Avrupa Birliği literatürüne, son yıllarda yaşanan gelişmeler ışığında, yeni bir kavram girdi. EUgoslavia. Bu kavramın ilk başta sanılabileceği üzere AB-Yugoslavya ilişkileriyle hiçbir ilgisi yok: ama Yugoslavya ile var. Kavram ile atıf yapılan bir zamanlar federal devlet olan Yugoslavya'nın 1990'lı yılların başında cumhuriyetler arasında başlayan iç savaşlar sonucu parçalanmış olması. Aslında ne AB federal devlet, ne de üye devletler arasında bir savaş ihtimali var. Ancak AB içinde parçalanma/ayrışma/gruplaşma sinyalleri mevcut.Nasıl mı?
İlk belirti Avro alanı borç krizi esnasında ekonomisi güçlü olanlar ile zayıf olan borçlu devletler arasında görülen ayrışma ile ortaya çıktı. Hatta Yunanistan, Fransa, Portekiz, İspanya, Güney Kıbrıs ve Malta Atina'da EUMed toplantısı gerçekleştirdi. Yani EUMed adında yeni bir grup oluşmuş oldu. Belli ki amaçları Avrupa'da Alman hegemonyasına karşı bir siper oluşturmak. İkinci belirti ise sözde Arap Baharı esnasında yaşanan sığınmacı akını karşısında Brüksel'in sığınmacıları GSYH, nüfus, istihdam gibi verileri dikkate alarak üyeler arasında dağıtmak istemesiyle ortaya çıktı. Polonya, Macaristan, Çekya ve Slovakya Brüksel'e karşı direniyor ve Avrupa şüphecileri-Vişegrad grubu oluşturdular. Bu devletler de geçen ay bölgesel ekonomik formu adı altında toplandılar .Zaten tüm üye devletlerin her konuda hemfikir olması beklenemez; ama bu derece gruplaşmalarının da entegrasyon lehine olmayacağı açık.
Ekonomik koşullar, siyasi tercihler, coğrafi konum kaynaklı gruplaşmalar Avrupa Birliği içinde "biz" bilincini zayıflatıcı nitelikte. Kısaca EUgoslavia, AB'nin parçalanma riskine işaret eden ve entegrasyon yanlıları ile federalistler için hiç de "sevimli" olmayan bir kavram; ancak mevcut bir yönelimi de işaret ediyor. Çok vitesli, değişken geometrili ya da a la carte Avrupa'ya doğru.