Vatanı elinden alınmak istenmiş olan Türk Milleti, Gazi Mustafa Kemâl Paşa’nın, ATATÜRK’ün emsalsiz önderliğinde 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Samsun’da başlattığı kurtuluş, millî istiklâl ve egemenlik mücadelesini 9 Eylül 1922 Cumartesi günü kesin bir askerî zaferle sonuçlandırmıştır.
Bu zafer, Garp Ordularımızın Komutanı ve TBMM Hükûmeti’nin Dışişleri Bakanı İsmet Paşa’nın, İnönü’nün 24 Temmuz 1923 Salı günü Lozan Barış Konferansı’nda imzaladığı Barış Antlaşması ile taçlanmıştır.
ATATÜRK Nutuk’ta şöyle diyor:
“Efendiler, İsmet Paşa 24 Temmuz 1923 günü Antlaşma’yı imzaladı. Kendisini tebrik etmek zamanı gelmişti. Aynı günde şu telgrafnameyi yazdım:
‘Lozan'da Delege Heyeti Reisi Hariciye Vekili İsmet Paşa Hazretleri'ne
Millet ve Hükümet’in Zatıalilerine vermiş olduğu yeni vazifeyi muvaffakiyetle tamamladınız. Memlekete bir dizi faydalı hizmetlerden ibaret olan ömrünüzü bu defa da tarihi bir muvaffakiyetle taçlandırdınız. Uzun mücadelelerden sonra Vatan’ımızın barış ve bağımsızlığa kavuştuğu bugünde parlak hizmetiniz dolayısıyla Zatıalinizi, muhterem arkadaşlarımız Rıza Nur ve Hasan Beyleri ve mesainizde size yardım eden bütün Delege Heyeti üyelerini teşekkürlerle tebrik ederim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi
Başkumandan
Gazi Mustafa Kemal”
Atatürk, Büyük Nutuk’unda Lozan Barış Antlaşması’nı şu ifadelerle değerlendirmiştir:
“…Bu Antlaşma, Türk Milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması'yla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eder bir vesikadır. Osmanlı devrine ait tarihte, emsali görülmemiş bir siyasi zafer eseridir.”
ATATÜRK, İnönü’ye gönderdiği tebrik telgrafında 24 Temmuz gününü “Vatan’ımızın barış ve bağımsızlığa kavuştuğu” gün olarak nitelemiştir.
Buna göre, 24 Temmuz 2023:
Vatan’ımızın ve Millet’imizin barışa ve bağımsızlığa kavuşmasının 100. yıldönümüdür.
Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK’ün emsalsiz önderliğinde İstiklâl Savaşımızda kazandığımız Büyük Zafer’in diplomasi ve siyaset alanında elde edilen başarıyla taçlandığı Günün 100’üncü yıldönümüdür.
Türk Milleti’nin, milletlerarası camianın eşit üyesi olarak doğan bağımsız ve egemen kendi Devleti’nin, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusuna sahip olmaya hak kazandığı Günün 100’üncü yıldönümüdür.
ATATÜRK’ün “millî siyaset” anlayışının milletlerarası plânda tecelli ettiği Günün 100’üncü yıldönümüdür.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dış politika mimarisinde temel dengelerinin uzun vadeli olarak kuruluşunun 100’üncü yıldönümüdür.
Millet’imize Kutlu Olsun!
Lozan Barış Antlaşması ATATÜRK’ün dehası ve İnönü’nün üstün diplomasi meziyetleriyle ortaya çıkmış bir barış ve istikrar abidesidir.
Kurduğu dengeler Lozan Barış Antlaşması’nın 100. Yılını da tamamlamasını sağlamıştır. Oysa, Birinci Dünya Savaşı’nda ve sonrasında yapılan Antlaşmalar çoktan ortadan kalkmış bulunmaktadır.
Lozan’da bir “kurtlar masası” mahiyetindeki barış masasında, ATATÜRK’ün ifadesiyle “tarihî bir muvaffakiyetle” elde edilen Devlet’imizin “tapusu” gelecek kuşaklara, yani bizlere, titizlikle muhafaza etmemiz gereken paha biçilmez değerde bir miras olarak bırakılmıştır.
Büyük ATATÜRK’ün “…Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözünün, O’nun gelecek kuşakların bu tapuyu titizlikle muhafaza edeceklerine, Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatacaklarına olan inancının ve itimadının ifadesi olduğu muhakkaktır.
Ulu Önderimiz ATATÜRK’ün güvenine lâyık olmak bizler için yüce görevdir.
Lozan Barış Antlaşması’nın 100’üncü yıldönümünde başta Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK olmak üzere, İsmet İNÖNÜ’yü, Lozan Konferansı’ndaki heyetimizin vatansever Üyelerini, o dönemde Milletimizi TBMM’de temsil etmiş olan Vekilleri ve İstiklâl Savaşımızın aziz şehitlerini ve gazilerini rahmet, şükran, minnet ve saygıyla anıyorum.
24 Temmuz 1923’ün 100’üncü yıldönümünde 24 Temmuz günlerinin Ülkemizde resmen “BARIŞ GÜNÜ” olarak kabul ve ilân edilmesinin Türkiye’nin iç ve dış barışa verdiği önemin anlamlı bir tezahürü olacağını düşünmekteyim.