İran’ın önemli kurumlarından Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Başkanı Ayetullah Mahmud Haşimi Şahrudi, uzun süredir yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle tedavi gördüğü hastanede, 24 Aralık Pazartesi günü hayatını kaybetti. Yaklaşık iki sene önce Ocak 2017’de Ayetullah Haşimi Rafsancani’nin vefatının ardından Şahrudi’nin de ölümüyle İran rejimi önemli bir şahsiyetini daha kaybetmiş oldu. Şahrudi daha önce Devrim Rehberi’ni seçme ve azletme yetkisine sahip olan Uzmanlar Meclisi ve Anayasayı Koruyucular Konseyi üyeliği gibi önemli görevlerde de bulunmuştur. 1999-2009 yılları arası yürüttüğü İran Yargı Başkanlığı ise Şahrudi’nin siyasi kariyerindeki en kritik görev olmuştur. Şahrudi, üstlendiği görevlerin yanı sıra Devrim Rehberi Ali Hamenei ile yakın ilişkilere sahip üst düzey bir din adamıydı. Üstelik Şahrudi’nin ismi Hamenei’nin olası haleflerinden biri olarak geçmekteydi.
ABD’nin 2003 yılındaki Irak işgalini müteakip İran’ın Irak’taki etkinliğinin giderek artmasıyla Şahrudi’nin adı bu kez Irak’taki Şiilerin önderliği için gündeme gelmişti. Bölgesel etkinliği kapsamında özellikle Irak’taki Şiiler üzerinde etkisini güçlendirmek isteyen İran, Necef’teki dinî çevreleri kendisine bağlamak veya kendisine yakın bir “taklit merciinin” Necef’teki dinî ulemanın başına geçmesini sağlamak amacıyla yoğun çaba göstermiştir. Şahrudi ile Irak arasındaki bağ, bu bağlamda bir avantaj olarak görülmüştür. İranlı bir ailenin çocuğu olarak Irak’ta dünyaya gelen Şahrudi, dinî eğitimini Necef medreselerinde tamamlamış ve Irak Şiilerinin Saddam rejimine karşı direniş faaliyetlerine etkin rol oynamıştır. Nitekim bu dönemde Muhammed Bakır es-Sadr’ın önde gelen öğrencilerinden olan Şahrudi, Sadr’ın liderliğindeki Dava Partisinin öne çıkan simalarındandı. Şahrudi, 1979 Devrimi’nin ardından İran’a gittikten sonra kurulan Irak İslami Devrim Yüksek Konseyinin ilk başkanı olmuştur. Şahrudi’nin İran’da devrimin ileri gelenleriyle kurduğu yakın ilişkiler yukarıda zikredilen kritik görevlere gelmesinde etkili olmuştur.
Saddam’ın devrilmesinden sonra Şahrudi’yi, Ayetullah Sistani sonrası Irak Şiilerinin liderliği için düşünen İran, onun Irak’taki dinî konumunu güçlendirmek için faaliyetlerine hız vermiş ve Şahrudi’nin Şii din mercileri için telif ettiği içtihat kitapları bastırılarak Irak’ta dağıtılmıştır. Ancak Şahrudi’nin geçmişte Necef ulemasına yönelik eleştiri ve ithamları sebebiyle Necef uleması ona Necef’te temsilcilik açma izni vermemiştir. Nitekim Şahrudi, Eylül 2017’de Irak’a gerçekleştirdiği ziyarette Başbakan el-İbadi ve bazı diğer Iraklı üst düzey yetkililerle görüşmeler yapmış fakat Ayetullah Sistani ile görüşme talebi Sistani tarafından reddedilmiştir.
Şahrudi’nin hastalığının yaklaşık bir yıldır ciddileştiği ve ölümcül olduğu bilinmekteydi. Şahrudi’nin ölümünün İran’ın gerek ülke içinde gerekse de bölgede takip ettiği politikalara etkisi olacaktır. Ayrıca Şahrudi’nin vefatı Ali Hamenei’nin olası haleflerinin sayını azaltmıştır. Listedeki diğer iki isimden biri olan mevcut Yargı Başkanı Sadık Laricani’nin görev süresi yakında dolacağı ve yerine geçecek muhtemel ismin listedeki diğer aday olan İbrahim Reisi olacağı hesaba katıldığında, Reisi’nin müstakbel Devrim Rehberi olma şansının arttığı söylenebilir. Şahrudi gerek yüksek dinî konumu gerekse de ülkedeki siyasi taraflara eşit mesafede yaklaşmaya çalışmasıyla ülkedeki dinî ve siyasi çevrelerin saygısını kazanmıştı. Dolayısıyla ölümü, Devrim Rehberliğinin dinî makam boyutuna vurgu yapan özellikle geleneksel din adamları, siyasi çevreler, reformistler ve ılımlı-muhafazakârlar için bir kayıp olarak görülebilir. Öte yandan İran’ın bölgesel etkinliği açısından söz konusu ölüm, İran’ın Irak’taki Şii dinî liderliğin geleceğine yönelik planlarını olumsuz etkileyecektir.