NATO’nun Türkiye ve Macaristan dışındaki 29 üyesi, 11-12 Temmuz’da Vilnius’ta yapılacak Zirve toplantısında İsveç’in Teşkilât’a üyeliğinin gerçekleşmesi için seferber olmuş durumda. İsveç’in üyeliği için belirli şartlar ileri sürmüş olan Türkiye’yi ikna çabaları sürmektedir.
Dış basında “Stockholm, Ankara'nın üyeliğine olan muhalefetini aşmak için son bir hamle yaparken, Batılı ülkeler de İsveç'i NATO'ya kabul etmesi için Türkiye üzerindeki baskıyı artırıyor” [1] şeklinde ifadeler yer alıyor.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson 30 Mayıs’ta Financial Times’da yayınlanan yazısında, diğer hususlar meyanında şunları okuyoruz:[2]
“Vilnius'taki NATO zirvesine beş haftadan biraz fazla bir süre kala, İsveç'in NATO üyeliği başvurusunu ciddi olarak değerlendirmenin zamanı gelmiş bulunuyor…29 müttefik İsveç'in başvurusunu onayladı. Türkiye ve Macaristan kaldı. İsveç, Türkiye ile kilit noktasını terörle mücadelenin oluşturduğu bir anlaşma imzaladı. Perşembe günü, İsveç'te bir terör örgütünü teşvik eden, güçlendiren veya destekleyen herhangi bir şekilde ona katılmayı yasa dışı kılan yeni yasa yürürlüğe giriyor. Böylece anlaşmamızın son kısmını yerine getirmiş oluyoruz. İsveç, ulusal güvenliğine yönelik her türlü tehdide karşı Türkiye'yi tam olarak desteklemekte ve Türkiye'ye saldırı düzenleyen PKK dahil tüm terör örgütlerini kınamaktadır.”
Oslo’da 31 Mayıs’ta yapılan NATO gayrıresmî Dışişleri Bakanları toplantısında İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billstrom da Hükûmeti’nin Türkiye’nin kaygılarının karşılamak için attığı somut adımları saydıktan sonra “böylece İsveç yükümlülüklerini yerine getirmiş olmaktadır” demiştir.[3]
İsveçli Bakan Twitter paylaşımında da "Bugün Oslo'daki NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı, üye devletlerin İsveç'in NATO üyeliğine güçlü desteğini gösterdi. Bu, İsveç'in NATO'ya girişini onaylama sürecine başlama konusunda Türkiye ve Macaristan'a verilen çok açık bir mesajdır" ifadesini kullanmıştır.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 1 Haziran’da Twitter hesabından İsveçli mevkidaşına şu cevabı vermiştir: [4]
“İsveçli Dostlarımıza billur kadar açık mesaj! Üçlü Muhtıra'dan doğan taahhütlerinizi yerine getirin ve terörle mücadelede somut adımlar atın. Gerisi takip edecek."
Çavuşoğlu’nun mesajından, İsveç Hükûmeti’nin Üçlü Muhtıra çerçevesinde Türkiye’ye karşı yükümlülüklerini somut adımlarla yerine getirmiş olduklarını beyan etmelerine rağmen 1 Haziran itibariyle Türkiye’nin İsveç tarafından atılmış olan adımları henüz yeterli somut nitelikte olarak görmediğini anlıyorum.
Diğer Taraftan, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg Cumhurbaşkanlığı yemin töreni için geldiği Ankara’dan sonra, İstanbul’da Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmiştir. Stoltenberg görüşmeden sonra yaptığı açıklamalarda “İsveç’in kayda değer ve somut adımlar attığını, yükümlülüklerini yerine getirdiğini” iddia etmiştir.[5]
Görüleceği üzere, Stoltenberg İsveç’in Üçlü Mutabakat çerçevesindeki “yükümlülüklerimizi yerine getirdik” şeklindeki iddialı açıklamalarını teyit ve destekleyen beyanda bulunmuştur. Böyle yapmakla da Çavuşoğlu’nun 1 Haziran’daki İsveç’e yönelik “taahhütlerinizi yerine getirin ve somut adımlar atın” çağrısı ile çelişen, hattâ Türkiye'nin değerlendirmesini reddeden bir tutum ortaya koymuş olmaktadır.
Stoltenberg, Erdoğan ile görüşmeyi "verimli" olarak nitelendirmiş; 12 Haziran haftasında konuyla ilgili olarak daha önce kurulmuş olan daimî müşterek mekanizma çerçevesinde Türkiye ve İsveç ile yeni müzakereler yapılacağını ifade etmiştir.
Konunun kuşkusuz NATO üyesi Türkiye’nin Rusya ile olumlu seyreden ilişkilerini de ilgilendiren, belki de bir ölçüde olumsuz etkileyebilecek mahiyeti vardır.
Diğer taraftan, halen Türkiye ile ABD ve AB arasında oluşmuş bulunan sorunlar yumağı mevcuttur. Aynı zamanda, Türkiye bir süredir bölgesel plânda ikili ilişkilerindeki arızaları onarma çabasındadır. Esasen sıkıntılı vaziyetteki ekonomik ve malî duruma şimdi bir de deprem felâketinin yüksek faturası eklenmiştir. Türkiye’nin dış kaynak ve sıcak para ihtiyacı artmıştır.
Bu şartlarda Türkiye’nin ABD ve AB ile olan ilişkilerindeki pürüzleri giderme arayışına öncelik ve hız vermesini gerektirebilecektir. Temennimiz bunun da millî güvenliğimiz ve millî davalarımızla ilgili kırmızı çizgilere ve hassas dengelere halel getirmeden suhuletle gerçekleştirilebilmesidir.
Türkiye’nin terörle mücadelesiyle ve dolayısıyla güvenliğiyle ilgili veçheleri bulunan İsveç’in NATO üyeliği konusunda, Ankara, 11 Temmuz NATO Zirvesi’ne uzanan 5 haftalık dönemde ve belki de sonrasında ciddi baskılara direnme ve kararlılık sınavı geçirecekmiş gibi görünmektedir.
Dış ilişkilerimizin akışı içinde daha önce Türkiye’ye kâğıt üzerinde verilmiş çeşitli taahhütlerin uygulamaya dökülememiş olduğunun her zaman hatırda tutulması gereken örnekleri vardır.
[1] https://www.ft.com/content/2954fa63-4590-4570-96e6-962c85957904
[2] https://www.ft.com/content/0fe101e8-b3f4-4726-924b-ba6537387d79
[3] https://www.anews.com.tr/world/2023/06/01/swedish-minister-says-all-commitments-fulfilled-to-join-nato
[4] Mevlüt Çavuşoğlu Twitter'da: "A crystal clear message to our Swedish Friends! Fulfill your commitments arising from Trilateral Memorandum & take concrete steps in the fight against terrorism. The rest will follow." / Twitter
[5] https://www.cnnturk.com/dunya/cumhurbaskani-erdogan-nato-genel-sekreteri-stoltenbergi-kabul-etti