Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada,-bu kendisinin Genel Kurul’daki ilk konuşması oluyor- kontrolsüz göçle küresel mücadele çağrısı yaparak, devletlerin sınırlarını kontrol etmesinin sadece hak değil bir görev olduğunu vurguladı. May “mülteci” ile “ekonomik gerekçelerle hareket eden insan” ayrımı yapılması gerektiğini, daha iyi bir yaşam için göç edenlerin anlaşılabileceğini ve ekonomik gerekçelerle gerçekleşen ve kontrol edilen göç hareketlerinin ekonomilere faydalı olabileceğini ifade etti. May New York da iken, Londra’da Parlamento önünde, mültecilerin koşullarına dikkat çekmek adına can yeleklerinden oluşan bir alan oluşturulmuştu.
Theresa May’in Birleşmiş Milletler Genel Kurul’unda yaptığı konuşmada mülteci sorununa değinmesi ve sınırların kontrol edilmesi gerekliliğine vurgusu ile ülkesinin mülteci kabul etmeyeceği yönünde sinyal vermesi hiç de şaşırtıcı olmadı. Çünkü May zaten mülteci/göç konularında sert tutumuyla tanınıyor. Birleşik Krallık Başbakanı olmadan önce de Britanya’ya göçmen alımlarının sınırlandırılmasına ve hatta geliri 18.600 Sterlinin altında olan Britanya vatandaşlarının eş ve çocuklarını Britanya’ya getirmesini engellemeye yönelik girişimleri olmuştu. Dolayısıyla aile birleşimlerini maddiyata bağladığı gerekçesiyle de eleştirilerin hedefi oldu.
Theresa May Britanya’da eğitim görecek yabancı öğrencilere uygulanan vize kurallarının zorlaştırılması gerektiğini, Britanya’ya gelecek yabancı öğrenci sayısını da kısıtlama niyetini ortaya koymuştu. Birleşik Krallık’ın öğrenci vize koşullarının zaten sert olduğunu ileri süren çevreler, May’i Britanya’da yüksek öğrenim sektörünü yabancılara tamamen kapatma niyetinde olmakla eleştirmişti.
May, Brexit kapsamında da, Avrupa Birliği’nin dört temel özgürlüğünden biri olan kişilerin serbest dolaşımını hedef almıştı. May Avrupa Birliği’nden Birleşik Krallığa girişlerin kontrol edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, Brexit referandumda çıkan sonucu Britanyalıların serbest dolaşımı istemediği şeklinde yorumlamıştı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantıları için New York hareket etmeden önce de Suriyeli mültecilere kendi bölgelerinde kalmaları için yardım yapılmasının en iyi strateji olacağını belirten May, ülkesine Suriyeli mülteci kabul etmeyeceği mesajını tekrar vermiş oldu. Bu noktada May’in Suriyeli mültecilerinin kalmaları gereken yer için “ülke” kavramı yerine “bölge” kavramı kullanmış olmasına dikkat çekerim. Bu tavır, sözde Arap Baharı sürecinde Avrupa Birliği’nin mülteci hareketlerini Suriye’nin komşuları ile çevreleme politikasına uyumlu bir yaklaşım
Neticede May’in Genel Kurul konuşması, Suriyeli mülteci kabul etmediği gerekçesiyle eleştirilerin hedefi olan Britanya politikasına meşruluk kazandırmayı hedefleyen bir konuşma olmuştur. May mülteci/göç konusunda sert tutumu da bilindiğinden Genel Kurul'daki konuşması kimse için şaşırtıcı olmadı.
http://www.nytimes.com/2016/09/21/world/europe/theresa-may-britain-unga-2016-united-nations.html?_r=0
http://www.bbc.com/news/uk-politics-37405598
https://www.theguardian.com/uk-news/2016/sep/19/theresa-may-resists-calls-uk-accept-syrian-refugees-aid
https://www.neweurope.eu/article/theresa-may-un-summit-refugee-crisis/