendisi devlet siyasilerinin Avrupa Birliği'ne aynı açıdan bakamayacakları, entegrasyonun işleyişi ve devamına dair aynı beklentilere sahip olamayacakları malum. Hatta Avrupa Birliği ve ilgili tüm kavramlara da farklı anlamlar yüklüyor olabilirler. Peki Schauble Johnson'a Avrupa Birliği dersi almasını önermesine sebep olan olay ne idi?
Johnson'un Avrupa Birliği'nde tek pazara giriş ve kişilerin serbest dolaşımı arasındaki ilişkiyi palavra olarak nitelendirmesiydi.Schauble tek pazar ile dört özgürlük arasında doğrudan bir ilişki olduğunu belirterek yanıt verdi. Avrupa Birliği uzmanlarının rahatlıkla onaylayabileceği gibi bu hususta Schauble haklı. Ancak Johnson da aslında Britanya'nın Birlik'ten duyduğu başlıca rahatsızlığı ifade ediyor; kişilerin serbest dolaşımı. Daha önemlisi Johnson Britanya'nın nasıl bir Brexit arzuladığını da ifade etmiş oluyor; Birlik'ten çıkmış, ancak kişilerin serbest dolaşımının olmadığı "tek pazarda" yer almak.