İsrail Filistin çatışması müzakere edilmiş bir antlaşma olmadığı sürece sona ermeyecek. Bu durum çatışmanın iki tarafı içinde bilinen bir şey; Geçmiş yıllarda hiçbir müzakerenin gerçekleşmemesi saçmalığı tarafların ulusal güvenlik menfaatlerine de zararlı. Bunu çözme yönünde ciddi bir teşebbüs olmaksızın çatışmanın sürmesi, iki tarafın da görüşülecek bir muhatabın olmadığı inancına dayanıyor. Aynı zamanda diğer tarafın istekli olmadığı iddiası ile bu zamana kadarki müzakerelerin başarısızlığından kaynaklanıyor. Üstelik 20 yıldır barış sürecinin başarısızlığı, büyük ölçüde, tarafların imzaladıkları 6 anlaşmada üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesinden de kaynaklanıyor.
İki devlet çözümünün artık uygulanabilir olduğuna inanmayanların sayısı hem İsrailliler arasında hem de Filistinliler arasında artıyor. Bazıları, ‘’tek vatanda iki devlet’’ gibi yeni düşünceler arıyorlarken, diğerleri Filistinlilerle anlaştıktan sonra diğer Arap devletleriyle barış yapma fikri geliştiriyor. Tüm bu iyi niyetli teşebbüsler, savaşın iki tarafı için de kendilerine ait milli bir yurt, kendilerine ait sayacakları bir yer için savaşmak, öldürmek ve kimliklerinin bölgesel ifadesi gereği ölmenin ortaya çıkardığı çatışmanın merkezinden kaçma isteğinden kaynaklanmaktadır.
İki devletli çözüm, çatışmaya hala çözüm olarak uygulanabilir duruyor, fakat sözde büyük oranda terör korkusundan dolayı olan duvarlara ve tel örgülere dayanan ayrılık örneği çalışmayan bir çözüm olarak kalıyor çünkü bu bir barışçıl ilişki yaratamadı. Sınırlar boyunca iletişim ve işbirliği, barış antlaşmasını gerçek bir barışa dönüştürmek için en iyi reçete ve bu dönüşüm kaçınılmaz olacak. Bu Netanyahu’nun ‘’ekonomik barış’’ı ile uyumlu, fakat bundan daha ötesine gitmelidir. Bölgedeki geniş işbirliği, daha fazla güvenlik siyasi meselelerin çözümünü geliştiren barış olacaktır. Bu nedenle, çok taraflı bir yaklaşım, ilk olarak bölgesel oyunculara dayanan-İsrail, Filistin, Mısır ve Ürdün, ikili herhangi bir yaklaşımdan daha iyidir. Fakat bu zamana kadar masaya dönüş yolunu henüz bulamadık.
Putin'in son önerisi olan Mısır Başkanı ve Ürdün Kralı Abdullah’ın da katılacağı Filistin Başkanı Mahmud Abbas ve Netanyahu arasındaki bir toplantıya aracılık etme fikri, çok olumlu bir adımdır. Amerikan politik sistemi,Obama'nın bir girişimini imkânsızlaştıracak şekilde başkanlık seçimleri sirkinde boğuluyor.
Sisi'nin arabuluculuğunda bir toplantı önerisi de çok olumluydu fakat Sisi, Mısır topraklarında ve Arap sokaklarında çok eleştiriliyor. Aslında, Rus yöntemi, şimdiye kadar olmayan yeni olumlu bazı boyutlar da önerebilir. Filistin kaynaklarına göre, Abbas, Putin’in daveti üzerine Netanyahu ile görüşmek için önkoşullarından vazgeçti ve şimdi top Abbas ile önkoşulsuz ve herhangi bir yerde görüşmeye hazır olduğunu söyleyen Netanyahu’da. Şimdi kader anı...
Özellikle Suriye’de artan varlığı sebebiyle, Rusya’nın rolü çok ilginçtir. IŞID’e karşı savaşta Rusya’nın rolü, İsrail Türkiye uzlaşmasıyla beraber Rusya-Türkiye uzlaşması ve Suriye’de İsrail ve Rus askerlerin arasında görünen tam işbirliği, eğer bir de İsrail ve Arap komşuları Moskova’da bir araya gelirse Rusya’ya güçlü bir pozisyon sağlar. Amerika’nın aracılık rolünü Rusların alması Filistinliler için tercih edilebilir bir şey. Çünkü onlara göre Amerika İsrail’in Filistin’e karşı pozisyonunu tamamen destekliyor. Filistin’in beklentisi, görüşmelerde Rusya’nın daha Filistin yanlısı olması ve daha çok ödün vermesi için İsrail’e baskı kurması.
Rusya, Suriye’de askeri güç kullanma isteğini gösterdi ve IDF(İsrail Savunma Güçleri) ile iyi bir iletişim kanalı geliştirdi. İddialara göre Netanyahu, geçen seneye göre Putinle Obama’dan daha çok telefon görüşmesi yaptı. Putin’in İsrail güvenlik ihtiyaçlarını ve taleplerini, Filistinlerinkilerle karşılaştırdığında anlayacağı beklenebilir ve Filistin devleti içindeki uzun süreli devam eden İsrail askeri varlığını da kapsayan talepleri kabul etmesi için Filistin’e de baskı yapabilir. Ruslar üçüncü bir güç olarak, sahada Rus postalarının bir barış gücü olarak, Filistin, Ürdün, İsrail güçleriyle tam işbirliği ve iletişim halinde hizmet etmesini önerebilir. Taraflar arasında henüz tartışılmamasına rağmen; aynı zamanda Gazze’deki değişen gerçekliği gözeterek Mısır tarafında da bir rol sahibi olabilir.
George W Bush’un yönetimindeki Annapolis süreci boyunca, Ruslar, Moskova’da bölgesel barış için toplantıya dair çağrıya niyetleri olduğunu duyurmuştu. Ruslar, ‘’Rusların rolü ne olabilir?’’ sorusunun cevabını belirlemek için uzmanlarla bir toplantı organize etmişti. Açık ki Ruslar, herhangi bir rolü oynamaktan ziyade, mümkün olan rolünü tartışmaya daha çok zaman ve çaba harcama niyeti taşıyor. Rusya’yı da içeren uluslararası komite isteğini gösteren 4’lü, açık bir şekilde bir Amerikan girişimiydi. Bölgedeki zayıflayan Amerikan rolü ile Rusya bu zamana kadar tutamamış olduğu bir pozisyona iyi bir adım atabilir. Netanyahu ve Abbas’a herhangi bir şeyde uzlaştırma hedefi göz korkutucu, ancak sınırlı bir beklenti de olsa, tarafların yeniden görüşmesi mümkün olabilir.
http://www.jpost.com/Opinion/Encountering-Peace-Russia-467148
http://www.jpost.com/Opinion/Encountering-Peace-Ru