İslami Azad Üniversitesi Tahran Bilim ve Araştırma Birimi öğrencilerini taşıyan bir otobüsün 25 Aralık 2018’de yaptığı kazada 9 kişi hayatını kaybederken 26 kişi de yaralanmıştı. Kaza nedeniyle birçok öğrenci, üniversite yönetimine yönelik eleştirilerini dillendirirken takip eden günlerde protestolar Tahran şehir merkezine taştı ve gösterilerde atılan eleştirel siyasi sloganlar dikkat çekti.
Yaklaşık 1,5 milyar dolar sermaye ve 1,7 milyona yakın öğrenciyle İran’ın en büyük devlete ait paralı üniversitesi olan İslami Azad Üniversitesinin ülke genelinde yüzlerce şubesi bulunmaktadır. Bunlardan biri, ülkenin önde gelen yüksek eğitim kurumlarından olan Tahran Bilim ve Araştırma Birimidir. Tahran’ın kuzeyindeki dağlık bir bölgede bulunun bu birimin yerleşkesinde öğrencilerin ulaşımını sağlayan toplu taşıma araçlarının yetersizliği, kullanılan eski araçların sürekli arıza yapması ve yollarda gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmaması gibi konular, öğrenciler tarafından uzun zamandır eleştirilmekteydi. Bu sebeple yaşanan son kazadan sonra kampüste toplanan öğrenciler, sorumluların cezalandırılmasını ve Rektör Muhammed Mehdi Tahrançi’nin yanı sıra Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Ekber Velayeti’nin istifasını istedi.
Üniversite kampüsünde başlayan gösteriler, kısa sürede şehir merkezine sıçramış ve Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı ve Tahran Üniversitesinin önü protesto gösterilerine sahne olmuştur. Güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu hâlihazırda protestolar büyük ölçüde dinmiş olsa da söz konusu müdahale başka tepkileri beraberinde getirmiştir. Örneğin Tahran Üniversitesi önünde gerçekleşen sıkı denetim uygulaması sebebiyle İran’ın önde gelen aydınlarından Tahran Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Muhammed Rıza Şefii Kedkeni’nin üzerinde personel kartı bulunmadığı gerekçesiyle okula girişine mâni olunmuş ve bu durum gazete manşetlerine taşınmıştır.
Üniversite yönetiminin bazı yetkililerin görevden aldığına ilişkin açıklaması tepkileri yatıştırmamış ve itirazlar daha da artmıştır. Gösterilerin devam etmesi üzerine Rektör Tahrançi, protestocu öğrencilerle bir araya gelerek yaşanan olaydan dolayı özür dilemiştir. Ülke Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazıri de olay yerine gelerek incelemelerde bulunarak sorumluların cezalandırılacağını belirtmiştir.
Bu açıklamalara rağmen öğrencilerin tepkisi son bulmamış ve dozu giderek artan eleştiri okları Velayeti’ye yönelmiştir. Eski Dışişleri Bakanı ve hâlihazırda Devrim Rehberi Hamanei’nin Dış Politika Danışmanı olan Velayeti, Ocak 2017’de Devrim Rehberi’nin kararıyla göreve geldiğinden beri üniversite yönetimindeki en etkili isimdir.
İslami Azad Üniversitesi, 1982 yılında Haşimi Rafsancani tarafından kurulmuş ve uzun bir dönem onun ekibi tarafından yönetilmiştir. Rafsancani’nin Ocak 2017’de vefatının ardından Devrim Rehberi tarafından göreve atanan Velayeti, “yeniden yapılanma” adı altında Rafsancani’ye yakın kadroları tasfiye etmeye başlamıştır. Bu durum, siyasi ve akademik çevrelerin de içinde bulunduğu farklı kesimlerce eleştirilmektedir.
Velayeti, yeniden yapılanmanın yanında üniversitenin muhafazakar değerlere daha fazla bağlı olmasını da istemiş ve bu doğrultuda kılık kıyafet uygulamalarından üniversite yapılan eğlence programlarına kadar çeşitli kısıtlamalar getirmiştir. Bunlarla birlikte Velayeti, üniversitenin yurt dışındaki faaliyetlerine ilişkin birtakım adımlar da atmaya başlamıştır. Bu doğrultuda ilk etapta İslami Azad Üniversitesinin Suriye, Irak ve diğer bölge ülkelerinde birçok şube açacağını açıklamıştır. Ancak üniversitenin ülke içindeki sorunları devam ederken İranlı öğrencilerden alınan öğrenim ücretleriyle oluşan bütçeyle yurt dışında yatırım planları yapılması tepkileri beraberinde getirmiş ve bu tasarı, yaşanan son kaza olayından sonraki protestoların gerekçelerinden biri olmuştur. İran’daki devlet üniversitelerinde eğitim alan öğrencilerin meydana getirdiği öğrenci hareketi, her daim ülkenin önemli politik hareketlerinden biri olagelmiştir. Ancak bu hareketler içerisinde yer almayan İslami Azad Üniversitesi öğrencileri, uzun zaman “apolitik” gençler olarak bazı çevrelerin eleştirilerine hedef olmuştur. Dolayısıyla son gösteriler, İslami Azad Üniversitesi öğrencileri arasında yeni bir öğrenci hareketinin şekillenmesi bakımından da dikkatle izlenmesi gereken bir konudur.
Azad Üniversitesi protestoları, İran’da son zamanlarda sık sık görülen bir gerçeği tekrar gözler önüne sermiştir. Farklı nedenlerle ortaya çıkan itiraz veya protestolar çok hızlı bir şekilde siyasallaşabilmekte ve Aralık 2017’de olduğu gibi siyasi otoriteye karşı bir ayaklanmaya dönüşebilmektedir. Önümüzdeki süreçte de ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımların etkisinin daha fazla hissedilmeye başlamasıyla, ülkenin yaşamakta olduğu krizin derinleşmesi ve çeşitli gerekçelere dayanan protestoların çok geçmeden siyasallaşması kuvvetle muhtemeldir.
BU makale ilk olarak İRAM'da yayınlanmıştır.